Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Hekimhan Cumhuriyet Başsavcılığının 19.12.2005 gün ve 2005/4 numaralı davanamesinde sağ olduğu halde nüfus kütüğüne ölüm kaydı düşülen ... 'ün ölüm kaydının iptali ve kardeşi ... 'ün ölü olduğunun tespiti ile nüfus kaydına ölüm şerhinin düşülmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; Kaydının düzeltilmesi istenilen ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mükerrer Nüfus Kaydının ve Ölüm Tarihinin İptali Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Davacı vekili, dava dilekçesinde; davacı ... 'ın, Murtaza ve ...'ın 25/11/1961 doğumlu çocuğu olduğu, ancak davacının bu kaydına ölüm şerhi düşülerek 30.08.1969 doğumlu olarak tekrar tescil edildiği, ikinci kaydı ile ... ile evlenerek ... ismini aldığı, tüm bu işlemlerin babası ...'nın Almanya'ya gidebilmesi için çocuk sayısının azaltılması amacı ile yapıldığını bildirerek, 25.11.1961 tarihli nüfus kaydı ile bu kayıttaki ölüm kaydının iptalini, 30.8.1969 doğum tarihli ...'in doğum tarihinin 25.11.1961 olarak düzeltilmesini istemiştir....

      Davacının murisinin ölümü tarihinde yürürlükte bulunan 506 Sayılı Kanun'un ölüm sigortasından aylık bağlama şartlarını düzenleyen 66. maddesine göre; beş yıldan beri sigortalı bulunup, sigortalılık süresinde en az 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş olması durumda ölen sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanır. Somut olayda, davacının ilk kez ölüm aylığı talebinde bulunduğu 19.04.2007 tarihinde ölüm aylığı yasal koşulları bulunmadığı gerekçesi ile aylık talebinin reddedilmesinin ardından askerlik borçlanması tutarının iade edildiği, mahkemece davacının murisinin sigortalılık başlangıç tarihinin 01.08.1972 tarihi olduğunun tespitine karar verilmesinden sonra ikinci kez ölüm aylığı tahsis talebinde bulunulduğu, ölüm aylığının askerlik borçlanmasının ödenmesi ile yasal koşulların yerine getirilmesinden sonra bağlandığı anlaşılmaktadır....

        Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacıların babası olduğu iddia edilen ... ili... İlçesi ... Köyü Cilt No:... Hane No:.... nüfusuna kayıtlı ... nüfus kayıtlarının kapalı olduğu, Bakanlar Kurulunun 12.09.1957 tarih 4/8694 sayılı kararı ile de vatandaşlıktan ıskat edildiği, davacıların babalık talepli açtığı davada davacı ...’ün 19.04.2012 tarihli dilekçesi ile ilave talep olarak babası .... 21.07.1992 tarihinde öldüğünün tespitinin de istendiği, mahkemece babalığın tespiti yanında ... ölüm tarihinin 21.07.1992 olarak düzeltilmesi kararı verildiği ve taraflarca temyiz edilmeksizin bu kararın 28.12.2012 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında kapalı kayıt üzerinde işlem yapılmayacağı dikkate alınmadan... ölüm tarihinin 21.07.1992 olarak düzeltilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir....

          DAVA TÜRÜ :Nüfustaki Ölüm Tarihinin Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle hükümde "Vahide'nin 1969 olan ölüm tarihinin denilecekken "1969 olan doğum tarihinin denilmiş olması, yazım hatasından kaynaklanmış olup, mahallinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1979/40 esas, 1979/43 karar sayılı ilamı “...’nin 1930’da doğduğunun ve 1969’da öldüğünün tesbitine” ilişkin olup mirasçılık belgesi değildir .İstek olmadığı halde istek dışına çıkılarak, bu ilamın iptaline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

            Fıkrasının B bendinin silinerek yerine ‘506 sayılı Yasanın 60/G maddesi gereğince, malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına esas olmak üzere sigortalılık başlangıcı olarak 18 yaşını ikmal ettiği 25.09.1990 tarihinin esas alınması gerektiğinin tespitine” rakam ve sözcüklerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 22.09.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              -Dosyadaki yazılara, delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. ...-) Dava, 01.05.1983 tarihinin, davacının sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.506 sayılı Kanunun 60. maddesinin (G) fıkrasında; bu maddenin uygulanmasında; ... yaşından önce malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresinin, ... yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edileceği, ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edileceği yönünde hüküm öngörülmüş olup, düzenlemedeki “malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanlar” ibarelerinin, sigortalılar yararına bir yorumla, tabi olması gerekenleri de kapsadığının kabulü gerekmektedir....

                Dava, 26.02.1983 tarihinin sigortalılık başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. ...-Dosyadaki yazılara, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı Kurum vekilinin, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 506 sayılı Kanunun 60/G maddesinde "Bu maddenin uygulanmasında; ... yaşından önce malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına tabi olanların sigortalılık süresi, ... yaşını doldurdukları tarihte başlamış kabul edilir. Ancak bu tarihten önceki süreler için ödenen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primleri, prim ödeme gün sayılarının hesabına dahil edilir" hükmü öngörülmüştür....

                  SONUÇ: Hüküm fıkrasının (1). bendindeki "ve sigorta başlangıç tarihinin 02.01.1981 tarihi olduğunun tespitine," sözcüklerinin silinerek, yerine, "18/01/1964 doğumlu davacının 18/01/1982 tarihininde 18 yaşını ikmal etmiş olması nedeniyle kabulüne karar verilen süre için ödenecek malulluk,yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinin,prim ödeme gün sayısına eklenmesine,sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını ikmal ettiği 18/01/1982 tarihi olduğunun infazda gözetilmesine" ifadelerinin yazılmasına ve hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 28.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    Dosyada mevcut doğum ve nüfusa tescil kayıtları karşısında bir kimsenin doğmadan önce ölmesi ve ayrıca nüfusa tescil edilmesi yaşam gerçekleri ile bağdaşmadığından bu açıklamalar nazara alınarak ilgilinin gerçek ölüm tarihinin hiç bir kuşku ve duraksamaya yer vermeksizin tespiti gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu