Bir kısım davalı/karşı davacılar, bakım borcunun yerine getirilmediğini, mirasbırakanın bakım ihtiyacı içerisinde olmadığı gibi, hasta olduğu dönemde ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yapıldığını, alınan raporun yeterli olmadığını, anılan sözleşmenin makul sınırda olmayıp, kız çocuklardan mal kaçırmak amacıyla ve muvazaalı olarak yapıldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuşlar; karşı davalarında, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin iptalini, olmadığı taktirde tenkisini istemişlerdir. Mahkemece, bakım borcunu yerine getirmeyen davacıların karşı taraftan edimini yerine getirmesini isteyemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine; ölünceye kadar bakma sözleşmesinin muvazaalı olduğu gerekçesiyle karşı davanın kabulüne karar verilmiştir....
Dava, ölünceye kadar bakım sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 512. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir....
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir....
Dava konusu 4754, 2121, 2107 ve 233 parsel sayılı taşınmazlarda ise ölünceye kadar bakım sözleşmesinin borçlusu ... eşi ...’dan kendisine intikal edecek miras hak ve hissesini ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile davacıya devretmiştir. Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiyle ölünceye kadar bakım sözleşmesi yapması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, dava konusu taşınmazlardan 233 ve 4754 sayılı parseller 1/2 pay olarak, 2121 ve 2107 sayılı parseller ise 1/6 pay olarak muris ... adına kayıtlıdır. Muris ...’ın 1997 tarihinde vefatı ile ......
Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bedel karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir Somut olayda; davacı ile bakım alacaklıları ... ve davalı ... arasında 06.07.2006 tarihinde ... Noterliğinde ... yevmiye numarası ile ölünceye kadar bakım sözleşmesi düzenlenmiş, bakım alacaklısı ... 23.01.2007 tarihinde vefat etmiş olup davalı ... ise sağdır. Dava konusu ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile bakım alacaklısı muris ... toplam sekiz adet taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya bırakmıştır. Dosyanın incelenmesinden, murisin dava konusu ölünceye kadar bakım sözleşmesine konu taşınmazlar dışında bakım alacaklısı ...'ın annesi ... adına kayıtlı tek parça taşınmazının bulunduğu anlaşılmaktadır. Tanık beyanlarına göre, davacının çok kısa süre evli kalıp boşandıktan sonra bakım alacaklıları olan ailesinin yanına yerleştiği ve onlarla birlikte yaşadığı, davacı tanığı ...'...
Zira bu gibi durumlarda ölünceye kadar bakım sözleşmesinin ivazlı olarak (bakım karşılığı) değil de bağış amaçlı veya mirasçıların bazılarından mal kaçırmak amacı ile yapıldığı kabul edilmelidir. O halde mahkemece öncelikle yapılması gereken iş, davalı-karşı davacının ehliyetsizlik savunması incelenmek olmalıdır....
Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir. Bakım borçlusunun (davacının) bakıp gözetme görevini yerine getirmediğini iddia etmek ve bakım sözleşmesinin bu sebeple iptalini istemek yetkisi daima bakım alacaklısına aittir. Dolayısıyla, eldeki davada davalı ve birleşen davanın davacısının davacının bakıp gözetme görevini yerine getirmediği iddiası dinlenemez. Ancak, davalı ve birleşen davanın davacısı bu iddia dışında sözleşmenin muvazaalı düzenlendiğini belirtmiştir. Kısaca ifade etmek gerekirse, muvazaa irade ile beyan arasında kasten yaratılmış aykırılıktır....
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 611. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan Kanunun 612. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Resmi şekilde düzenlenmeyen ölünceye kadar bakım sözleşmelerine değer verilerek tapu iptali ve tescil hükmü kurulması mümkün değildir....
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp konut temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir....
Ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflara hak ve borçlar yükleyen sözleşmelerden olup, bakım borcuna karşılık bir taşınmazın devri kararlaştırıldığında, bakım alacaklısının ölümünden sonra onun mirasçıları mülkiyeti geçirme borcu ile yükümlüdürler. Bu yükümlülüklerini yerine getirmemeleri halinde, sözleşmeye dayanılarak tapu iptali ve tescil istemi ile dava açılabilir. Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadığı sürece, bakım alacaklısını ailesi içerisine alıp konut temini, besleme-giydirme, hastalığında tedavi, manevi yönden de her türlü yardım ve desteği sağlama gibi ödevleri kapsar. Bu görevlerin yerine getirilmesi halinde ölünceye kadar bakım sözleşmeleri taraflarına kişisel hak sağladığı için tapu iptali ve tescil davasını, bakım borçlusu ya da onun külli halefleri bakım alacaklısının mirasçılarına karşı açabilirler. Kuşkusuz, ölünceye kadar bakım sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığı her zaman ileri sürülebilir....