Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı alacaklı vekili tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlu tarafından süresi içerisinde itiraz edilmeyerek takibin kesinleşmesi üzerine davacı alacaklı vekili icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Davacı alacaklı tahliye istemli olarak davalı borçlu aleyhine başlattığı icra takibi ile kira alacağının tahsilini istemiştir. Ödeme emri borçlunun mernis adresine 19.12.2012 tarihinde tebliğ olunmuş, borçlu 13.03.2013 tarihinde ödeme emrine itiraz etmiştir. İcra müdürlüğünce itirazın, yasal süreden sonra yapılması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine, davalı borçlu tebligatın usulsüz olduğundan bahisle şikayet yoluyla tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olan 11.03.2013 olduğunun tespitine karar verilmesini talep etmiştir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, duruşmalı yapılan inceleme ile: İİK 264/2,5 maddeleri uyarınca ödeme emrine itirazdan sonra 7 günlük süre içerisinde itirazın iptali davası öncesinde arabuluculuğa başvurulmamış olduğu bu süre geçtikten sonra arabuluculuğa başvurulduğu her ne kadar alacaklı vekilince ödeme emri tebliğ edilmeden borçlunun ödeme emrine itiraz ettiği bu sebeple 7 günlük sürenin başlamayacağı savunulmuşsa da ödeme emrinden haberdar olan borçlunun ödeme emrine itiraz edebileceği, bu itiraz dilekçesinin geçerli bir itiraz olduğu takip alacaklasını da tebliğ edilmiş olduğu tebliğ tarihinin 03/12/2022 tarihi olup 7 günlük sürenin sonunun araya hafta sonu girmesi nedeniyle 12/12/2022 mesai bitimine kadar olduğu arabuluculuğa ise 13/12/2022 tarihinde başvurulduğu 264/5 maddesindeki sürenin geçirilmiş olması nedeniyle ihtiyati haciz kararı hükümsüz kalmış olmakla 18/11/2022 tarih, 2022/935 karar sayılı değişik iş ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir...

      Davanın yasal dayanaklarından olan 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlığını taşıyan 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, 7 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı belirtildikten sonra “Ödeme emrine itiraz” başlıklı 58. maddenin ilk fıkrasında, kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde itirazda bulunabileceği açıklanmış olmakla anlaşılacağı üzere, menfi tespit niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının söz konusu hak düşürücü süre içerisinde açılması gerekmekte olup uyuşmazlık konusu ödeme emirlerinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde davanın açılmadığı belirgin bulunmasına karşın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....

        Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi, kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. Davanın yasal dayanağını oluşturan 6183 sayılı Kanunun 58.maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi (7) gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur. Amme borçlusunun borcuna yetecek miktarda mallarının haczedilerek paraya çevrilmesi de maddede belirtilen cebren tahsil şekillerinden birisidir....

          Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu; "Yerleşik uygulamada da bu sebeple ödeme emrine itiraz Tebligat Kanunu’nun düzenlediği şekilde alacaklı veya vekiline tebliğ edilmemişse, sair suretlerle itirazdan haberdar olunduğu ileri sürülse dahi hak düşürücü sürenin başlamayacağı kabul edilmektedir (Hukuk Genel Kurulunun 21.10.2015 tarihli, 2013/19-2415 E., 2015/2335 K. sayılı kararı). Ne var ki, bu yönde tebligat kendisine yapılmamış olsa bile alacaklının ödeme emrine itirazın hükümden düşürülmesi için öngörülen kanuni yollara başvurabilir ve bu hâlde salt ödeme emrine itiraz alacaklıya henüz tebliğ edilmediği gerekçesiyle erken dava açıldığından bahsedilemeyeceği açıktır....

            Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu hakkında kira alacağının tahsili amacıyla tahliye istekli olarak başlatılan icra takibi nedeniyle düzenlenen ödeme emrine davalı borçlunun yasal süresinde itiraz etmemesi üzerine davacı alacaklı icra mahkemesine başvurarak tahliye isteminde bulunmuştur. Mahkemece tahliye isteminin kabulüne karar verilmiş,karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı alacaklı, İstanbul 28.İcra Müdürlüğünün 2014/37015 esas sayılı icra dosyası ile davalı borçlu aleyhine 17/12/2014 tarihinde başlattığı icra takibinde 2014 yılının Eylül, Ekim ve Kasım ayları kira parası olan 990 TL'nin tahsilini istemiştir.Davalı 19/12/2014 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine itiraz etmemiş, davacı alacaklı tarafından İcra Mahkemesinde tahliye istemiyle açılan davanın reddini savunmuştur....

              Yani, borçlunun yedi gün içinde ödeme emrine itiraz etmemiş olması halinde; ticaret mahkemesi, alacağın esası hakkında bir incelemeye girişmez; alacağı mevcut kabul ederek yalnız şekli hususları (ödeme emrine itiraz edilip edilmediğini ve edilmemişse borcun ödenip ödenmediğini) incelemekle yetinir. Borçlu bu iflas davasında (ticaret mahkemesinde) borçlu olmadığına dair bir itiraz veya def'ide bulunamaz; yani borçlunun itiraz ve def'ileri mahkemece inceleme konusu yapılamaz. (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Adalet Yayınevi, 2013, s.1122) Dava konusu dosya kapsamında, borçlu icra dairesinde ödeme emrine itiraz etmemiştir. Ödeme emri ve borç kesinleşmiştir. Davalı tarafça ödemeye ilişkin herhangi resmi ya da yazılı bir belge geçen süre içinde sunulamamış ve ödeme iddiasını ispat edememiştir....

                Davacı, gecikme zammı ile birlikte 26.436,90-TL idari para cezasının 6183 sayılı Yasaya göre tahsili amacıyla başlatılan 2011/11282 sayılı takip dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup; Mahkemece, dava konusu ödeme emrinin, borca yönelik olarak kuruma yapılan itiraz neticelendirilmeden düzenlendiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır....

                  Davacı, gecikme zammı ile birlikte 14.957,48 TL idari para cezasının 6183 sayılı Yasaya göre tahsili amacıyla başlatılan 2013/10 sayılı takip dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin iptalini talep etmiş olup; Mahkemece, dava konusu ödeme emrinin, borca yönelik olarak kuruma yapılan itiraz neticelendirilmeden düzenlendiğinden bahisle davanın kabulüne karar verilmiştir. 6183 sayılı Kanunun 55. maddesi, vadesinde ödenmeyen kamu alacaklarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesi olanağını öngörmüş olup; ödeme emrine konu edilen alacağın kesinleşmiş ve tahsil edilebilir aşamaya gelmiş olması zorunluluğu bulunmaktadır....

                    bulunduğu, Daireminizin 2016/11983 Esas 2017/4022 Karar sayılı ilamı ile; yetkili icra dairesinden borçluya gönderilen ödeme emrinin borçluya yeniden itiraz ve şikayet hakkı vereceği, mahkemece borçlunun ödeme emrine yönelik itiraz ve şikayetlerinin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden bahisle kararın bozulduğu, mahkemece bozma ilamına uyularak verilen kararda; ödeme emrinin borçlu asile tebliğ edilmesi gerekirken borçlunun vekiline tebliğ edilmesinin usule aykırı olduğu ayrıca borçlu vekiline gönderilen ödeme emrine dayanak belge eklenmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından temyiz edildiği görülmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu