gerekçesi ile; "1- Velayetin değiştirilmesine ilişkin DAVANIN REDDİNE, Velayeti annede olan müşterek çocuk Egemen Çakıroğlu ile davacı baba arasında KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA,Davacının iştirak nafakasının kaldırılması talebinin REDDİNE, Davacının velayetin değiştirilmesi davası reddedildiğinden iştirak nafakası talebi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, Davalı tarafından usulüne uygun olarak açılmış iştirak nafakası artırma davası bulunmadığından bu hususta KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,"karar verilmiştir. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı hükmün tamamı yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı istinaf yasa yoluna başvurmamıştır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı tarafından açılmış velayetin değiştirilmesi istemine ilişkindir....
Aile Mahkemesinin 2015/800- 1066 sayılı ilamı ile müşterek çocuğun velayetinin tedbiren anneye verilmesi ve baba ile her ayın 1 ve 3. cumartesi günü saat 10:00'dan pazar günü saat 10:00'a kadar kişisel ilişki kurulmasına ilişkin verilen karar 22.02.2016 tarihinde ilgili ilamın kesinleşmesi ile kendiliğinden sona ermiştir. Diğer bir deyişle birleşen davanın açıldığı tarih itibariyle baba ve çocuk arasında düzenlenmiş geçerli bir geçici velayet ve kişisel ilişki kararı mevcut değildir. Bu nedenle mahkemenin geçerli bir kişisel ilişki kararının var olduğunu kabul ederek ve öncelikle o ilişkiyi kaldırmak sureti ile karar vermesi doğru olmamıştır. Bu hali ile davalı/davacı erkeğin birleşen davayı açarken kişisel ilişki talep etmekte hukuki yararı mevcut olduğu gibi, alınan SİR raporu ve çocuğun beyanı ile en azından yatısız olsa dahi kişisel ilişki kurma hakkı sabit görüldüğünden kişisel ilişki yönünden yatısız olarak karar verilmesinde yanlışlık bulunmamıştır....
Velayetin değiştirilmesi ve "tedbir nafakası" verilmesi doğru ise de; mahkemece geçici velayetin davacı babaya verildiği tarih esas alınarak "tedbir nafakasına" hükmedilmesi gerekirken, dava tarihinden itibaren hükmedilmesi isabetsiz görüldüğü gibi, takdir edilen nafaka miktarı da, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, güncel ekonomik koşullara ve TMK'nun 4. maddesinde açıklanan hakkaniyet ilkesine göre fazla bulunmuş, davalının, kararı kabul etmelerinin mümkün olmadığını bildirdiği anlaşılmakla bu hususa da itiraz ettiği düşünülerek, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konu hakkında dairemizce karar verilmesi gerekmiştir. İştirak nafakasının kaldırılması, velayetin değiştirilmesinin kesinleşmesi ile birlikte onun bir sonucu olarak kendiliğinden kalkar. Bu durumda, davacının velayetin değiştirilmesi ile birlikte iştirak nafakasının da kaldırılmasını istemesinde hukuki yararı bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine yönelik karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça velayet ve kişisel ilişki yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Velayet ve kişisel ilişki dışındaki boşanma ve ferilerine ilişkin gerekçe ve karar bentleri kesinleşmiştir. Velayet düzenlemesi kamu düzeni ile ilgili olup velayet düzenlenirken analık, babalık duygularından önce çocuğun geleceği, ihtiyaçları, bedeni ve fikri gelişimi öncelikle dikkate alınmalıdır. Kısacası velayetin düzenlenmesinde asıl olan çocuğun üstün yararıdır. Velayet düzenlemesinde asıl olan çocukların yararıdır ve bu düzenlemede ana ve babanın yararı ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gerekir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3. ve 6....
Urla Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2018/68 Esas, 2018/59 Karar sayılı ilamıyla TMK'nın 166/3. maddesi kapsamında 02/02/2018 tarihinde boşandıkları, 31/07/2013 doğumlu ortak çocukları Rüzgar'ın velayetinin davalı anneye verildiği, baba ile haftanın 4 günü olacak şekilde kişisel ilişki kurulduğu anlaşılmaktadır. 1- Velayetin değiştirilmesi davası, velayet kendisinde bulunan veya velayet kendisine verilen verilen tarafın durumunun değişmesi ve sonradan ortaya çıkan çeşitli nedenlerden ötürü velayet sahibi anne ya da babanın velayet hakkını gereği gibi kullanamaması ile çocuğun menfaatinin gerektirdiği durumlarda açılan bir davadır. Velayetin değiştirilmesi için bir olayın olması ve bu durumun velayet görevini aksatmış olması gerekir. Bu durum velayetin değiştirilmesini velayetin kaldırılmasından ayırır. Çünkü velayetin kaldırılmasında velayet görevinin ağır bir şekilde kötüye kullanılması veya aşırı bir şekilde ihmal edilmiş olması aranır....
GEREKÇE: Dava, velayetin değiştirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına ve iştirak nafakası takdiri istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, idrak çığında olan müşterek çocukların velayet tercihlerini babaları yönünde kullanmalarına ilişkin beyanları ve sosyal inceleme raporları, tanık beyanları dikkate alınarak davalı annede bulunan velayetin değiştirilmesine, iştirak nafakasının kaldırılmasına, davalı anne aleyhine iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir. Velayet hususu, çocukları ilgilendiren konuların en başında gelir. Velayet düzenlemesinde; çocukla ana ve baba yararının çatışması halinde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun yararı ise; çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin gerçekleştirilmesi için, çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasıdır....
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; mahkeme ortak çocuğun velayetinin değiştirilmesine karar verirken velayet kendisine verilmeyen eşle çocuğun kişisel ilişkisini düzenlemek zorundadır. Tarafların ortak çocuğu ...'in velayeti davalı babadan alınıp davacı anneye verildiği halde, ortak çocukla kişisel ilişkinin düzenlenmemiş (TMK m.323) olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. Ne varki bu husus ilk inceleme sırasında gözden kaçırıldığından davalının kişisel ilişki düzenlenmemesi yönünden karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 08.06.2016 tarih ve 2016/10721 esas, 2016/11272 karar sayılı onama ilamının kişisel ilişki yönünden kaldırılarak hükmün bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Velâyetin Değiştirilmesi-Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi-İştirak Nafakasının Kaldırılması-Azaltılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından reddedilen velayetin değiştirilmesi olmadığı takdirde ise kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi ve iştirak nafakasının kaldırılması veya azaltılması davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Davacının reddedilen velayetin değiştirilmesi davası ve iştirak nafakası yönünden temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Velayetin düzenlenmesine ilişkin dava çekişmesiz yargı işidir (HMK m. 382/2-b-13). Bölge adliye mahkemesince çekişmesiz yargı işlerinde verilen kararlar kesin nitelikte olup, bu kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz. (HMK m.362/1-ç)....
Kişisel ilişki düzenlenirken çocuğun yaşı, ana ve babalık duygusunun tatmini, çocukların yüksek yararı birlikte değerlendirilerek çocukların kişisel gelişimine en uygun düzenleme tercih edilmelidir. Velayet hakkı anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasının çocuğun bedensel ve kişisel gelişimini olumsuz etkileyeceğine ilişkin dosyada somut bir delilin bulunmadığı gibi kurulan kişisel ilişki sürelerinin dosya kapsamına ve çocuğun üstün yararına da uygun olduğu anlaşılmakla davalı-k.davacı kadının kişisel ilişkiye yönelik istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Buna göre; çocukla kişisel ilişki kurulmasının engellenmesi, çocuğun fiilen velayet hakkı olmayan annede ya da babada bırakılması veyahut çocuğun üçüncü kişinin yanında bırakılması, çocuğun menfaatinin gerektirdiği nedenler (örneğin sağlık, eğitim, ahlâk, güvenlik), velayeti kendisinde bulunan annenin ya da babanın yeniden evlenmesi, velayet hakkı kendisine verilen tarafın bir başka yere gitmesi, ölüm veya velayet görevinin kullanılmasının engellenmesi velayetin değiştirilmesi sebepleri olarak sayılabilir. Velayetin yukarıda sayılan sebeplerin gerçekleşmesi durumunda değişmesinin birtakım sonuçları da ortaya çıkmaktadır. Velayetin değiştirilmesi ile birlikte velayeti kendisinde bulunmayan anne veya babanın çocukla kişisel ilişki kurulmasını isteme hakkı bulunmakta olup, mahkemece de bu ilişkinin kurulması gerekir. Yine velayeti kendisine verilmeyen tarafın çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu da unutulmamalıdır....