Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek; çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Kişisel ilişki hakkı, sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir. Tüm dosya içeriğine göre; velayeti babada olan çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişki çocuğun üstün yararına uygun olup değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumları gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlemesi gelecek yıllarda da her zaman istenebileceğinden ilk derece mahkemesinin çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişki düzenlemesi bu aşamada usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacının kişisel ilişki düzenlemesine yönelik istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....
ile davalı baba arasında kurulan kişisel ilişkinin, çocuğun şu an ki yaşı da gözetildiğinde yetersiz kaldığı anlaşılmaktadır Kişisel ilişki düzenlenirken, çocuğun üstün yararının yanında, analık ve babalık duygularının tatmin edilmesine ve geliştirilmesine de özen gösterilmelidir. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç, çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp, koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Mahkemece alınan 12.10.2015 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde de müşterek çocuk ile babanın davanın devamı sırasında 30 gün yatılı kişisel ilişki kurduğu ancak çocuğun baba ile uzun süreli yatılı kişisel ilişki kurmak istemediğini beyan ettiği anlaşılmaktadır. Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Velayeti anneye bırakılan tarafların müşterek çocuğu 14.07.2009 doğum tarihli ... ile davalı baba arasında mahkemece kurulan kişisel ilişki babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba sevgi ve şefkatini yaşayacağı yeterlilikten uzaktır....
Aile Mahkemesinin 2019/265 Esas 2019/421 Karar sayılı ilamıyla anlaşmalı olarak boşandıklarını, anlaşma protokolü gereği ortak çocuğun velâyetinin anneye verildiğini, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verildiğini, davalı annenin devlet memuru olarak görevi gereği Antakya iline taşındığını, babanın çocuğu göremediğini, arandığında davalı annenin telefonları açmadığını, çocuğun baba ile kişisel ilişki kurmaya ihtiyacı olduğunu, davalının bunu engellediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 01.08.2006 doğumlu ...’nın babaannesidir. Davacının oğlu ve çocuğun babası ... 08.09.2009 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....
Davalı baba ile velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuk 02.12.2013 doğumlu Hayrunnisa Nur arasında kişisel ilişki tesis edilirken günümüz ulaşım koşulları da dikkate alındığında, aynı şehir-farklı şehir ayrımı yapılması doğru olmadığı gibi, tarafların ayrı şehirlerde yaşamaları halinde çocukla baba arasında her ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulmaması sebebiyle belirlenen kişisel ilişki düzenlemesi babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Ancak, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m.438/7)....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kişisel ilişki düzenlemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Çocukla ana-.baba arasında kişisel ilişki düzenlenirken; çocuğun yararı, analık ve babalık duygularının tatmini gibi hususların titizlikle irdelenmesi gerekir. Mahkemece, takdir edilen çocukla davacı baba arasında her hafta Pazar günü şeklindeki kişisel ilişki düzenlenmesi çocuğun yararına uygun düşmeyeceği gibi anneyi her hafta sonu eve bağımlı hale getireceğinden; doğru olmamıştır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/7)....
ın velayetlerinin ise anneye verilmesine karar verilmiş, velayeti kendisine verilmeyen ebeveynle çocuklar arasında karşılıklı kişisel ilişki tesis edilmiş ancak kurulan kişisel ilişki kardeşlerin birbirini göremeyecekleri şekilde düzenlenmiştir. Velayet kendisine bırakılmayan ortak çocukla diğeri arasında kişisel ilişki düzenlenirken kardeşlerin birbirini görmelerine olanak sağlayıcı şekilde düzenleme yapılması kardeşlik ilişkisinin gelişmesi için önemlidir. Bu bakımdan kardeşlerin birbirlerini görecekleri şekilde kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kişisel ilişki tesis edilirken, çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında, analık ve babalık duygularının tatmini de dikkate alınmalıdır. Davalının temyiz itirazlarında ve Dairemizin bozma ilamında belirtildiği üzere, mahkemece her hafta Pazar günü 10.00-18.00 saatleri arası kurulan kişisel ilişki yetersiz olup; beklenen amacı gerçekleştirici nitelikte değildir. Mahkemece, her ayın belirli hafta sonları çocuk babanın yanında yatıya kalacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru değil ise de; bu yanlışlık yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzetilerek onanması gerekmiştir (HUMK.m.438/7)....
ilişki tesis edilmiş ancak kurulan kişisel ilişki kardeşlerin birbirini göremeyecekleri şekilde düzenlenmiştir....