Tenkis talebine yönelik yapılan incelemede, murisin 29/4/2007 tarihinde vefat ettiği, dava konusu vasiyetnamenin sadece davalı vakıf lehine düzenlendiği, vasiyetnamenin açılması dosyasında davacıya 30/05/2008 tarihinde tebligat yapıldığı, tenkis davasının ise süresinde 04/12/2008 tarihinde açıldığı, murisin dava tarihi itibariyle tenkise tabi malvarlığı bulunmadığının belirlendiği görülmektedir....
Tenkis davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası karşılıksız kazandırmaların yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşaî) davalardandır. Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde, 564. maddedeki tercih ... gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan, diğer bir anlatımla davalının tercih ... doğmadan, bu hakkın kullanılması söz konusu olamaz. Buna bağlı olarak daha önce bir tercihten söz edilmiş olsa bile bu tercih sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmalı ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca süratle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak naktin ödetilmesine karar verilmelidir....
Tenkis davasının konusu murisin saklı payı zedeleyen bir veya birden fazla kazandırmalarıdır. Bir kimsenin karşılık almaksızın bir başkası yararına malvarlığı hak ve alacaklarından temin ettiği hukuki işlemlere kazandırma, bağış denir. Muris bu kazandırmaları ölüme bağlı tasarruf ile ya da sağlararası işlemlerle yapabilir. Tenkis davası mirasbırakanın malvarlığında tasarruf edilebilir kısmı aşkın kazandırmalarının tasarruf edilebilir orana indirilmesini temin eden önceye etkili yenilik doğurucu bir dava türüdür. TMK’nın 571. maddesine göre, tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamenin açılma tarihinden, diğer tasarruflarda ise mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer. Bir yıllık süre, tenkis davası açmaya hakkı olan mirasçının saklı payına tecavüz edildiğini öğrendiği tarihten itibaren işlemeye başlar....
Mahkemece, vasiyetnamenin iptali davasının reddine, tenkis talebinin ise kabulüne karar verilmiştir. Bilindiği gibi; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden sözedilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Mirasbırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin bir aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir....
Hukuk Dairesinin 2012/10586 Esas sayılı ilamı ile onandığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerekirken belirtilen taşınmaz hakkında da hüküm kurulmuş olduğunu, 27 M 00298 plaka sayılı dolmuş hattının tasarruf tarihi olan 28/12/1998 tarihinde herhangi bir bedel ihtiva etmediği hususunda Gaziantep Büyükşehir Belediyesinin resmi yazısına rağmen hat bedeli konusunda bilirkişi raporu alınarak tenkis hesabına dahil edilmesinin, tenkis hesaplaması yapılırken müvekkilinin kişisel gelirinin, çalışma gücünün ve malvarlığının yokmuş gibi kabul edilmesinin, tarafların annelerinin miras payının tenkis hesabına katılmasının hatalı olduğunu, müvekkili lehine takdir edilen vekalet ücretinin eksik olduğunu belirterek açıklanan ve re'sen saptanacak nedenlerden dolayı kararın müvekkilinin lehine bozulmasını istemiştir. C. Gerekçe 1....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki rayice göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir. Somut olaya gelince, mirasbırakanın davalı tarafa kazandırdığı malların mirasbırakanın ölüm günündeki değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucu sabit tenkis oranı bulunduktan sonra her bir davalıya kazandırılan taşınmazların karar tarihindeki veya karar tarihine en yakın tarihteki rayice göre değeri ile sabit tenkis oranı çarpılarak tenkisi gereken bedel bulunacağı yerde, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, sabit tenkis oranı bulunduktan sonra davalılar ... ve ......
Mirasdan iskat, mahfuz hissenin temelini teşkil eden aile dayanışmasının zedelendiği hallerde, mahfuz hisseli mirasçıyı mirasdan uzaklaştırma olanağını miras bırakana tanıyan ölüme bağlı bir tasarruftur. Bu tasarrufla vasiyetci mahfuz hisseli bir mirasçısını miras hakkından ve mahfuz hissesinden yoksun bırakır. Normal koşullarda vasiyetci mahfuz hisse üzerinde tasarruf edemez, etse bile bu tenkis yolu ile iskat olunan mirasçılara dönebilir. Ancak iskat yoluyla ve iskat sebeplerinin gerçekleşmesi halinde mahfuz hisseden yoksun kalma konusu gündeme gelir. Vasiyetci her zaman ve dilediği taktirde mahfuz hisse dışında kalan hisseler üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilir. Onun için mirasdan iskat sadece mahfuz hisseli mirasçılar hakkında hüküm ifade eder. Mirasdan iskat murisin tek taraflı ölüme bağlı bir tasarrufu ile gerçekleşir. İskat cezai (olağan) ve koruyucu olmak üzere iki türlüdür....
Ölüme bağlı tasarruflar (vasiyetnameler) mutlak tenkisine tabi tasarruflardır. Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. Sabit tenkis oranı, 11.11.1994 gün ve 4/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile "tasarrufun tümünün değeri ile davalılara yapılan fazla teberru arasında kurulan orandır". Sabit tenkis oranı ile el atılan saklı payın, tasarrufun değerine oranı ile bunun her davalıya yapılan tasarruf tutarları yönünden ayrı ayrı belirlenmesi gerekir. İkinci olarak, temlike konu malın kıymetine noksan gelmeden bölünmezliğinin mümkün olup olmadığı saptanır. Tasarrufa konu mal, sabit tenkis oranında bölünebilir ise bu kısımların bağımsız bölüm olarak taraflar adına tesciline karar verilmelidir....
TMK.nun 560.maddesine göre de; "Saklı payını alamayan mirasçılar, miras bırakanın tasarruf edebileceği kısmı aşan tasarruflarının tenkisini dava edebilirler." Bu durumda davanın TMK'nun 565.maddesi gereğince tenkis hükümlerine göre incelenmesi gerekir. Tenkiste, tasarrufa konu malın paylaşımı yönünden araştırma yapmak için sabit tenkis oranı belirlenmelidir. Somut olayda mahkemece; dava dilekçesindeki vasiyetnamenin saklı payları ihlal ettiği yönündeki beyanlar tenkis talebi olarak görülmüş ancak tenkis konusunda uzman bilirkişi görüşüne başvurulmadan mahkmece yapılan değerlendirmeye göre davacının saklı payının ihlal edildiği gerekçe gösterilerek davacının saklı payı nispetinde vasiyetnamenin kısmen iptaline karar verilmiş olması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....