Noterliğinin 30.12.1998 tarihli ve .... yevmiye numaralı vasiyetnamesini tanzim ettiğini, vasiyetnamenin Bursa Tereke Hakimliğinin 2001/21-22 esas sayılı dosyası ile 02.05.2001 tarihinde açıldığını, murisin ölüme bağlı tasarrufla bir kısım davacılara ve davalılara mal bıraktığını, yapılan vasiyetnamenin şekil ve murisin tasarruf ehliyeti bakımından eksiklikler içerdiğini, anılan vasiyetnamenin murisin bizzat kendi arzusu ile yapılmadığını, üçüncü şahısların hileleri, korkutmaları ve yanıltmaları sonucu tanzim edildiğini ve vasiyetname ile saklı paylarının zarar gördüğünü ileri sürerek vasiyetnamenin iptalini, olmazsa bu tasarrufla ihlal edilen saklı paylarının tenkisini talep etmiştir. 2. Birleştirilen Bursa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/622 Esas sayılı dosya davacısı ..., dava dilekçesinde; muris ...'ün Gemlik 1....
Ölüme bağlı tasarruf; vasiyet ve miras mukavelesi gibi, gerçek kişilerin hukuki etki ve hükümlerini ölümlerinden sonra doğuran hukuki işlemleridir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ise sözleşmecilerden birinin ötekine, ölünceye değin bakma ve kendisini görüp gözetme koşuluyla bir malvarlığını veya bir takım mallarını intikal ettirmesi borcunu doğuran sözleşmedir. Yani, ölünceye kadar bakma sözleşmesi sağlar arası ve çift taraflı borç yükleyen bir sözleşme olup, etkisini ölüme bağlı tasarruf gibi ölümden sonra değil imzalanmasıyla birlikte gösterir. Ölünceye kadar bakma sözleşmesi, ölüme bağlı bir tasarruf değildir. Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 26.02.2019 tarih 2016/15966 Esas 2019/1670 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; TMK'nun 596. maddesinde vasiyetnamenin açılması "Vasiyetname, geçerli olup olmadığına bakılmaksızın tesliminden başlayarak bir ay içinde mirasbırakanın yerleşim yeri sulh hakimi tarafından açılır ve ilgililere okunur....
Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2016/45 Esas 2016/49 Karar sayılı veraset ilamı incelendiğinde iş bu ölüme bağlı bu tasarrufla müvekkilinin saklı paylarına açıkça tecavüz edildiğinin anlaşıldığını, miras hukukunda miras bırakanın terekesi üzerinde dilediği gibi tasarruf edebilme imkanının sınırlarının aşılmasının ve saklı paya tecavüz edilmesinin yaptırımı olarak, yapılan ölüme bağlı kazandırmaların tenkis edilmesi düzenlendiğini, bu nedenle vasiyetnamenin medeni kanunda yer alan oranlarda tenkis edilmesini talep ettiklerini ve davacıların talebine karşılık Türk Medeni Kanunun 571/son maddesi uyarınca tenkis def'inde bulunduklarını, tenkis hesaplarının yapılmasını ve çıkacak sonuca göre karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkilinin 88 yaşında bir hanımefendi olduğunu, okuma yazma bilmediğini, huzurdaki davadan haberdar olduktan sonra dosya içine celbedilmiş vasiyetnamenin açılması davasının içeriğinden ve anlamından avukat olarak bilgilendirmeleriyle haberdar olduğunu ve anlamını idrak ettiğini...
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belilenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirascılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Taraflar arasındaki dava, Vasiyetnameden Kaynaklı Tenkis istemine ilişkindir. Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Asıl davalar yönünden; muris ........... ....’nin vasiyetnamenin düzenlendiği ....08.2006 tarihinde fiil ehliyetine sahip olması nedeniyle vasiyetnamenin iptali talebinin reddine ilişkin kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, vasiyetnamenin tenkisi yönünden; TMK.nun 506/... maddesi gereğince davacıların yasal miras payının yarısı oranında, başka bir deyişle .../... oranında saklı payları bulunduğundan TMK.nun 560.maddesine göre saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarını ihlal eden tasarrufların tenkisini talep etme hakları bulunmaktadır. Tasarruf edilebilir kısmın hesabı TMK.nun 507.maddesinde açıklanan yöntemle hesaplanan parasal miktarda saklı pay sahibi mirasçıların saklı paylarına düşen miktar belirlendikten sonra sabit tenkis oranı bulunup, tenkise konu olan mala sabit tenkis oranı uygulanmalıdır....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Alaçam Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/254 Esas, 2020/249 Karar sayılı dava dosyasında verilen Ölüme Bağlı Tasarruf (Tenkis) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; İddia ve savunmaya mahkemece toplanıp değerlendirilen deliller ile duruşma tutanaklarına yansıyan bilgi ve belgelere göre; İstinaf incelemesine konu ve esas teşkil eden eldeki dava; Ölüme Bağlı Tasarruf (Tenkis) istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılıp bitirilen yargılama sonucunda, "...Davanın Türk Medeni Kanununun 571. maddesi uyarınca 10 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı gözetilerek, -Açılan davanın hak düşürücü süre nedeniyle USULDEN REDDİNE," karar verilmiştir....
Tenkis iddiası, def'i yoluyla her zaman ileri sürülebilir." hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan maddelerde; ölüme bağlı bir tasarruf olan vasiyetnamenin iptali ve tenkisi davalarını açmak için belirtilen süreler, hak düşürücü süre olarak düzenlenmiştir. Ancak gerek 559. maddenin 2. fıkrasında, gerekse 571. maddenin 3.fıkrasında; vasiyetnameye ilişkin açılmış bir davada hükümsüzlük ve tenkis iddiasının, defi yoluyla her zaman ileri sürülebileceği belirtilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davalılardan T14'in tarihli cevap dilekçesi ile TMK 599/son (743 sayılı MK 501/son) maddesi uyarınca vasiyetnamenin tenkis defi ileri sürmüş olup, istinaf dilekçesinde de bu hususu yinelemiştir....
ve finansal işlerinde hep yanında olması hususları birlikte değerlendirildiğinde davalının murisin akrabaları ile olan bağını zayıflattığı ve onlara mirastan pay vermemek için murisi ölüme bağlı tasarruf yapmaya zorladığı neticesinin ortaya çıktığını, vasiyetname tanıklarının tanıklık ettikleri ve imzaladıkları vasiyetnamenin hukuki mahiyet ve neticelerini anlamadan imza ettiklerini, daha önce dinlenen tanık beyanları ile son tanık beyanları birlikte değerlendirildiğinde vasiyetnamenin ivedi şekilde bir baskı izlenimi verecek şekilde oluşturulduğunun açık olduğunu, vasiyetnamenin iptalinde cebir, hile, ikrah iddiaları ileri sürüldüğü halde bu hususla ilgili tarafların tüm delillerinin toplanıp, birlikte değerlendirilmeden karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu; Yargıtay kararlarında görüleceği üzere ölüme bağlı tasarruf olan vasiyetnamenin sıhhaten geçerliliğinin tam olarak tahkik edilmesi gerekmekte olduğunu, dinlenen tüm tanık beyanlarından davalının baskıları ile vasiyetnamenin acele...