DAVA Borçlu vekili dilekçesinde; ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu, borçlunun kapısına herhangi bir haber kağıdının yapıştırılmadığını, mahallesinde ... isimli bir şahsın bulunmadığını, yetkiye itiraz ettiklerini, bononun zamanaşımına uğradığını, alacaklıya herhangi bir borçlarının olmadığını ileri sürerek öğrenme tarihinin 01.10.2019 olarak düzeltilmesine, zamanaşımı nedeni ile takibin iptaline, İcra Müdürlüğünün yetkisizliğine, borca itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde; itiraz ve davanın reddini, %40'tan aşağı olmamak üzere de icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. III....
yetkiye, borca, takibe, ödeme emrine, faiz oranına, işlemiş faize ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek takibin durdurulmasını talep etmiştir....
a gönderilerek 2012/1146 numarasına kaydı yapılmış, yeniden 02.11.2012 tarihinde davalıya tebliğ edilmiş ve davalı 05.11.2012 tarihinde itiraz etmiştir. Davacı bu itirazın iptalini talep etmiştir. Davacı tarafından ilk icra takibine yetki ve borca ilişkin olarak borçlu tarafından 01.07.2008 tarihinde yapılan itiraz ile takip durmuş ve aynı zamanda KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre kesilmiştir. Bu tarihten sonra davacı 01.4.2010 tarihinde takibin yenilenmesi istemiş ve bu talep 05.05.2010 tarihinde red edilmiş ise de yetki ve borca itiraz ile ilgili bir karar alınmadan yapılan işlemlerin bir geçerliliği olmadığından zamanaşımını kestiğinden söz edilmez. 01.07.2008 tarihinden sonra geçerli olarak yapılan ilk işlem 19.03.2012 tarihli yetki itirazının kabulü ile dosyanın Kars İcra müdürlüğüne, gönderilmesi talebi olduğundan KTK 109/son maddesindeki 2 yıllık süre geçmiştir. Eldeki davada ceza zamanaşımı süresinin ise uygulanmayacağı da sabittir....
İcra Müdürlüğü'nün 2010/6024 Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğinden takibin mükerrer olduğunu belirtip borç miktarına ve takibe itiraz ediyorum dedikten sonra sonuç kısmında da borca itirazlarının kabulünü ve takibin iptalini istemiştir. Mahkemenin kabulünün aksine icra takiplerinin mükerrerliği (derdestliği) itirazı bir usul itirazı değil borca itirazdır. Buna göre itiraz dilekçesinde mükerrerlik itirazında bulunan borçlunun borcun tamamına itiraz etmiş olduğunun kabulü gerekeceği gibi açıkça takibin iptalinin istenmiş olmasıda bu değerlendirmeyi doğrulamaktadır. Taşınır rehninin icraya çevrilmesi başlığı altında yer alan İİK'nun 145. maddesinde “Alacağı taşınır rehni ile sağlanmış alacaklı, takip talebinde 58. maddede yazılı hususlardan başka merhunun ne olduğunu ve merhun üçüncü şahıs tarafından verilmiş ve merhunun mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise bu hakka sahip olan şahsın isminide bildirir” düzenlemesi yer almaktadır....
Sayılı takip dosyasına masraf yatırmamış ve dolayısıyla düzenlenmiş olan ödeme emri de müvekkil şirkete tebliğ edilmemiş olup tüm bu beyanlarının doğruluğunun icra dosyası incelendiğinde görüleceği, nitekim icra dosyasında herhangi bir kapalı tebligatın da zaten olmadığı, somut olaya bakıldığında, davacı şirketin icra dosyasını yetkili olan İzmir'e gönderdiğinin ve fakat dosyaya masraf yatırmadığının ve ödeme emrini müvekkiline tebliğe çıkartmadığının görüleceği, müvekkiline tebliğ edilen bir ödeme emri söz konusu olmadığı için de doğal olarak tebliğ edilmeyen bir ödeme emrine karşı da itiraz etme durumunun söz konusu olmadığı, dolayısıyla ortada halen daha ödeme emri tebliğ edilmemiş ve bu nedenle de itiraz edilmemiş dolayısıyla da devam eden yani durdurulmamış bir icra takip dosyasının olduğu, buna rağmen, davacı şirketin, durdurulmamış ve açık olan bir icra takibine karşı mümkün olmadığı halde itirazın iptali davası açtığı, iş bu davanın usulden reddedilmesi taleplerinin bulunduğu, davalı...
Bu açıklamalar ışığında ihtiyati haciz kararının infazı sırasında borcun kabulü, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere icra takip işlemi olmayan ihtiyati haczin tatbiki sırasında gerçekleştiğinden, hukuki nitelik olarak harici ikrar olup bu ikrar başka emare ve delillerle teyit edilmediğinden bağlayıcı sayılamaz. Borçlunun ihtiyati haciz sırasında ki ikrarının müzayaka altında yapıldığı düşünüldüğünde ve yasal olarak ancak ödeme emri tebliği üzerine senedi inceleme ve itiraz olanağı doğacağı gözönünde tutulduğunda, bu ikrarın ödeme emri tebliği ile doğan imza itirazı olanağını ve dava hakkını ortadan kaldırmayacağının kabulü gerekir (HGK. 23.01.2008 tarih 2008/12-25 E. 2008/3 K.). Mahkemece İİK. 170 maddesi hükümleri gereğince işin esasına girilip gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak borçlunun itirazları hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
(ticari unvanı) üzerine atılmış bir imza bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin borçtan sorumlu tutulamayacağını beyanla usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, borca itirazlarının kabulü ile takibin durdurulmasına ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
Dairemizce yapılan değerlendirmede ; Davalı tarafından Niğde İcra Müdürlüğü'nün 2020/5024 E. sayılı dosyası ile davacı aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davacıya 15/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, iş bu davanın ise, 20/10/2020 tarihinde süresi içerisinde açıldığı, yetkiye, takip konusu senetteki imzaya, borca ve fer'ilerine itiraz edildiği anlaşılmıştır. Öncelikle yetki yönünden yapılan incelemede; Bonoya dayalı takipte İİK.'nın 50. maddesi göndermesi ile uygulanması gereken, HMK.'...
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı T2'in Giresun İcra Müdürlüğü 2021/10160 Esas sayılı dosyasına yönelik borca itirazının reddine, davacı T1 yönünden Giresun İcra Müdürlüğü 2021/10160 Esas sayılı dosyasındaki tarafına gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile, ödeme emri tebliğ tarihinin 21/01/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, davacı T1'in Giresun İcra Müdürlüğü 2021/10160 Esas sayılı dosyasına yönelik borca itirazının reddine, davacı T1 yönünden Giresun İcra Müdürlüğü 2021/10159 Esas sayılı dosyasındaki tarafına gönderilen ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunun tespiti ile, ödeme emri tebliğ tarihinin 21/01/2022 tarihi olarak düzeltilmesine, davacı T1'in Giresun İcra Müdürlüğü 2021/10159 Esas sayılı dosyasına yönelik borca itirazının reddine karar verilmiş, tebligatın usulüne aykırı yapılmasında davalının kusuru bulunmadığından aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemiş, takip geçici olarak durdurulmadığından davacılar aleyhine tazminata hükmedilmemiş...
Sayılı kararında da değinildiği üzere;" takip tarihinde ve ödeme emri tebliğ edildiği tarihte borçlu vekilinin vekaletnamesinde icra dairelerinde tebligat almaya ve ödeme emri tebellüğüne yetkisi bulunmaktadır. Bu durumda borçlu vekiline yapılan ödeme emri tebligatı geçerlidir."...