Açıklanan sebeple davacının velâyete yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacının kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının kişisel ilişkinin kaldırılmasına yönelik temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişiminine de hizmet etmiş olacaktır. Davalı-karşı davacı baba ile velayeti anneye verilen ortak çocuk 2009 doğumlu ... ile 2011 doğumlu Hira Nur arasında kurulan kişisel ilişki yetersiz olup, çocuklarla baba arasında sevgi ve güven duygularının gelişmesine engel olacak niteliktedir. Ortak çocuklar ile davalı-karşı davacı baba arasındaki bağların güçlendirilmesinde çocuğun üstün yararı vardır....
Bu itibarla; Çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasının çocuğun yararına olduğu anlaşılmakla ve çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin icra kabiliyeti bulunmadığı anlaşıldığından yeniden kişisel ilişki düzenlemesine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-Velayetin Değiştirilmesi-İştirak Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı baba tarafından, her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: İlk derece mahkemesince davacı-davalı babanın çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik davasının reddine, davalı-davacı annenin velayetin değiştirilmesine yönelik karşı davasının ise kabulüne dair verilen hükme karşı taraflar istinaf talebinde bulunmuş, Bölge Adliye Mahkemesi, davalı-davacı babanın istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermiş, hüküm davacı-davalı baba tarafından temyiz edilmiştir. 1-Bölge Adliye Mahkemesince verilen bir kararın temyiz yoluna başvurulabilen kararlardan olup olmadığının belirlenmesinde davanın fer'i niteliğindeki hükümler dikkate alınamaz...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafın birçok suç kaydının olması, çocukların baba ile görüşmek istemediklerini belirtmeleri, sosyal inceleme raporunda yatısız kişisel ilişki kurulmasının belirtilmesi ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında çocuklar ile baba arasında babalık duygularının tatmini açısından kişisel ilişki kurulmasının doğru olduğu, ancak kişisel ilişki kurulurken çocukların eğitimlerinin dikkate alınması gerektiği, davalının cezaevinde hükümlü olması ve tahliye olması durumu ile ilgili terditli kişisel ilişki kurulmasının hatalı olduğu, zira kişisel ilişkinin değişen şartlara göre her zaman yeniden düzenlenmesinin mümkün olduğu gerekçesi ile velâyeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında her ayın son haftası cumartesi günleri saat 13.00-15.00 arasında kişisel ilişki tesisine, kişisel ilişkinin davalının vasisi aracılığıyla çocukların anneden alınarak kişisel ilişki bitiminde de anneye teslimi...
Bu nedenle, davalı-davacı kadının iştirak nafakasına ilişkin karara yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Davalı-davacının çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmesi davasına ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; a)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalı-davacı annenin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. b)İlk derece mahkemesince kişisel ilişkiye yönelik olan asıl davada kısmen kabul kararı verilerek her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günü saat 09:00’dan pazar günü saat 18:00’ e kadar ve beraberinde dini bayramlar, ara tatiller, yaz tatili ve babalar gününde kişisel ilişki tesis edilmiştir....
Günü saat 18.00 arasında babaya verilmesi suretiyle kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmiştir. Davacı erkek vekili; çocukla davalı anne arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılması talebinin reddine ilişkin karara, yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava; müşterek çocuk ile kişisel ilişkinin kaldırılması aksi takdirde kişisel ilişki süresinin azaltılması istemlerine ilişkindir. Davacı erkek vekilinin; vekalet ücreti ve yargılama giderlerine yönelik istinaf talebinin incelenmesinde; Davacı baba, kademeli (terditli) olarak dava açmış, öncelikle müşterek çocuk ile davalı anne arasında kurulan kişisel ilişki tesisinin kaldırılması, bu talebi kabul edilmediği takdirde ise kişisel ilişki süresinin yeniden düzenlenmesini istemiştir. Davacı babanın kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin talebi reddedilmiş, ancak kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine yönelik talebi kabul edilerek karar verilmiştir. Davada kısmen kabul söz konusu değildir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...her ne kadar davacı babanın farklı şehirde yaşıyor olduğunu beyan ederek kişisel ilişkinin düzenlenmesini talep ettiği görülse de kişisel ilişki düzenlemesinde çocuğun üstün yararının esas alınması gerektiği, çocuğun üstün yararı belirlenirken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gerektiği, çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir hak olduğu, kişisel ilişki tesisinden beklenen amacın çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamak olduğu, kişisel ilişkinin analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olması gerektiği, dosya kapsamından çocukların yatılı ve uzun süreli baba ile kişisel ilişki kurmasının gelişimlerini olumsuz etkileyeceği..."...
Asıl olan velayet kendisinde bulunmayan ebeveynlerden her birinin müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurmasıdır. Ancak dosya içeriği, taraflar arasında meydana gelen olaylar nedeniyle husumet bulunması ve kişisel ilişkinin koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesinin de her zaman istenebileceği dikkate alındığında tarafların güvenliği açısından mahkemece 1- 31 Temmuz tarihleri arasında çocuk ve davacı anne arasında kişisel ilişki kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığı sonuç ve vicdaani kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, karar usul ve yasaya uygun olduğundan davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir....
teslim alınabildiğini,çocuğun da annesi ile görüşmek istemediğini,korktuğunu,şiddet uyguladığını ve kendisini karanlık bir odaya kilitlediğini ceza verdiğini tanımadığı kişilerle ya da yalnız bırakıp tatile gittiğini anlattığını,kişisel ilişkinin kaldırılarak yeniden düzenlenmesine-davalı ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişkinin refakatçı eşliğinde yapılmasına uygun olacak şekilde karar verilmesine-kişisel ilişkinin sınırlandırılmasını ya da tümden kaldırılmasını"talep ve dava etmiştir....