İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kişisel ilişki nedeni ile çocuğun huzurunun tehlikeye gireceği ve babanın bu haklarını yükümlülüklerine aykırı olarak kullandığına ilişkin bir vakıa dosya kapsamında ispatlanamadığı; ayrıca davalının çocuk ile ciddi olarak ilgilenmediği yada çocuk ile kişisel ilişki kurma hakkının kaldırılmasına ilişkin önemli sebeplerin olmadığı, babanın kişisel ilişki hakkının devam ettirilmesinin faydalı olacağı, bu ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından üstün yararı ve sosyal inceleme raporları da dikkate alınarak çocuk için çocuğun yaşı psikolojik durumu halihazırda babaya bağlılığı gibi bütün unsurlar değerlendirildiğinde kişisel ilişkinin çocuğun üstün yararına uygun olduğu gerekçesi ile çocuk ile baba arasında boşanma davası ile kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması davasının reddine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A....
Bunun da velayeti, hükümle anneye bırakılmış, hükmün üçüncü bendinde, velayet kendisine verilmeyen babanın çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiştir. Hal böyleyken, hüküm sonucunun beşinci maddesinde “velayeti babaya bırakılan çocukla anne arasında kişisel ilişki tesisine” şeklinde karar oluşturulduğu da görülmektedir. Tarafların ikinci bir çocukları olmadığına, var olan tek çocuğun velayeti de anneye bırakıldığına ve hükmün üçüncü bendinde babanın bu çocukla kişisel ilişkisi düzenlendiğine göre, hüküm sonucunun beşinci maddesinde yer alan “ velayeti babaya bırakılan çocukla davalı anne arasında kişisel ilişki kurulmasına” dair düzenleme bir bozma sebebi oluşturmaz. Hükümde bozulması gereken bir yön bulunmamaktadır. Düzelterek onama için, bir bozma sebebinin var olması ve hükmün bozulmasının gerekmesi, ancak bozma sebebi oluşturan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması gerekir....
Davalı vekili, davanın kabulüne karar verilmesi, yatılı olarak kişisel ilişki günleri verilmesi, boşanma davası ile mevcut davanın birleştirilmesine karar verilmemesi, kişisel ilişki davasının boşanmanın feri niteliğinde olmasına rağmen vekalet ücreti hükmedilmesi, davacı ile çocukların görüşmesini engellememesine, dava açılmasına sebebiyet vermemesine rağmen aleyhine vekalet ücreti verilmesi yargılama giderlerinden sorumlu olması yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır.Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Torun ile Kişisel İlişki Tesisi-Yardım Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı (kadın) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı- davacı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Üçüncü kişilerin, koşulları gerçekleştiği takdirde çocukla kişisel ilişki kurma hakkı mevcutsa ise de; kişisel ilişki süresinin ana ve babaya tanınan genişlikte olması beklenemez. Ancak; anneanne, dede, büyükanne ve büyükbabalarla torun arasındaki kişisel ilişki, torunun bunlarla "aile bağlarını" güçlendirmek ve geliştirmek, onların da torun sevgilerini tatmaya elverişli olacak yeterlilikte olmalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı baba tarafından kişisel ilişki kurulması talep edilen ortak çocuk .... doğumludur ve idrak çağındadır. Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin.... Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delilerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının gözetim altında kişisel ilişki tesisi gerektiği yönündeki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Tarafların müşterek çocuğu ...., 24.07.2013 doğumludur. Mahkemece, 24.07.2015 tarihinden sonraki dönem için, dini bayramlarda, babalar gününde ve çocuğun doğum gününde tesis edilen kişisel ilişki yanında, her hafta sonu cumartesi günü saat 10:00'dan takip eden pazar günü saat 17:00'ye kadar çocukla baba arasında kişisel ilişki tesis edilmiştir....
Mahkemece 2004 doğumlu müşterek çocuğun velayeti babaya verilmiş, çocukla anne arasında kişisel ilişki düzenlenmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi Taraflar arasındaki çocukla şahsi ilişki kurulmasına ilişkin davada ... 2. Çocuk ve 1. Aile Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, davalı eşinin başka bir bayanla gayri resmi yaşadığını, kendi çocuklarını da göstermediğini belirtip, çocuklarla kendisi arasında şahsi ilişki kurulmasını talep etmektedir. Dava, T.M.Y.nın 182. maddesi uyarınca çocukla-anası arasında kişisel ilişki düzenlenmesi istemidir. Davacının talebi 5395 Sayılı Yasa uyarınca koruma tedbirleri alınması olmayıp, sadece aile hukukundan kaynaklanan çocukla şahsi ilişki tesisi istemidir....
Mahkemece velayetin değiştirilmesi talebi reddedilmiş, kişisel ilişki kurulmasına ilişkin talep ise " her ne kadar sosyal inceleme raporunda müşterek çocukla şahsi ilişki kurulması yönünde görüş bildirilmişse de, davalı-karşı davacının yargılama aşamasında gelirine ilişkin bilgileri gizlediği, tanık ayarlayarak davacı-karşı davalının fotoğraflarını çektirdiği, müşterek çocukla uzun süre ilgilenmediği ve babalık sorumluluğu taşımadığı, nafaka ödememek için kötüniyetli hareket ettiği" gerekçesi ile reddedilmiştir. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir (TMK.md. 323). Türk Medeni Kanununun 324/2 maddeleri uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....
YARGITAY KARARI: Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin 16.06.2021 tarih 2021/3849 Esas 2021/4974 Karar sayılı ilamı ile; "......Dosya incelendiğinde, 09.08.2018 tarihli üçlü heyet raporunda çocuğun babasına karşı olumsuz tutum geliştirdiği ve alışana kadar çocukla baba arasında yatısız kişisel ilişki kurulması gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca idrak çağındaki ortak çocuk mahkemede “babasını hiç görmek istemediğini, ondan korktuğunu” beyan etmiştir. Buna göre baba ile çocuk arasında daha kısa süreli ve yatısız olarak kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır." gerekçesiyle Dairemiz kararı bozulmuştur. GEREKÇE : Dava, iştirak nafakasının artırılması ve müşterek çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişkinin kaldırılması istemine ilişkindir. Bozma sonrası yapılan yargılama sırasında; Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....