Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde; müşterek çocukla baba arasında yatılı şekilde kurulacak kişisel ilişki sonucunda, küçüğün güven duygusunun ve baba sevgisinin gelişmesi onun üstün yararınadır. Müşterek çocukla davalı baba arasında..... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin (Aile mahkemesi sıfatıyla) 2011/302 esas 2012/106 karar sayılı kararı ile kurulan kişisel ilişkide babalık duygularının tatmin edilmesi yönünden yeterli sürenin verilmediği anlaşılmaktadır. Tarafların müşterek çocuğu ....'nın yaşı dikkate alındığında, davacı baba ile çocuk arasında babalık duygularının tatmini de dikkate alınarak yatılı kişisel ilişki kurulmasının, çocuğun sağlığını, ahlaki ve bedensel gelişimini tehlikeye düşüreceğine ilişkin bir delil bulunmadığına göre, müşterek çocuk ile davacı baba arasında ayın belirli haftasonlarında, yarıyıl tatili ve yaz tatillerinde yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çocukla Kişisel İlişki Kurulması-Velayetin Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-davalı tarafından çocukla kişisel ilişki kurulması ve kişisel ilişkinin arttırılması yönünden, davalı-davacı tarafından ise velayetin değiştirilmesi talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 123.60'ar TL. temyiz başvuru harçları peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme...

      Bu düzenlemeler dikkate alınarak, açık görüş imkanıyla ilgili annenin hükümlü bulunduğu cezaevinden bilgi alınmak suretiyle çocukla annesi arasında görüş ve ziyaret imkanının araştırılması, kişisel ilişkinin buna göre belirlenmesi ve sonucuna göre çocukla cezaevinde hükümlü olan annesi arasında gerekirse uzman eşliğinde olmak üzere uygun şekilde kişisel ilişki tesisi gerekirken, kisisel ilişkinin yazılı şekilde tespiti ve tayini doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.23.06.2016 (Prş.)...

        Mahkemece bu yasal zorunluluk yerine getirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, boşanma hükmünün münhasıran bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-davacı babanın ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulmasına ilişkin birleşen davası, mahkemece; "birlikte görülen boşanma davasında baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiği" gerekçesiyle reddedilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, ortak çocukla tedbiren kişisel ilişki kurulması davasının (TMK m. 197/4) açıldığı 23.05.2014 tarihinde tarafların fiilen ayrı yaşadıkları, ortak çocuğun fiilen anne ile birlikte kaldığı, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasını engelleyecek bir halin de (TMK m.324/2) mevcut olmadığı anlaşılmaktadır. Her dava açıldığı tarihteki şartlara tabidir ve davaların birlikte görülmesi halinde her dava bağımsız niteliğini korur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Tedbiren Düzenlenmesi-Çocukla Kişisel İlişki Kurulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacının dava dilekçesinde, müşterek çocuk ....'ın velayetinin tedbiren anneye verilmesine dair talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. 2-Anne ve babanın her ikisinin de ... İlinde yaşadıkları göz önüne alındığında, çocukla kişisel ilişki konusunda, anne ve babanın aynı-ayrı şehirde yaşama durumlarına göre seçenekli kişisel ilişki düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Kişisel İlişkinin Yeniden Düzenlenmesi ve Torunla Kişisel Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, boşanma kararıyla velayeti babaya bırakılan çocukla, anne arasında tesis edilen kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi; aynı çocukla büyükbaba ve anneanne arasında da kişisel ilişki kurulması isteğine ilişkin olup, her üç davacı adına, vekilleri sıfatıyla Avukat ... ve... tarafından açılmış ve aynı avukatlar tarafından takip edilmiş karar ve temyiz dilekçesi de; adı geçen avukatlardan...'a tebliğ edilmiştir. Dosya içerisinde adı geçen avukata davacılar tarafından verilen vekaletname yoktur....

              AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 23/09/2022 NUMARASI : 2021/301 ESAS-2022/603 KARAR DAVA KONUSU : Velayetin Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müşterek çocuk Günay Lara ile davalı arasındaki kişisel ilişkinin kaldırılmasına, mahkemece aksi kanaat oluşacak olursa kişisel ilişkinin sınırlandırılmasına karar verilmesini istemiştir. CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...çocukla anne arasında kişisel ilişkinin kaldırılmasını veya azaltılmasını gerektirir bir nedenin bulunmadığı kanaatine varılmıştır..."...

              Bunun da velayeti, hükümle anneye bırakılmış, hükmün üçüncü bendinde, velayet kendisine verilmeyen babanın çocukla kişisel ilişkisi düzenlenmiştir. Hal böyleyken, hüküm sonucunun beşinci maddesinde “velayeti babaya bırakılan çocukla anne arasında kişisel ilişki tesisine” şeklinde karar oluşturulduğu da görülmektedir. Tarafların ikinci bir çocukları olmadığına, var olan tek çocuğun velayeti de anneye bırakıldığına ve hükmün üçüncü bendinde babanın bu çocukla kişisel ilişkisi düzenlendiğine göre, hüküm sonucunun beşinci maddesinde yer alan “ velayeti babaya bırakılan çocukla davalı anne arasında kişisel ilişki kurulmasına” dair düzenleme bir bozma sebebi oluşturmaz. Hükümde bozulması gereken bir yön bulunmamaktadır. Düzelterek onama için, bir bozma sebebinin var olması ve hükmün bozulmasının gerekmesi, ancak bozma sebebi oluşturan bu husus hakkında yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmaması gerekir....

                Çocukla ana baba arasında düzenli kişisel ilişki kurulması ve bu ilişkinin sürdürülmesi çocuk için bir hak olduğu gibi, ana ve baba için de bir haktır. Kişisel ilişki tesisinden beklenen amaç çocukla ebeveynleri arasında aile bağlarını geliştirmek ve bu suretle çocuğun sağlıklı gelişimini sağlamaktır. Bu sebeple kişisel ilişki analık ve babalık duygusunu tatmin edecek nitelikte olmalıdır. Kişisel ilişkiye dair ilamlar maddi anlamda kesin hüküm niteliğinde olmayıp koşulların değişmesi halinde yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Velayeti davacı anneye bırakılan müşterek çocuk..... 20.07.2010 doğumlu olup okul çağındadır. Çocuk ile baba arasında yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması doğru olmakla birlikte, tarafların farklı ilçelerde yaşadıkları da dikkate alındığında müşterek çocuğun Pazartesi günü sabah saat 09:00 da anneye teslim edilmesi çocuğun okul durumunu etkileyecektir....

                  Aile Mahkemesi’nin 07.04.2016 tarihli anne ile kişisel ilişkinin kaldırılmasına dair kararın ibrazı sonucunda icra müdürlüğünce infazın yapılmadığı ve anne tarafından bu işlemin iptali için icra mahkemesine başvurulduğu, ilk derece mahkemesince kişisel ilişkinin kaldırılmasına karar verildiğinden alacaklı anne tarafından takip başlatılmasının kötü niyetli olduğu gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği, davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu, bölge adliye mahkemesince çocukla şahsi ilişkinin kaldırılmasına ilişkin hukuki tasarruf konu olarak “Aile Hukuku” kitabında yer alsa da, tarafların şahsi ya da ailevi yapılarına ilişkin hukuki durumlarında bir değişiklik yaratmayıp sonuçları itibariyle çocukla anne-baba arasındaki ilişkiyi düzenlemekle, boşanma ilamının fer’i niteliğinde olmayıp infazı için kesinleşmesine gerek olmadığından takip konusu ilamın çocukla şahsi ilişkiyi düzenleyen kısmı Kayseri Aile Mahkemesi kararı ile ortadan kaldırıldığından...

                    UYAP Entegrasyonu