HUKUK DAİRESİ DAVA TÜRÜ: MİRASÇILIKTAN ÇIKARMA - KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; mirasçılıktan çıkarma istemine ilişkindir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 23.01.2020 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 28.01.2020 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 14. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 14.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 14/12/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 21.05.2014 gününde verilen dilekçe ile mirasçılıktan çıkarma talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 17.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasçılıktan Çıkarma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. * Davacı vekilinin Avukatlık Kanununun 27. maddesinde değişiklik yapan 4667 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 10.05.2001 tarihinden sonra dosyaya ibraz ettikleri, vekaletnamelerine baro pulu yapıştırılmamıştır. Avukatlık Kanunun değişik 27. maddesi uyarınca bu vekaletnameler işleme dayanak yapılamaz. Eksikliğin tamamlanması için 10 günlük kesin mehil verildiğinin sözü geçen vekile tebliği; eksiklik tamamlanmadığı taktirde bu vekile yapılan tebligatlar geçersiz olduğundan tebligatlar asıla yapılarak işlemin yenilenmesi ve tekrar gönderilmesi için evrakın mahalline GERİÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi. 06.12.2007...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 26/05/2015 NUMARASI : 2014/353-2015/174 Bozma ilamına uyan mahkemece uyuşmazlık; TMK'nun 510 ila 512. maddeleri uyarınca, mirasçılıktan çıkarma sebeplerinin bulunmaması nedeniyle vasiyetnamenin iptali istemine ilişkindir. Dairemizin temyiz inceleme görevi ise TMK'nun 520-526, 542-544, 550-556, 557-559, 600-604 ve 595-597. maddeleri uyarınca vasiyetname hükümlerinden kaynaklanan davalara ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 02.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Mirasçılıktan Çıkarma Tasarrufunun İptali-Tenkis Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 67.20 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 02.06.2011 (prş)...
Muris ölüme bağlı tasarruf şekillerinden birine (vasiyetname ya da miras sözleşmesi) uyarak, kendi iradesiyle tasarruf özgürlüğü içerisinde, terekesinin tamamı veya belli bir oranı için bir ya da birden fazla kişiyi mirasçısı olarak belirlemek hakkına sahiptir. Bu hukuki işleme “mirasçı atama (nasbı)”, böyle bir işlemle mirasçılık sıfatını kazanan kişiye de “atanmış (mansup) mirasçı” denir. Buna karşılık, belirli (muayyen) mal bırakma, ölüme bağlı bir tasarrufla murisin bir kişiyi, onu mirasçı olarak atamaksızın belirli bir mal bırakma yoluyla kazandırmada bulunmasıdır. Kendisine bu şekilde menfaat sağlanan (kazandırmada bulunulan) kişiye “belirli mal bırakma vasiyeti alacaklısı” ya da kısaca “vasiyet alacaklısı (eski deyimle “musaleh”) denilmektedir. Bir ölüme bağlı tasarrufun mirasçı atanması mı yoksa belirli bir mal bırakma vasiyetini mi içerdiğinin belirlenmesinde murisin gerçek iradesi esas alınmalıdır....
Mahkemece; vasiyetnamenin baskı, yönlendirme, yanıltma, etki altında kalma yolu ile düzenlendiğini kanıtlanmadığı ve murisin terekesinde herhangi bir malvarlığı bulunmadığından davaya konu vasiyetname ile tereke tasarruf nisabının aşılması ve saklı paya tecavüz söz konusu olmadığı gerekçesiyle vasiyetnamenin iptal ve tenkis taleplerinin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2-) Tenkis talebine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Tenkis davası, TMK'nın 560-562. maddelerinde düzenlenen, mirasbırakanın saklı payları zedeleyen gerek ölüme bağlı ve gerekse sağlararası kazandırmalarının kural olarak saklı paylarının karşılığını alamayan mirasçılar tarafından mirasbırakanın tasarruf edebileceği sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili...
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2006/2611 Esas 2007/312 Karar sayılı dosya ile karara bağlandığını, dava dilekçelerinde dahi ileri sürülmüş olaylardan olduğunu, miras hukukunda hak sahipliğinin miras bırakanın ölüm anındaki duruma göre belirlenmesinin esas olduğunu, miras bırakanların gerek sağlararası gerekse ölüme bağlı tasarruflar ile terekesi üzerinde tasarruflarda bulunabileceğini, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını ihlal etmemesinin bunun sınırını teşkil edeceğini, bu sınırın ihlalinin yaptırımının kural olarak ya tenkis def'i ya da tenkis davası olduğunu, miras bırakanın terekesinde ölüme bağlı tasarruf yetkisinin, ölüme bağlı tasarrufun mevzuatın ön gördüğü kurucu ve geçerlilik unsurlarını taşıyor olması gerekmekte olduğunu, miras bırakanın terekesindeki hak sahipliğinin ölüme bağlı tasarruflarla belirlenmesinde de söz konusu esasların geçerli olduğunu, müvekkilinin her ne kadar yasal mirasçı olsa da miras bırakanın ölüm tarihi itibariyle saklı pay sahibi mirasçısı olmadığını, müvekkilinin...
Noterliğince düzenlenen 26/03/2010 tarihli ve 1829 yevmiye sayılı vasiyetnamesi ile terekesinin tamamı için davalı ... mirasçı olarak atadığı, iradesinin belirli mal vasiyeti olmadığı, mirasbırakanın vasiyetname ile çocuklarını mirasçılıktan çıkarma sebebi sayılabilecek nitelikte sebep gösterilmediği, bu haliyle TMK’nın 512 nci maddesinin üçüncü fıkrası gereği mirasçılıktan çıkarmanın tasarruf nisabı oranında geçerli olacağı, alınan mirasçılık belgesine göre mirasbırakanın mirasçılarının çocukları olan davacılar ... ile ... oldukları, alt soyun saklı payının miras payının yarısı oranında olması nedeniyle davalıya bırakılan miras payının indirilerek tenkisinin gerekeceği, birleşen davanın davacılarının mirasbırakanın torunları olması nedenleriyle mirasçılık sıfatlarının bulunmadığı gerekçesiyle; asıl davanın tenkis yönünden kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1....
Türk Medeni Kanunu'nun 560 ve devamı hükümlerinde düzenleme alanı bulan tenkis davası; miras bırakanın, saklı payı ihlâl eden sağlararası veya ölüme bağlı kazandırmalarının, yasal sınıra indirilmesini sağlayan yenilik doğurucu bir dava niteliğindedir. Bu dava sonucunda verilen kararla; miras bırakanın yapmış olduğu tasarruflar, mirasın açıldığı tarihten itibaren hüküm doğurmak üzere, saklı payı aştığı ölçüde geçersiz olacaktır. 16. Tenkis davasının konusunu, miras bırakanın saklı payları ihlâl eden tasarrufları oluşturur. Tenkise tâbi tasarruflar, sağlararası ve ölüme bağlı tasarruflar olarak ikiye ayrılmaktadır. Belirtmek gerekir ki bu ayrımın yapılması tenkis davası bakımından oldukça önemlidir. Zira miras bırakanın tasarruf nisabını aşan tüm ölüme bağlı tasarrufları tenkise tâbi iken, sağlararası tasarrufları ise sadece 4721 sayılı Kanun'un 565 inci maddesinde sayılan gruplardan birine ait olması durumunda tenkise tâbi tutulur. 17....