Dolayısıyla tedbir nafakası takdirine ilişkin kararın, davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin araştırma sonuçlarının dosyaya gelişini takiben hemen verilmesi gerekir. Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir....
Aile Mahkemesinin 2019/157 esas sayılı dosyasından evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası açıldığını, her iki tarafında kusursuz olduğu, müvekkilinin kusurunun ispatlanamadığı gerekçesi reddine karar verildiği, davacı kadın lehine boşanma davasıyla hüküm altına alınan tedbir nafakası karşılıklı boşanma davalarının retle sonuçlanıp kesinleşmesiyle birlikte kendiliğinden son bulduğunu, davacı kadının bu seferde eldeki davayı açarak haksız surette müvekkilinden tedbir nafakası isteminde bulunduğunu, davacı tarafın her ne kadar kirada oturduğu ve 600,00 TL kira ödediğini bahsetmiş ise de dava dilekçesinde belirttiği adreste annesi ile birlikte yaşadığını ve kira ödemesi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının ayrıca Ereğli merkezde bulunan başka bir evde de kalmakta olduğunu bu evde akrabasının evi olduğunu hiç bir kira bedeli ödemeden oturduğunu, davacının çalışmadığı halde 600,00 TL kira ile 500,00 TL fatura giderlerini ödediği iddiaları kendi içerisinde...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 28/04/2023 NUMARASI : 2023/81 ESAS 2023/800 KARAR DAVA KONUSU : Nafaka (Önlem Nafakası) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile evlendikten sonra davalının devamlı olarak hakaret ve tehdit ederek şiddet uyguladığını bu nedenle davalı adına uzaklaştırma kararı aldırdığını, hiçbir gelirinin olmadığını, davalının asansör firmasında çalıştığını gelir düzeyinin iyi olduğunu, bu nedenle 2.500,00TL tedbir nafakası takdir edilmesini ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir....
Öte yandan; boşanma ve ayrılık davalarında, tarafların kusur durumu hiçbir şekilde tedbir nafakasının takdirine etkili bir unsur değildir. Lehine önlem alınacak olan taraf kusurlu olsa dahi, önlemi gerektirici sebebin varlığı halinde kanunda belirtilen geçici nitelikteki önlemlerin alınması gerekir. Yine, her iki tarafın da gelirinin bulunması tedbir nafakası verilmesini engelleyici bir hâl değildir. Ancak eşlerin ekonomik durumlarının birbirine yakın olması durumu söz konusu ise bu durumda geçici tedbir nafakası verme zorunluluğunun ortadan kalkacağı söylenebilir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Yargıtay içtihatları ile bir başkası ile evlilik dışı birliktelik yaşayan eşe tedbir nafakası verilmeyeceği hususu benimsenmiştir. TMK'nın 169. maddesi uyarınca takdir edilen tedbir nafakası, hâkim tarafından yargılama sırasında kaldırılmadığı takdirde boşanma davasında verilen kararın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona erer....
Öncelikle belirtilmelidir ki, yoksulluk nafakası, boşanma ile yoksulluğa düşecek olan eş lehine hükmedilen bir nafaka türü olup, söz konusu bu nafaka boşanma davasında verilen ‘’boşanma hükmü’’ kesinleştikten sonra işlemeye başlayacaktır. 12. Yoksulluk nafakası boşanmanın eşlerle ilgili mali sonuçlarından biri olup, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde: “Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir. Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.” şeklinde düzenlenmiştir. 13. TMK’nin 175. maddesinde geçen “yoksulluğa düşecek” kavramından ne anlaşılması gerektiği konusunda yasal bir tanımlama olmaması karşısında bu husus yargısal uygulamada kurallara bağlanmıştır....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı kadın vekili kararı, kusur belirlemesine, kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddedilmiş olmasına, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası miktarına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddedilmiş olmasına, müşterek çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarına, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasının reddedilmiş olmasına ve reddedilen bu alacak davası yönünden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olmasına yönelik olarak istinaf etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Dava boşanma ve fer'ileri ile ziynet alacağına ilişkindir....
Davadaki istem: mahiyeti itibariyle iştirak nafakası niteliğindedir. Yargıtay'ın ve doktrinin benimsediği şekilde iştirak nafakası olarak nitelendirme yapılıp hüküm kurulması gerekirken; mahkemece, yanlış nitelendirme sonucu tedbir nafakası olarak hüküm oluşturulması doğru değildir. Belirlenen bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 2.fikrasındaki “...tedbir (önlem) nafakasına...” cümlesinin çıkarılarak yerine “...iştirak nafakasına...” cümlesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 29.02.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Boşanma ve Önlem Nafakası davasında (TMK m.166/1) davacı-davalı taraf; reddedilen asıl davası, kabul edilen birleşen davanın tamamı yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur. Evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve ferilerine ilişkin (TMK m.166/1) eldeki davada, resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak (HMK md. 355) mahkememizce yapılan inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, taraflara delillerini bildirmeleri için usulüne uygun süre verildiği ve yerine getirilmediği sabittir. Davacı davasını ispatlayamamıştır....
İştirak Nafakasının Niteliği: İştirak nafakası, boşanmaya karar verilmesi hâlinde velayeti kendisine verilmeyen eş aleyhine, ergin olmayan çocuk lehine herhangi bir talep olmaksızın da hâkim tarafından hükmedilen nafaka türüdür. Verilmesindeki amaç ise ergin olmayan çocuğun yetiştirilmesi için, çocuğun yiyecek, giyecek, barınma, sağlık, dinlenme, eğitim ve öğretim, harçlık ve ulaşım gibi giderlerine velayet kendisine verilmeyen eşin mali gücü oranında katılmasını sağlamaktır (TMK. Mad.182/2) İştirak nafakası, çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana babanın mali durumuna göre takdir edilir. İştirak nafakası, hukuki niteliği bakımından bir bakım nafakasıdır. İştirak nafakası kamu düzeni ile ilgili olduğundan boşanma, ayrılık veya evliliğin iptali davalarında yargıç görevinden ötürü bu konuda bir karar vermek zorundadır. 5.2.Yasal düzenlemeler; 5.2.1. Türk Medeni Kanunu. Madde 182....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasındaki tedbir nafakası davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; davacının davalıya karşı açmış olduğu boşanma davasının reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, tarafların boşanma davasının açıldığı tarihten bu yana bir araya gelmediklerini, müşterek çocuğun davacı ile birlikte yaşadığını, davalının davacıya ve çocuğuna maddi-manevi destekte bulunmadığını, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığını, davacının herhangi bir gelirinin bulunmadığını, ihtiyaç içerisinde olduğunu, davalının adına kayıtlı gayrimenkulü ve düzenli gelirinin bulunduğunu belirterek, müşterek çocuk için aylık 700,00-TL, davacı için aylık 500,00-TL tedbir nafakasına karar...