Uyuşmazlık Uyuşmazlık, 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 560 ncı maddesi ve devamı maddeleri uyarınca vasiyetnamenin iptali, mümkün olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. B. İlgili Hukuk 1....
Buna göre mahkemece vasiyetnamenin tasarruf nisabı oranınca geçerli olacağı dikkate alınıp, tenkis hükümleri çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2015 tarihinde oybirliği ile karar verilidi....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Diğer taraftan, tenkis davalarında, tasarrufa konu malın, ancak sabit tenkis oranında bölünebilir nitelikte bulunması halinde, bu kısımların bağımsız bölümler halinde tesciline karar verilmesi gerekirken, bu yön dahi göz önünde tutulmamıştır. Eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir. Tenkis davası; murisin, saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlararası kazandırmalarının yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, önceye etkili ve yenilik doğurucu davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; murisin ölüme bağlı veya sağlararası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların ihlal edilip edilmediğinin belirlenebilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümüyle bilinmesi gerekmektedir....
Temyiz Nedenleri 4.2.1.Davalılar vekili, Yargıtayın bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediğini, 469 parselin temlik dışı tereke kapsamında kabul edilerek tenkis hesabının yapılması gerektiğini belirterek kararın bozulmasını istemiştir. 5.YARGITAY KARARI 5.1.Dava, tenkis talebine ilişkindir. 5.2.Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul;miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır....
Ne var ki, tenkis isteği yönünden yapılan araştırma ve değerlendirmenin hükme yeterli olduğunu söyleyebilmek mümkün değildir. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmalarının (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul, miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilebilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümünün bilinmesiyle mümkündür. Tereke, miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedelenen kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Ancak, bağış akdine konu edilen 1672, 1767 ve 26 parsel sayılı taşınmazlar yönünden Türk Medeni Kanunu'nun 565 ve devamı maddeleri uyarınca tenkis hükümlerinin uygulanması gerekeceği de kuşkusuzdur. Ne var ki, mahkemece tenkisle ilgili hesap ve değerlendirme yapılırken yanılgıya düşüldüğü anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saldı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (teberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise, kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür....
ün vasiyetnamede bulunan imzayı bilinci ile attığının kabulü gerekse de tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere murisin maaş çekme mi yoksa ölüme bağlı tasarrufta bulunmaya yönelik mi imza attığına dair olguları birbirinden ayırt edecek muhakeme ve yargılama yeteneğine sahip bulunmadığı, miras bırakan ...'ün iğfal edilerek başka bir deyişle aldatılarak düzenlemede bulunduğu kanaati hasıl olarak davacının 05.03.2003 ve 01670 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin iptali talebinin kabulüne, davacının diğer talebi olan tenkis talebine yönelik ise; vasiyetnameye konu yapılan ... ili ... ilçe ... Mahallesi 316 ada 196 parsel üzerindeki 1 nolu bağımsız bölümün halihazırdaki tapu kayıtlarında halen Muris ... adına kayıtlı olduğu gerekçesi ile davacının tenkis talebine yönelik karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm; davalılarca temyiz edilmiştir.Dava konusu 05.03.2003 tarihli vasiyetnamenin ......
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....