Aile Mahkemesince boşanmalarına karar verildiğini, kararla müşterek çocuğun velayetinin davalı (anneye) bırakıldığını ve çocukla kendisi arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, ancak bu kararın temyiz edilmesi sebebiyle Yargıtay'da olduğunu, davalının, karar kesinleşmediği için çocuğu ile görüşmesine engel olduğunu ve görüştürmediğini ileri sürerek, boşanmaya ilişkin ilam Yargıtay'dan dönünceye kadar geçerli olmak üzere çocuğun velayetinin geçici bir süre için kendisine verilmesini, bu talebi kabul edilmediği taktirde boşanma kararı kesinleşinceye kadar çocukla tedbiren kişisel ilişki tesis edilmesini istemiş; mahkemece; “boşanma kararındaki velayete ve kişisel ilişkiye dair düzenlemenin henüz kesinleşmediği, derdest olduğu” belirtilerek, istek derdestlik sebebiyle usulden reddedilmiş, kararı davacı temyiz etmiştir....
Hukuk Dairesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle,HMK 369. maddesi kişisel ilişki kurulmasına ilişkin davaların temyizinin duruşmalı inceleneceğine dair hüküm olmadığı gibi, acele işlerden olduğundan duruşma talebinin reddine karar verilip, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, kişisel ilişki kurulması istenilen 27.10.2009 doğumlu ... ve 04.04.2005 doğumlu ...’ın babaannesidir. Davacının oğlu ve küçüklerin babası 19.08.2017 tarihinde vefat etmiştir. Olağanüstü hallerin varlığı halinde, çocuğun babaannesinin de çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı mevcuttur (TMK m. 325). Davacının oğlu olan baba vefat ettiğine göre, olağanüstü halin mevcut olduğunun kabul edilmesi gerekir. Davacının, torununu görmek ve onunla uygun kişisel ilişki kurmak, torun sevgisini tatmak ve çocuğa da bu sevgiyi vermek hakkıdır....
Pazar günleri ile dini bayramların 2. günü 10.00-17.00 saatleri arasında" kişisel ilişki kurulduğunu, ancak, davalı annenin boşandıktan beş ay sonra ... ilinden, ... iline taşındığını, kişisel ilişki kurulması için yol gidip, bir gece dahi çocuğuyla geçiremediğini, müşterek çocuğun üç yaşına geldiğini, bu sebeplerle müşterek çocuk ile arasında kurulan kişisel ilişki süresinin genişletilmesini talep etmiş, mahkemece davacı tanıkları dinlenip, davalının bildirdiği tanıkların ise, davanın mahiyeti gereği dinlenmesine yer olmadığına karar verilip, davacı baba ile müşterek çocuk arasındaki kişisel ilişki süresinin kısmen genişletilmesine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanununun 182/2 ve 324/2 maddeleri uyarınca kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece, küçüğün anne ve babasının birbiriyle, yine küçüğün anne ve babasının ailelerinin birbirleriyle aralarında anlaşmazlık bulunmasının davacının torunu ile kişisel ilişki kurmasına engel teşkil etmemesi gerektiği, tanık beyanlarına göre küçüğün annesinin yanında yaşadığı, dede ile görüşmediği, yine davalı asilin küçük ile dede arasında kişisel ilişki kurulmasına sakınca olmadığını beyan ettiği, 10.01.2023 tarihli sosyal inceleme raporunda çocukla davacı ve davacı eşinin iletişim kurmasına engel hiçbir konu olmadığı, davalının da kişisel ilişki sürecine karşı çıkmadığı, desteklediği, bu bağlamda davacı ile küçüğün yatılı kişisel ilişki kurmasının çocuğun üstün yararına olacağı yönündeki kanaati, tanık beyanları, davalı asilin duruşmadaki ve sosyal inceleme raporundaki beyanları, sosyal inceleme raporu, küçüğün menafaati ve küçüğün yaşı da göz önüne alındığında kişisel ilişki tesis edildiğinde...
yatılı olacak şekilde her ayın 2 nci ve 4 üncü Cuma günü saat 18.00'den takip eden Pazar günü saat 18.00'e kadar, dini bayramların 2 nci günü saat 10.00'dan 3 üncü günü saat 18.00'e kadar, resmi bayramlarda saat 10.00'dan saat 14.00'e kadar refakatsiz şekilde, her yıl yaz dönemi Temmuz ayında 1 ay süre ile yatılı olarak, çocuğun doğum günlerinde saat 18.00'den saat 21.00'e kadar kişisel ilişki tesis edilmesine, çocuğun okul ve kreş sürecinde yapılan özel etkinlik, bayram, gösteri gibi törenlerin davacı babaya bildirilmesi ve katılımının sağlanması şeklinde çocuk ve baba arasında kişisel ilişki tesisinin artırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Bu kapsamda davacının iddiaları doğrultusunda davalı hakkındaki suç isnatları ve sabıka kayıtlarına ilişkin bilgi ve belgelerin araştırılarak ortak çocukla şahsi ilişki kurmasına engel mahiyette olup olmadığının değerlendirilmesi amacıyla idrak çağında olduğu anlaşılan ortak çocuk Kader'in velayet hakkındaki tercihi de sorularak, taraflarla ve çocukla görüşen 3 kişilik uzman heyetinden sosyal inceleme raporu alınması ve tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, kişisel ilişki konusunda yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. VI....
İstinaf Sebepleri Davacılar vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kişisel ilişki süresinin yetersizliğinden bahisle kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. C....
Kabule göre de; Kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir....