in reşit olduktan sonra açacağı soyadı değiştirilmesi davası sırasında incelenecek hususlar olup velayet altında bulunan çocuğun annesi tarafından çocuğa velayeten açılan davada inceleme konusu yapılamayacağı dikkate alınmadan yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile çocuğun dava tarihinde yaklaşık 3,5 yaşında olduğu, davacı ve müşterek çocuğun ... ilinde birlikte yaşadıkları, davalı ...’in ise ... ilinde ikamet ettiği, alınan sosyal inceleme raporu nazarında çocuğun "İNCİ" soyadını kullanmakta herhangi bir rahatsızlığının olmadığı ve soyadı olarak kabul ettiği, tanıkların beyanlarından müşterek çocuğun annesi ile kendisinin soyadının farklı olması durumunun çocuğun ruh sağlığını olumsuz yönde etkilediğine ya da soyadının arkadaşları arasında alay konusu olduğuna dair başkaca bir delilin bulunmadığı, davalı tanıklarının beyanlarından davalı babanın çocuk ile ilgilendiği, nafakasını ödediği, çocuğun davalı babasının soyadını kullanmasının çocuğun yüksek menfaatine ters düşmediği, çocuğun soyadının annenin soyadı ile değiştirilmesinde çocuğun üstün yararı olduğu hususunun da kanıtlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir IV....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ''davacı vekili aracılığıyla davalı aleyhine davacının velayeti altındaki küçük Uzay Toprak'ın Alpay olan soyadının Gülergün olarak değiştirilmesi talepli dava açıldığı, davalının davaya cevap vermeyerek münkir konumda olduğu, nüfus kaydı kapsamında 2015 doğumlu olan Uzay Toprak Alpay'ın velayetinin davacıda olduğu anlaşılmış, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararları dikkate alındığında mahkememizin görevli olduğu, davacının velayeti altında bulunan çocuk ile soyadının farklı olmasından dolayı tanık beyanlarında da sabit olduğu üzere sürekli sıkıntı yaşadığı, küçüğün evlilik birliği içerisinde almış olduğu baba soyadının değiştirilmesi talebinde velayeti kullanan davacı annenin haklı olduğu gibi Medeni Kanun veya Özel Kanunlarda evlilik birliğinin sona ermesine müteakip çocuğun soyadının tesisi veya düzenlenmesi hususunda özel bir düzenleme bulunmadığı ancak bu hususta daha önce verilen Anayasa Mahkemesi kararı ve Yargıtay içtihatları dikkate alındığında...
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacı tarafından nüfusa kaydedilen "..." soyadının, "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, soyadının değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı H.M.K.'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, H.M.K. 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a-b fıkraları gereğince asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 27. Maddesi hükmü"Adın değiştirilmesi,ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir."...
-K A R A R- Dava, davacı tarafından nüfusa kaydedilen "..." soyadının, "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Küçükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesince, soyadının değiştirilmesi isteminin 6100 sayılı H.M.K.'nın 382/2-a-2'de çekişmesiz yargı işi olarak düzenlendiği, H.M.K. 383.maddeye göre çekişmesiz yargı işinde görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Küçükçekmece 1. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinin 1/a-b fıkraları gereğince Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan bahisle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun 27.Maddesi hükmü"Adın değiştirilmesi, ancak haklı sebeplere dayanılarak hakimden istenebilir."...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Çocuğun Nüfus Kaydının Anne Hanesine Nakli ile Çocuğun Soyadının Değiştirilmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 23.02.2012 (Prş.)...
nın eklenmesini, "..." olan soyadının da "..." olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak; 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 27. maddesi hükmüne göre adın ve soyadın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenilebilir. Böyle bir davada değişikliği isteyen tarafın isteminde haklı olduğunu yöntemince kanıtlaması gerekir. Somut olayda davacı, nüfus kütüğünde "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, buna neden olarak da resmi ve özel iş ve ilişkilerinde "..." soyadı ile tanındığını göstermiştir....
Dosyada toplanan bilgi ve belge içeriğinden; Davacının babası Temur'un Kelkit Asliye Hukuk Mahkemesine açmış olduğu dava sonunda verilen 22/8/1973 gün ve 1973/455-319 sayılı kararla "Durmaz" olan soyadının, "Babur" olarak değiştirildiği, bu hüküm tarihinde ergin bulunmayan davacı İhsan'ın soyadının da "Babur" olarak düzeltildiği anlaşılmaktadır. Babanın açtığı aile soyadı değişikliğini içeren dava ile ergin olmayan çocuğunda soyadı değişmiş bulunduğundan o çocuk ergin olduktan sonra aynı konuda (aile soyadının değiştirilmesi istemli) dava açamaz; buna 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Yasasının 36. maddesinin (b) bendi izin vermez. Açıklanan tüm bu nedenlerle davanın reddi gerekirken, kabulü ile davacının soyadının -istem gibi- değiştirilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'...
soyadının değiştirilmesiyle ilgili talebine davalı babanın da muvafakatı olduğunu, bu nedenle nüfusa Ertuğrul Arıbey olarak kayıtlı olan çocuğun "Arıbey" olan soyadının "Bektaş" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir....
in velayetinin kendisine verildiğini, ancak soyadının birlikte yaşadığı ailenin soyadından farklı olması nedeni ile sorunlar yaşadığını bildirerek ... 'nın soyadının "..." olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. 4721 Sayılı Medeni Kanunun 321. (önceki 743 Sayılı Yasanın 259.) maddesine göre, doğru nesepli çocuk babanın (ailenin) soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe neden olamaz. Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe, çocuğun da soyadı değişmez. Mahkemece, davacı ananın velayeti altında bulunan küçük ... 'nın soyadının değiştirilmesi hakkında açtığı davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....