Anılan Sözleşme hükümleri, çocuğun yüksek yararına bağlı olarak, çocukla ana ve babası dışındaki aile bağları bulunan şahıslar arasında kişisel ilişki kurulabileceğini kabul etmiştir. Hatta, sözleşme, "ana ve babası ayrı devletlerde oturan çocukla" sınır ötesi kişisel ilişki tesis edilebileceğini de öngörmüştür. Mahkeme, "davacıların, babaya tanınan kişisel ilişki sürelerinde torunlarını görebileceklerini" belirtmektedir. Oysa, herhangi bir delil toplanmamış, bu sonuca hangi delillerle ulaştığını göstermemiştir. Davacılar ile çocuğun babasının aynı ülkede ve birlikte yaşayıp yaşamadıkları da belli değildir. Kaldı ki, böyle olsa bile, davacıların torunlarını görme hakkı, babanın istek ve arzusuna da bağlı tutulamaz....
Dosya kapsamında çocuğun baba ile kişisel ilişki kurması ve sonuçlarına ilişkin 28.07.2017 tarihli ve 08.08.2018 tarihli sosyal inceleme raporları alınmıştır. Kişisel ilişki düzenlemesi kamu düzenini ilgilendirmekte olup aslolan küçüğün menfaatine uygun kararı vermektir. Kişisel ilişki çocuk için bir hak olduğu kadar babalık duygularını tatması açısından baba yönünden de bir haktır. Dosya kapsamında alınan PDR raporları, tarafların ve çocuğun uzmandaki beyanları, çocuk hakkında yapılan gözlemler ve özellikle çocuğun yaşı da dikkate alındığında küçüğün baba ile yatılı kalmasında sakınca bulunmadığı gibi boşanma davasında kurulan kişisel ilişkinin de küçüğün menfaatine olduğu bu haliyle ilk derece mahkemesince verilen ret kararının usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
Bu sebeple, kişisel ilişki tesisine bu ilişkinin değiştirilmesine veya kaldırılmasına dair ilamlar, maddi anlamda kesin hüküm oluşturmazlar. Kişisel ilişki tesis edilirken, kardeşlerin birbirlerinden ayrılmamalarına özen gösterilmeli, onların ebeveynleriyle birlikte olmalarına olanak sağlanmalı, şayet ayrı ayrı ilamlarla bu ilişki tesis edilmiş veya edilecek ise, kendisine kişisel ilişki hakkı tanınmış olan ebeveyne ilave külfet yüklenmesinden kaçınılmalıdır. Davacı ile çocuklardan ... arasında 2004 yılında alınmış olan ilamla tesis edilen kişisel ilişki ile işbu kararla diğer çocuk... arasında tesis edilen kişisel ilişki süreleri kardeşlerin babaları yanında birlikte olmalarına imkan tanınmadığı gibi, davacıya da aşırı külfet yükleyici niteliktedir. Öyleyse, davacının her iki çocuğu ile aynı tarihlerde ve aynı sürelerle kişisel ilişki tesisi hem çocukların menfaatlerine uygun olacak, hem de davacıya daha az külfet yükleyecektir....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, "esas ve karşı davanın kabulü ile velayeti davacı anneye verilen müşterek çocuğun davalı baba ile her hafta Pazar günleri Türkiye saati ile saat 20:00 ile 22:00 arası İnternet üzerinden kişisel ilişki tesisine, her yıl 1 Temmuz saat 10,00 dan 31 Ağustos saat 18,00 e, kadar kişisel ilişki tesisine, 25 Ocak günü saat 10:00 dan 10 Şubat günü saat 18:00 a kadar kişisel ilişki tesisine, Nisan ve Kasım ayındaki ara tatillerin 1. günü saat 10:00 dan 7. Günü saat 18:00 a kadar kişisel ilişki tesisine, bayram tatillerinin çok kısa süre olması ve çocuğun Amerika'da babanın Türkiye'de bulunması ve fiili imkansızlık sebebiyle reddine" karar verilmiştir. Davacı-davalı kadın vekili, belirlenen kişisel ilişki günlerinin çocuğun eğitim takvimine uymaması nedeniyle kararının kaldırılarak talepleri gibi karar verilmesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Kişisel İlişkinin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm taraflarca temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Asıl dava, çocukla kişisel ilişki kurulması, karşı dava ise kişisel ilişkinin kaldırılmasına ilişkin olup, mahkemece asıl davanın kısmen kabulü ile karşı davanın reddine, ortak çocuk Defne ile babası arasında yatılı kalmayacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir. Dosya incelendiğinde, dosya arasında bulunan 18.01.2018 tarihli pedagog ve 25.06.2018 tarihli psikolog raporlarında, yatılı kişisel ilişki kurulmasının uygun olduğu bildirilmiştir....
DAVA Davacı baba vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının boşandığını, ortak çocuğun velayetinin anneye verildiğini, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisi için gidildiğinde davalının ailesinin tartışma ve kavga ortamı yarattığını, ortak çocukla baba arasında geçerli olan kişisel ilişkinin yatılı olmadığını, müvekkilinin de davalının da Ereğli de yaşadıklarını belirterek hafta sonları sömestri tatili dini ve milli bayramlar, yaz tatili için yatılı olacak biçimde kişisel ilişki tesisine, babalar günü için günlük kişisel ilişki tesisine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Uygun kişisel ilişki süresi, ebeveyni tatmin edeceği gibi, çocuğun açıklanan kişisel gelişimine de hizmet etmiş olacaktır. Ana ve babadan her biri, velayeti altında bulunmayan veya kendisine bırakılmayan çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkına sahiptir. (TMK m. 323) Ana ve babadan herbiri diğerinin çocuk ile kişisel ilişkisini zedelemekten, çocuğun eğitilmesi ve yetiştirilmesini engellemekten kaçınmakla yükümlüdür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Kişisel ilişkiden amaç, çocuğun fikri ve bedeni gelişiminin sağlanması yanında, annelik ve babalık duygularının da tatminini sağlamaktır. Mahkemece velayeti annede bulunan müşterek çocuklar ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin süresi yetersiz olduğu gibi, ilişkinin gözetim altında yapılmasını gerektirecek bir delil ve olgu bulunmadığı halde, psikiyatrist veya psikolog refakatinde olmasına karar verilmiştir. Düzenlenen bu kişisel ilişki, babalık duygularını tatmine elverişli değildir. Velayet kendisinde bulunmayan ebeveynlerden her biri müşterek çocukla doğrudan kişisel ilişki kurma hakkına sahiptir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı (kadın) tarafından, nafaka, manevi tazminat miktarı ve kişisel ilişki süresi yönünden; davalı (koca) tarafından ise kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve kişisel ilişki yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davalı kocanın birlik görevlerini ihmalinin yanında eşine ve ailesine şiddet uygulayıp hakaret etmesi nedeniyle davacı kadın yararına manevi tazminat koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun anlaşılmasına göre davacı kadının tüm, davalı kocanın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı koca cevap dilekçesinde hafta sonu tatilinin Pazar gününe denk gelmesi nedeniyle müşterek çocukla kurulacak kişisel ilişkinin bu...
Mahkemece bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, boşanma hükmünün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı babanın ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulmasına ilişkin birleşen davası, mahkemece; "birlikte görülen boşanma davasında baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması davasının (TMK m. 197/4) açıldığı 23.05.2014 tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin de (TMK m.324/2) mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir ve davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur....