Bölge Adliye Mahkemesi "taraflar arasında gerçek hak ve pay durumunu değiştirebilecek nitelikte bir çok ölüme bağlı tasarruf, miras ve hibe sözleşmeleri, açılmış dava ve ölümden sonra gerçekleşen pay devirlerinin söz konusu olduğu, bu halde eldeki davada uyuşmazlığın yalnızca yasal mirasçının miras payının iptali ve intikalini gösterir bir mahkeme ilamıyla giderilebilecek nitelikte olmadığı, özellikle Burhaniye Noterliğinin 26.08.1983 tarih, 6792 yevmiye sayılı Düzenleme Şeklinde Miras Mukavelesi'nin yazım tarzı itibarı ile bu sözleşmenin mirasın tamamını kapsayan bir mirastan ivazlı feragat sözleşmesi sayılıp sayılamayacağı ya da terekenin bir kısmını oluşturan bazı malları kapsayan kısmi bir miras sözleşmesi sayılıp sayılmayacağı hususunun yargılamayı gerektirdiği....mirasçılık belgesinin iptali davasının, mirasçılar arasındaki tüm uyuşmazlıkları sona erdiren ve mirasçılar arasında eda nitelikli diğer yargılamaları gereksiz kılacak bir şekilde mirasın intikalini sağlayacak tüm uyuşmazlıkları...
Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez....
Davacıların, bu yöne değinen temyiz itirazlarının reddine,Davacıların tenkis talepleri yönünden temyiz itirazlarına gelince; Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (bağış) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; mirasbırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik) dışı terekenin tümüyle bilinmesiyle mümkündür. Tereke mirasbırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu malvarlığı kıymetleri ile iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur....
Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez. Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
- Mirasın reddi dışında vasiyetname gibi ölüme bağlı tasarruflar veya miras sözleşmesi gibi tasarruflar var ise mahkemece öncelikle bu tasarrufların nitelikleri değerlendirilmeli, Belirtilen tasarruflarda miras bırakan tasarrufa konu miras payının akıbetinin ne olacağı konusunda ( muayyen mal vasiyeti gibi) bir düzenleme yapmış ise mahkemece miras payının akıbeti hakkında herhangi bir hüküm kurulmamalı, tasarruf olgusunu ve bu olguların hukuki sonuçlarının terekenin bölüştürülmesi sırasında gözetileceğini hüküm yerinde göstermekle yetinmelidir. Ancak miras bırakan tasarrufa konu miras payının akıbetinin ne olacağı konusunda ( muayyen mal vasiyeti gibi) bir düzenleme yapmamış ise mahkemece miras payının akıbetinin ne olacağı hükümde gösterilmelidir....
Ölüme bağlı tasarrufların hüküm ve neticelerini, mirasbırakının ölümünden sonra meydana getirmesi söz konusu olduğu için, bu özelliği nedeniyle, kanun koyucu bu tasarrufların kurulmasını sıkı şekil şartına bağlamıştır. Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir. Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinde resmi vasiyetnamede yer alacak tanıkların bazı özellikleri taşıması hükme bağlanmış; bazı kişilerin resmî memur veya tanık olarak, resmî vasiyetnamenin tanziminde yer alamayacağı açıkça öngörülmüştür. Düzenlemeye katılma yasağını öngören 536. madde emredicidir. Türk Medeni Kanununun 536. maddesinin 1. fıkrası mutlak yasakları öngörmüştür....
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya TMK'nin 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken TMK'nin 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı Kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir....
Mahkemece, davacının kendisine düşen edimini yerine getirdiği gerekçesi ile asıl davanın kabulüne; tenkisi mümkün olan ölüme bağlı olan tasarrufun infaz edildiği tarihten itibaren tenkisi istenebileceği, karşı davanın açıldığı tarih itibari ile ise infaz edilen tasarruf olmadığı gerekçesi ile karşı davanın reddine karar verilmiştir....
Miras bırakanın TMK'nin 506. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez....
Tenkis davası, TMK'nun 560-562 maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu davalardandır. Bu yönüyle bakıldığında tenkis davası Miras Hukukuna özgü bir iptal davası olarak kabul edilmelidir. (G.Antalya, Miras Hukuku, İstanbul, 2003, s.305). Tenkis, açıkladığımız sebeplerle saklı payın yaptırımıdır (H.Hatemi, Miras Hukuku, İstanbul, 2004, s.23). Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan, bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlararası kazandırmalardan yapılır (TMK.md.570). Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi için, kazandırma konusu tereke ile kazandırma dışı terekenin tümü ile bilinmesi gerekir....