nun 13.02.2013 tarihinde icra dairesine gelerek ödeme taahhüdünde bulunduğu, bu ödeme taahhüdüne binaen icra işlemlerinin ve ödemelerin yapıldığı, borçlunun 18/11/2013 tarihinde diğer şikayet ve itiraz nedenleri ile birlikte ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü ve takibin kesinleşmemesi nedeniyle yapılan ödeme taahhüdünün geçersiz olduğu iddiası ile yaptığı başvuru neticesinde mahkemece takibin ve ödeme taahhüdü işleminin iptaline ve alacağın %40 oranında tazminata hükmedildiği anlaşılmıştır. Borçlu ...'ya tebellüğ edilen ve usulsüzlüğü ileri sürülen Örnek ... ödeme emri tebligat mazbatasınında; tebliğ yapanın isim ve imzasını ve tarihi içermediğinden tebligatın usulsüz olduğu belirlenmiş ise de; Tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nun 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren (7) gün içerisinde icra mahkemesine yapılması zorunludur....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğü iddiasının yasal dayanağı İİK'nın 16. maddesi olup, bu yöndeki şikayetin, aynı maddenin 1. fıkrası uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren 7 günlük süre içinde icra mahkemesine yapılması zorunludur. Somut uyuşmazlıkta; borçlu şirkete çıkartılan şikayete konu ödeme emrinin; "tebliğ evrakı gösterilen adreste kimse bulunmaması adresin kapalı olması sebebiyle muhatabın en yakın Sibel Sağlam (çalışan) sorulmuş verilen sözlü beyanda muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin beyan edilmesi üzerine (Teb. K. m. 20 Teb....
da usulsüz olduğunun açık olduğunu ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi karşısında ölü kişiye yapılan tebligatın tebliğ tarihinin düzeltilmesinin mümkün olmadığından ödeme emrinin iptali gerekeceğini kaldı ki ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verildiğinden yenileme işleminin iptali şikayeti hakkında herhangi bir hüküm tesis edilmemesi gerektiği belirtilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davada; ... 3....
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; dava konusu haciz işleminin dayanağı ödeme emirleri arasında yer alan 2016/5 sayılı ödeme emri bakımından; davacı şirket tarafından söz konusu ödeme emrine karşı açılan dava sonucu ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşıldığından, dava konusu haciz işleminin anılan ödeme emrine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu haciz işlemi dayanağı ödeme emirleri arasında yer alan 2016/32 sayılı ödeme emri bakımından; söz konusu ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği anlaşıldığından, bu ödeme emrine istinaden uygulanan haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu haciz işleminin dayanağı ödeme emirleri arasında yer alan 2016/246 sayılı ödeme emri bakımından; işbu ödeme emrinde yer alan ve yapılandırması iptal edilen 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin vergi borçlarına istinaden uygulanan haciz işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı, 2015 ve 2016 yıllarına...
Bu nedenle vekil varken asile gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptali isabetsiz ise de anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Balıkesir 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/03/2015 tarih ve 2015/87 E.-2015/72 K. sayılı kararının hüküm fıkrasında geçen "ödeme emrinin iptaline" sözcüğünün silinerek karar metninden tamamen çıkarılmasına, yerine "ödeme emri tebliğ işleminin iptaline" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yerine şikayetin kabulü ile usulsüz ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ve davacıya yapılan ödeme emri tebliğ tarihinin 09.07.2021 olarak düzeltilmesine, bu kabule göre icra müdürlüğünün 09.07.2021 tarihli işleminin iptali ile takibin kesinleşmesinden önce davacıya ait mal varlığı üzerine konulan hacizler ile 34 XX 892 plakalı araç üzerine konulan haciz ile yakalama kararın kaldırılmasına, 34 XX 892 plakalı aracın teslimi işleminin Çarşamba İcra Müdürlüğünce gerçekleştirilmesine dair yeni bir karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ödeme emrinin iptali talebi yönünden yapılan incelemede; Ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğüne ilişkin şikayete dair hiçbir karar verilmediği ileri sürülmüş ise de, mahkemece talepler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın davanın süre yönünden reddine karar verildiği görüldüğünden, gerek ödeme emrinin iptali, gerekse meskeniyet şikayetine dayalı olarak haczin kaldırılması talebi yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu nedenle ödeme emrinin iptali talebi yönünden hiçbir karar verilmediğine yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığı görülmüştür. Davacı tarafça her ne kadar ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu ileri sürülerek ödeme emrinin iptali talep edilmiş ise de, davacının İİK'nın 103 maddesi uyarınca gönderilen davet kağıdı ile takipten haberdar olduğu açıktır. Davacı tarafça buna ilişkin tebligatın usulsüzlüğü de ileri sürülmemiştir....
Anılan düzenleme uyarınca, hakim, talepten fazlaya ya da başka bir şeye hükmedemezse de; tahakkuk edecek hale göre talep sonucundan daha azına karar verebilir.Öte yandan, takibin şekline göre olayda uygulanması gereken İİK'nun 168/1. maddesinin 2. cümlesi gereğince; ''İcra memuru senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.''Somut olayda, borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliğ evrakında, ''bu zarfta ödeme icra emri vardır'' şerhinin bulunduğu ve takip dayanağı bono suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklamanın tebligat mazbatası üzerinde yer almadığı görülmektedir.Bu durumda, mahkemece, yukarıda değinilen HMK'nun 26. maddesi uyarınca hakimin talepten noksanına hükmedebileceğine ilişkin yasal düzenleme göz önünde bulundurularak ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir." denilmiştir. Y.12....
Somut olayda, usulsüz de olsa ödeme emrinin borçluya 09.02.2010 tarihinde tebliğ edildiği, bundan sonra 12.11.2010 tarihinde kıymet takdir raporu tebliğ edildiği ve borçlunun ödeme emri tebliğ işlemi dışında diğer tebligatların da usulsüz tebliğ edildiği yönünde bir iddiasının olmadığı anlaşılmakla en geç kıymet takdir raporunun tebliğ edildiği bu tarihte takipten haberdar olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik 25.12.2015 tarihinde icra mahkemesine yaptığı başvuru, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonradır. O halde mahkemece, borçlunun ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik şikayetinin süre aşımı nedeniyle reddi ile icra dosyasından 27.01.2015 tarihinde haczedilen ... İlçesi, ... Mahallesi, 2755 ada 10 parselde bulunan 1 nolu bağımsız bölüme yönelik meskeniyet şikayetinin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....