Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, Noterde düzenleme şeklinde yapılan vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 2. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 557 ve devamı maddeleri, 557 nci maddede "1. Tasarruf mirasbırakanın tasarruf ehliyeti bulunmadığı bir sırada yapılmışsa, 2. Tasarruf yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmışsa, 3. Tasarrufun içeriği, bağlandığı koşullar veya yüklemeler hukuka veya ahlâka aykırı ise, 4. Tasarruf kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmışsa" bu sebeplerle ölüme bağlı bir tasarrufun iptali için dava açılabileceği düzenlemesi yer almaktadır. 3. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 558 nci maddesinde; "İptal davası, tasarrufun iptal edilmesinde menfaati bulunan mirasçı veya vasiyet alacaklısı tarafından açılabilir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif ve subjektif unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanun'un 565. maddesinin 1, 2 ve 3. bentlerinde gösterilenler) veya saklı payı ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunu'nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek, davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561.maddesinde yer alan mahfuz hissesinden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Özel olarak iskata itiraz nedenleri: Cezai (olağan) iskatın hükümsüz kılınması konusunda ölüme bağlı tasarrufun genel olarak hükümsüzlüğü yanında Medeni Kanunun 512.maddesinde belirlenen bazı özel durumlarda mirasdan iskat edilen mirasçıya, iskata ilişkin ölüme bağlı tasarrufa itiraz ederek onu kısmen veya tamamen etkisiz bırakma imkanı tanınmıştır. İskat edilen mirascı, bu itirazını duruma göre tenkis veya iptal davası açmak suretiyle gerçekleştirir....
Maddesi gereği, kamu düzenine aykırılık teşkil eden hususlar hariç tutularak, istinaf neden ve gerekçeleri ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede; Dava, TMK 565/4 maddesine dayalı saklı pay oranında tenkis isteminden ibarettir. TMK'nın 561. maddesine göre, "Saklı pay sahibi mirasçılara ölüme bağlı tasarrufla yapılan ve tasarruf edilebilir kısmı aşan kazandırmaların onların saklı paylarını aşan kısmı orantılı olarak tenkise tabi olur.” Saklı paylar mirasbırakanın terekesinden tasarruf edebileceği kısmın sınırını oluşturur. Bu sınır yani tasarruf edilebilir sınır aşıldığında aşılan kısmın tenkisi yani saklı paylı mirasçı lehine eksiltilmesi söz konusu olur. Bu eksiltme ise TMK'nın 560. ve devamı maddelerinde düzenlenen tenkis davası yolu ile mahkeme tarafından gerçekleştirilir. Tenkis talebi, saklı payı zedeleyen ölüme bağlı tasarrufların tümü ile kanunda sayılan bazı şartlar gerçekleştiğinde sağlararası tasarruflar hakkında ileri sürülebilir....
, müvekkilinin murisin bütün tedavilerinde yanında bulunduğunu, tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, diğer mirasçıların ilgilenmediğini, muris tarafından diğer mirasçıların zorlama ve yanıltması ile düzenlenen vasiyetname ile mirasçılıktan çıkarma işleminin vasiyetnamenin şekil noksanlıkları ve irade sakatlığı sebebinin yanında TMK 510. maddenin aradığı iskat sebeplerinin yokluğu nedeni ile geçersiz olduğundan iptaline, mümkün olmaması halinde müvekkilinin saklı pay mirasçı olması ve muris Sunnah Göveç'in ölüme bağlı tasarruflarının tenkise tabi olması sebebi ile TMK 512/3 hükmü maddesi gereğince vasiyetnameye itirazlarının kabulü ile murisin aktif ve pasif malvarlığının tespiti ile terekeye dahil edilerek, müteveffa tarafından gerçekleştirilen ölüme bağlı tüm tasarrufların tenkisine, muris tarafından devredilen Kayseri ili Cengiz Topel Mh 416 pafta 2533 ada 7 parselde kayıtlı taşınmaz kaydına, Kayseri ili Kocasinan ilçesi Cumhuriyet Mahallesi 5043 ada 1 parselde kayıtlı taşınmazda...
İşte, bu tür davalara da tenkis davası denilmektedir. O halde tenkis davası, miras bırakanın sağlar arası veya ölüme bağlı tasarruf veya tasarruflarıyla, tasarruf edilebilir kısmı aşması halinde, bu tasarrufların, tasarruf edilebilir kısım oranına indirilmesini temin eden hukuki bir olgudur. (4721 s. TMK m. 560- son) Saklı pay sahibi mirasçı, tenkis davası açabileceği gibi, tenkis isteme hakkı, henüz yerine getirilmemiş tasarrufların, yerine getirilmesini istemesi halinde defi yolu ile de kullanılabilecektir. (4721 s. TMK m. 571/son) 4721 s. TMK' nun 560. ve devamı maddelerinde tenkis davalarını düzenlemiştir. Hangi tasarrufların tenkis edilebileceği, saklı paya el atma olup - olmadığının belirlenmesi yöntemi, tecavüz halinde hangi tasarrufların, hangi sıra ile tenkise tabi tutulacağı bu bölümde açıklanmıştır. Tenkis davaları, yenilik doğuran (inşai) nitelikte davalar olup, mirasın açıldığı güne kadar geriye doğru etkilidir....
saklı payı ihlal ettiğini, davacının saklı payı üzerinde tasarruf ettiğini, iptal (tenkis) def'i, TMK.559/2 maddesinde düzenlendiğini ve hukuki niteliği itibariyle ölüme bağlı tasarrufun hükümsüzlüğünü sağlamaya yönelik olup, kendisinden ölüme bağlı tasarruf nedeniyle hak talep eden kişiye karşı ileri sürülebilen karşı bir hak olduğunu, ölüme bağlı tasarrufların geçersizliğini ileri sürme defi'ini TMK.nın 558 maddesinde belirtilen kişiler yani mirasçılar, vasiyet alacaklıları ile bu tasarrufların iptalinde hukuki yararı olanlar ileri sürebileceklerini, iptal def'i, iptali gereken nedenleri bulunan bir vasiyetin vasiyet edileni tarafından, vasiyet edilen malı mirasçılardan dava yolu ile istemesi veya vasiyetin tenfizini istemesi halinde söz konusu olduğunu, iptal davası için zamanaşımı süreleri geçmiş olsa bile, iptal davası açmaya hakkı olan kimsenin, bir süre sınırlaması olmadan iptal def'inde bulunabileceğini, bir başka hususun ise, yerel mahkemenin gerekçeli kararının 2....
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK. nun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 fıkrasında gösterilenler) tenkis uygulanırken TMK. nun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Vasiyetnamenin iptali, mirasçılıktan çıkarmanın iptali ve tenkisi davaları, ölüme bağlı tasarrufun iptal edilmesinde çıkarı olan mirasçı tarafından, ölüme bağlı tasarruftan yararlanan kişilere karşı açılabilecektir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 557. maddesinde vasiyetnamenin iptali sebepleri sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar; ehliyetsizlik, vasiyetnamenin yanılma, aldatma, korkutma veya zorlama sonucunda yapılmış olması, tasarrufun içeriğinin bağlandığı koşullar veya yüklemelerin hukuka veya ahlaka aykırı olması, tasarrufun kanunda öngörülen şekillere uyulmadan yapılmış olması halleridir. Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme, değerlendirebilme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez....