Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda, davalı baba, kişisel ilişki kurulması sırasında çocuğu süresinde teslim etmeyerek yükümlülüklerini yerine getirmekte ihmali davranışlar sergilemişse de bu davranışlarının çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılmasını gerektirecek ağırlıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu sebeple çocukla baba arasındaki kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması çocuğun yüksek yararına uygun olmamıştır. Mahkemece, babanın ihmali davranışları da dikkate alınarak çocukla baba arasında daha önce kurulan kişisel ilişkinin makul şekilde sınırlandırılması suretiyle yeniden kişisel ilişki düzenlemesi yapılması gerekirken, çocukla baba arasındaki bağın tamamen koparılması ve çocuğun babasına yabancılaşması sonucunu doğuracak şekilde kişisel ilişkinin tamamen kaldırılması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Çocuklar ana veya baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, düzenli kişisel ilişki elde etme ve sürdürme ana veya baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır....

      CEVAP Davalı-davacı baba vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; babanın tek isteğinin kişisel ilişki günlerinde çocukla sağlıklı ilişki kurmak olduğunu, annenin çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasını engellemeye çalıştığını, anne eşliğinde kurulan ilişki nedeniyle babanın sürekli boşandığı eşi ile biraraya gelmek durumunda kaldığını, yine aynı sebeple çocuğu sadece açık alanlarda görebildiğini ve çocuğun babanın ailesi ile iletişim kuramadığını iddia ederek; karşı davanın kabulü ile çocukla baba arasında her hafta sonu pazar günleri anne refakati olmadan kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. III....

        ı akrabalarına veya çalıştığı iş yerinde bıraktığını, davacının, çocuk ile görüştüğü zamanlarda küçüğün kişisel ihtiyaçlarını yerine getirmediğini, küçüğün yanında argo kelimeler kullanmaktan çekinmediğini, küçüğün gelişme çağında olduğu için hem ahlaki hem psikolojik yönden davacı babanın bu tavırlarından etkilendiğini, davacının her ne kadar çocuğa karşı uygunsuz davranışları da olsa davalının çocukla babanın kişisel ilişki kurmasına engel olmadığını, küçük ...'...

          sağlanması şeklinde'' kişisel ilişki düzenlenmesine ve her iki taraf lehine maktu vekalet ücretine karar verilmiştir....

            Çocuk ile ana ve babası, düzenli kişisel ilişki elde etme ve bu ilişkiyi sürdürme hakkına sahiptir. Ana ve babası ayrı olan çocuğun ebeveynleriyle düzenli kişisel ilişki kurması ve bu ilişkiyi sürdürmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de haktır. Kişisel ilişki sadece çocuğun yüksek yararı gerektirdiği takdirde kısıtlanabilir veya kaldırılabilir. Kişisel ilişkinin düzenlenmesinde çocuğun bedeni ve fikri gelişimi yanında ana ve/veya babalık duygularını tatmin de önemlidir. Çocuk ile babası arasında yeterli kişisel ilişki kurulamadığı taktirde güven duygusunun oluşamayacağı açıktır. Çocuğun babası ile yatılı kişisel ilişki kurulmasına engel somut bir olgu veya iddia bulunmamaktadır. Çocukla baba arasında tesis edilen kişisel ilişki süresi, babalık duygularını tatmine elverişli olmadığı gibi, çocuğun da baba ... ve şefkatini tatmasına da yeterli değildir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Başvuru çocukla kişisel ilişki tesisine muhalefet talebine ilişkindir....

              nin velâyetinin anneye verildiğini, davalı baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulduğunu, davalının kişisel ilişki kararına uymadığını, ihlal ettiğini, davacıya her gün her saat kendisi ve çocuğu üzerinden tehdit ettiğini, hakaret içeren mesajlar attığını, çocuğu kaçırmakla tehdit ettiğini iddia ederek çocukla baba arasındaki “Küçüğün her Cumartesi günü saat 13.00'de anneden alınıp aynı gün saat 17.00'de anneye teslimi, dini bayramların ikinci günü saat 13.00'de anneden alınıp aynı gün saat 17.00'de anneye teslimi suretiyle baba ile kişisel ilişki kurulmasına..” şeklindeki kişisel ilişkinin kararının kaldırılmasını mümkün olmadığı halde birer ay aralıklarla refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalıya dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen, davalı davaya cevap vermemiştir. III....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, kişisel ilişki süresi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece, velayeti annede bulunan ortak çocukla baba arasında “farklı il veya ilçede olmaları hali ” ve “aynı il veya ilçede olmaları hali " için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Annenin, velayetine bırakılan çocukla birlikte ....’ın .... ilçesinde , baba'nın ise ....’nın ... ilçesinde oturduğu anlaşılmaktadır....

                  Çocukla ana-baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktadır. Bu sebeple, kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Ancak, kişisel ilişki düzenlemesinde esas olan çocuğun üstün yararıdır. Bu tür kişisel ilişki çocuğun yüksek yararları gerektirdiği taktirde veya ana veya babanın bu haklarını amacına aykırı kullanmaları halinde kısıtlanabilir veya engellenebilir. Somut olayda; her ne kadar davacı tarafça rapora itiraz ve istinaf dilekçesinde davalı babanın şiddet eğiliminde olduğu, çocuğun yanında da bu eylemini gösterdiği, bu durumun kişisel ilişki süresi yönünden dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de; buna ilişkin delil olarak ibraz edilen İzmir 2....

                  UYAP Entegrasyonu