emri düzenlendiğini, usul ve yasaya aykırı söz konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hatay İcra Dairesinin 2019/36620 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, alacaklı T3 tarafından borçlu Ali Levent Selçuk hakkında 04/11/2019 tarihinde genel haciz yoluyla 62.000,00 TL'nin tahsili için takip başlatıldığı, 19/11/2019 tarihinde borçlu mirasçıları hakkında ödeme emri düzenlendiği, davacı borçluya ödeme emrinin 13/12/2019 tarihinde tebliğ edildiği, 13/01/2020 tarihinde davacı tarafından mirası red sebebine dayalı olarak borca itiraz dilekçesinin verildiği, İcra Müdürlüğünün 16/01/2020 tarihinde mirası red sebebiyle itirazın borca itiraz olduğu ve süresinde itiraz edilmediğinden itirazın reddine ve takibin devamına kararının verildiği, 24/01/2020 tarihinde müvekkil hakkında başlatılan icra takibinin durdurulması ile maaş haczinin kaldırılması için tekrar talepte bulunulduğu, icra müdürlüğünün 24/01/2020 tarihinde borçlu tarafından süresinde borca itiraz edilmediği, takibin kesinleştiği anlaşıldığından maaş haczinin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği bu kararın...
İcra Müdürlüğü’nün 2015/523 E.sayılı dosyası ile 123.339,10 TL’nın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının takip tarihinden sonra 30.1.2015 tarihinde şirkete haricen 93.673,75 TL ödeme yaparak icra takibinde talep edilen borca ve ferilerine yapılan ödeme kadar itiraz ettiğini, ödemenin takipten sonra fakat ödeme emrinin tebliğinden önce yapılması nedeniyle takibin başlatılmasına davalı sebebiyet verdiğinden vekalet ücretinden sorumlu olduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın hukuki yarar bulunmadığından reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dosya içeriğine göre, davacı tarafından idari para cezasının tahsili amacıyla davalı aleyhine B..M.. 2012/11947 sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 20/12/2012 tarihinde tebliğ edildiği, davalının 25/12/2012 tarihli dilekçesi ile ödeme emrinin tebliğinden önce 14/12/2012 tarihinde borcu ödediğini belirterek icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği ve ödeme dekontunu itiraz dilekçesine eklediği anlaşılmaktadır. Davalının itiraz dilekçesinin mahiyeti, borcun bulunmadığına ilişkin olmayıp borcun ödendiğine (itfasına) ilişkindir. Nitekim icra memuru tarafından da davalının itirazı bu şekilde değerlendirilmiş, sadece icra takibinin yetki yönünden durdurulmasına karar vermiştir. Şu halde, borçlunun yetki itirazını kabul etmeyen alacaklı yetki itirazının reddini sağlamak için yalnız icra mahkemesinde itirazın kaldırılması yoluna başvurabilir; mahkemede itirazın iptali davası açamaz....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE :İ Uyuşmazlık, bonoya dayalı kambiyo takibinde takibin/ödeme emrinin iptali ve borca itiraza ilişkindir. 2004 sayılı İİK'nun 169/a-1 maddesine göre; "İcra mahkemesi hakimi, itiraz sebeplerinin tahkiki için iki tarafı en geç otuz gün içinde duruşmaya çağırır. Hakim, duruşma sonucunda borcun olmadığının veya itfa veya imhal edildiğinin resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispatı halinde itirazı kabul eder. İcra mahkemesi hakimi yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir". Buna göre; başvurunun niteliği de gözetilerek anılan madde gereğince mutlaka duruşma açılmalı ve itiraz duruşmalı olarak incelenmelidir....
İcra Müdürlüğü'nün 2014/13697 esas sayılı dosyasında borçlu sıfatı ile kendileri haklarında genel haciz yolu ile takip yapıldığını, takipten önceki temlik nedeniyle borçlu sıfatları bulunmadıklarını ileri sürerek ödeme emrinin iptali ve ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetinde bulunduğu, mahkemece usulsüz tebliğ işlemi şikayeti hakkında değerlendirme yapılmadığı, takip tarihi itibariyle alacağın temlik edilmiş olması nedeniyle Türk Ekonomi Bankası AŞ.'nin borçlu sıfatı bulunmadığı kabul edilerek takibin iptaline karar verilmiştir.Borçlunun yukarıda detaylı olarak açıklanan bu itirazı, borca itiraz niteliğinde olup, takip prosedürü itibariyle genel haciz yolu ile takipte İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren yasal yedi günlük itiraz süresi içinde icra müdürlüğüne yapılması gerekir....
bilgilerinin istenilmesi talebinin ve bu isteğe bağlı olarak yapılan işlemlerin iptali ile borca ve ferilerine itirazlarının kabulünü talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2017/10648 Esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, ödeme emrinin davacı borçluya 03.05.2017 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, diğer borçlular tarafından borca itiraz edildiği, davacının itiraz dilekçesi sunmadığı, alacaklının haciz talebinde bulunduğu, dosyanın takipsiz bırakıldığı ve 23.9.2020 tarihinde yenilendiği, dosyanın 2020/17124 esasına kaydedildiği, borçlunun 04.10.2021 tarihinde muhabere yoluyla tebliğin usulsüzlüğüne ve hacze itiraz dilekçesi sunduğu, talebin icra müdürlüğünce reddedildiği, 06.10.2021 tarihinde borca itiraz ettiği, icra müdürlüğünce itirazın reddedildiği görülmüştür....
E. sayılı icra takibini başlattığını, davalı-borçlunun ödeme emrinin kendisine tebliği üzerine 03.01.2023 tarihinde İcra Müdürlüğüne verdiği itiraz dilekçesi ile borcunun bulunmadığından bahisle borca ve yetkiye itiraz ettiğini, takibin durdurulduğunu belirterek davalı-borçlu şirketin yetki ve borca yönelik itirazının iptaline, haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz eden davalı-borçlu şirketten fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak ve %20’den aşağı olmamak üzere icra-inkâr tazminatı alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle davanın yetkili mahkeme olan ... mahkemeleri ve icra dairelerinde görülmesi gerekirken yetkisiz .......
Hukuk Genel Kurulu’nun, 19.11.2014 tarih ve 2013/12-2240 Esas 2014/929 Karar sayılı kararında; borçluların mirası reddetmeleri nedeniyle borçlu olmadıklarına yönelik iddialarının borca itiraz niteliğinde olup, takibin şekline göre, ödeme emri tebliği üzerine yasal sürede ilgili merciye yapılması gerektiği kabul edilmiştir. Dairemizce, anılan karar doğrultusunda içtihat değişikliğine gidilerek, Hukuk Genel Kurulu’nca kabul edilen ilke benimsenmiştir. Şu hale göre, borçluların başvurusu, borca itiraz niteliğinde olup, borca itirazın ise takibin şekline göre uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren yasal 7 günlük sürede icra dairesine yapılması zorunludur....