Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile Mahkemesi'nden verilen 15.05.2014 gün ve 104/374 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, davalı adına tapuya kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak davacının mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacağının davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm; davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Ne var ki; davacı ...'un .. Aile Mahkemesi'ne verdiği imzası kimlik tespiti yapılmak suretiyle usulen onaylanmış 03.02.2015 tarihli dilekçeyle temyizden feragat etmiş olduğundan davacının temyiz isteminin REDDİNE, taraflarca HUMK'nun 388/4....

    Başka bir anlatımla, şahsi hak niteliğindeki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkının dava konusu yapılabilmesi için muaccel (istenebilir) hale gelmesi gerekir, bu da mal rejiminin sona ermesi ile gerçekleşir. Mal rejiminin sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşuludur. Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince (6100 s.lı HMK'nun 30. m) bekletici mesele yapılmalıdır. Tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekir. Somut olayda; davacı ile davalı ...'ün boşanmalarına ilişkin, ... Başlangıç Mahkemesi'nin kararı, ......

      vekili, evlilik birliği içinde edinilen ... plakalı araç için 8000 TL, ev eşyaları için 7000 TL olmak üzere toplam 15.000 TL mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak talebinde bulunmuştur. Davalı-birleşen davada davacı ... vekili, birleşen dosya dava dilekçesinde, evlilik birliği içinde edindikleri ... plakalı aracın yarı bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 4000 TL alacağın tahsilini talep etmiştir....

        Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir. 4721 sayılı TMK'nin 202/1.maddesi gereğince edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde yapılan ödemelerde, eşler lehine değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacağı hakları doğabilecektir. Kooperatif ödemelerinin bir kısmının mal rejiminin devamı süresince, bir kısmının da daha sonraki tarihlerde yapılmasında, mal rejiminin geçerli olduğu dönemden sonraya sarkan ödemeler, dava konusu taşınmazın borcu kabul edilerek tasfiye gerçekleştirilir. Buna göre; öncelikle, tasfiyeye konu kooperatifin ödemelerinin hangi dönemde yapıldığı ve oranları ile tasfiye tarihindeki sürüm değeri ayrı ayrı belirlenmelidir....

          Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nin yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu ... ada ... parselde bulunan 3 nolu bağımsız bölümün eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 28.09.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edildiği anlaşılmıştır. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179)....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi ... ile ... arasındaki mal rejiminin sona ermesi sebebiyle tazminat davası hakkında ... 1. Aile Mahkemesi'nden verilen 20.11.2013 tarih ve 2012/1105 E, 2013/900 K. sayılı hükmün Daire'nin 16.12.2015 gün ve 2015/20360 E, 2015/22646 K. sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Davalı vekilleri tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm, davalının temyizi üzerine dairece onanmıştır. Bu defa davalının karar düzeltme isteği üzerine dosya yeniden incelenmiştir. 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi atfıyla uygulanan 1086 sayılı HUMK'nun 5236 sayılı Kanun ile eklenen Ek 4. maddesine göre karar düzeltmeye konu bölümünün Dairemizin karar tarihi olan 2015 yılı itibariyle 12.690 TL'den az olması durumunda karar düzeltilmesi yoluna gidilemez....

              İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Davacı istinaf dilekçesinde özetle; kooperatif hissesinden kaynaklı 30.000,00 TL alacak talebi hakkında mahkemece olumlu olumsuz bir karar verilmediği gibi hükmün gerekçesinde dava tarihinden itibaren aylık 300,00 TL nafakaya hükmedildiği yazılı olduğu halde hükümde kararın kesinleşmesinden itibaren denilerek tereddüt oluşturulduğunu, nafaka miktarının da yetersiz olduğunu belirterek, kararın bu yönlerden kaldırılmasını istemiştir. GEREKÇE: Dava; TMK'nun 166/1 maddesine dayalı boşanma ve mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Davalı istinaf itirazında bulunmamış, davacı ise, çocuğa verilen nafaka ve hakkında hüküm kurulmayan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemi yönünden istinaf itirazında bulunmuştur....

              Görüldüğü üzere, mal rejiminin tasfiyesi anlaşmalı boşanma kapsamında değildir. Başka bir anlatımla boşanmanın mali sonuçları hususunda taraflarca kabul edilecek düzenleme, mal rejiminin tasfiyesine yönelik istemleri içermez. Ne var ki, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin isteklerin boşanma davasına ait anlaşma protokolü kapsamına alınmasını engelleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. Diğer yandan bir davada yapılan mahkeme içi ikrar, başka bir davada da geçerli olup, kesin delil teşkil eder (Prof. Dr. Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü, Altıncı baskı,İstanbul 2001, C:2, s:2045 ve HUMK'nın 236/1. m.)....

                Hukuk Dairesi K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 10.01.2020 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 23.01.2020 tarihli ve 2020/1 sayılı kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilen, 28.01.2020 tarihli ve 31022 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2020 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (2.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 02.09.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ :Mal Rejiminin Tasfiyesinden Kaynaklanan Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı vekili 12.07.2021 havale tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz başvurusunun yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 13.09.2021 (Pzt.)...

                    UYAP Entegrasyonu