Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden Yargıtay....Hukuk Dairesi'nin 19.11.2013 gün 2013/12697 Esas 2013/15917 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyanın esasının incelenmesi sonucu; Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile davalı ...'tan olma çocuk.....soyadının annenin soyadı olan ".... olarak değiştirilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacı ile davalı ...'ın evliliklerinden soyadının değiştirilmesi istenen ..... 09.06.2007 tarihinde dünyaya geldiği, davacı ... ile davalı ...'ın ... 5. Aile Mahkemesi'nin 24.02.2009 gün 2008/910 esas, 2009/220 karar sayılı kararı ile boşandıkları..... velayetinin davacı anne ...'...

    Çocuğun üstün yararı çocuğun haklarını garanti altına alan bir işlev de üstlenmektedir (YÜCEL, Özge ... Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi Cilt 1 Sayı 2, Aralık 2013, s. 117-137). Esasında çocuğun üstün yararına gereken önemin verilmesi, yalnızca çocuğun ya da ana babanın değil, toplumun da menfaatinedir. Çünkü çocuğun sosyal, kültürel, fiziksel ve psikolojik yönden olumlu gelişimi, ilerde toplumda zararlı davranışlarının ortaya çıkmasını da engelleyecektir (BAKTIR, Çetiner Selma, Velayet Hukuku, Ankara 2000 s.33).Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir....

      Yukarıya alınan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik içinde doğan çocuğun, doğumla kazandığı "aile soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve buna ilişkin değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken bu isteğin esastan incelenerek davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden bozmayı gerektirmiştir....

        Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda; velayet hakkına sahip anne, anneyle çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle resmi işlemlerde sorun yaşandığını, davalının müşterek çocuk ile hiç ilgilenmeyip, onu arayıp sormadığını, yüz kızartıcı suçlar da dahil olmak üzere 13 suçtan mahkumiyet kaydının bulunup, şuanda hükümlü olarak cezaevinde olduğunu, davalının işlediği suçlar nedeniyle çocuğun gelecekteki yaşamında sosyal çevresinde dışlanarak, psikolojisinde düzeltilemez sorunlara yol açacağını iddia etmektedir....

        Çocuğun üstün yararı gereği, anne hiçbir gerekçe göstermeden, sırf velayetin kendisinde olduğunu ileri sürerek çocuğa kendi kızlık soyadının verilmesini isteyemez. Anne tarafından çocuğun soyadının değiştirilmesi davası açıldığında, çocuğun üstün yararına bakılır. Eğer çocuğun üstün yararı varsa annenin kızlık soyadı çocuğa verilebilir. Üstün yarar yoksa davanın reddine karar verilmelidir. Somut olayda; velayet hakkına sahip anne, anneyle çocuğun soyadının farklı olması nedeniyle çocuğun rahatsız olduğunu, okul hayatında bu sebeple sıkıntı yaşadıklarını, ayrıca çocuk ile soyadının farklı olması nedeni ile de sorun yaşadığını iddia etmiştir. Müşterek çocuk duruşmada uzman marifeti ile alınan beyanında; soyadının annesini soyadı olan "AYSEVENER" olmasını istediği anlaşılmıştır....

        Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir (AYM, 02.07.2009, 2005/114 Esas -2009/105 Karar). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunu'nun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan İnci'nin "Noyin" olan soyadının "Kabacaoğlu" olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "Noyin" aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "Kabacaoğlu" soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır....

          Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 K.). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan ...'ın "..." olan soyadının "..." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı "..." aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır. Başka bir ifade ile, soyadının değiştirilmesi talep edilen Belinay ergin kişi değil, çocuktur....

            Anayasa Mahkemesi, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 321. maddesindeki “Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin soyadını taşır." hükmünün Anayasaya aykırı olmadığına karar vermiş, buradaki “aile soyadı” deyiminden babanın soyadının anlaşılacağını belirtmiştir. (AYM, 02.07.2009, 2005/114 E. -2009/105 ....). Velayet hakkının kapsamı Türk Medeni Kanunun 339. maddesinde düzenlenmiş olup buna göre velayetin kapsamında yer alan çocuğun adının ana ve babası tarafından konulacağı belirtilmiştir. Somut olayda, dava dilekçesinde küçük olup velayeti annede bulunan .... olan soyadının "...." olarak değiştirilmesi istenmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dava, evlilik birliği içinde doğan çocuğun doğumla kazandığı .... aile soyadının velayet hakkı kapsamında annenin boşanma sonrası edindiği "..." soyadı ile değiştirilmesi talebidir ve dava velayet hakkına dayanılarak açılmıştır....

              Babanın soyadı veya çocuk reşit olduktan sonra kendi soyadı usulüne uygun olarak açacağı bir dava sonunda verilecek kararla değişmedikçe çocuğun da soyadı değişmez. O halde velayete sahip ana dahi bu hakka dayanarak kişiye sıkı sıkaya bağlı kişilik haklarıyla ilgili çocuğun soyadının değiştirilmesi davasını açamaz. Bu sebeple; mahkemece, ananın velayeti altındaki çocuğun soyadının değiştirilmesi konusunda açtığı davanın (babanın onayı olsa dahi) reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddi isabetsiz ise de sonucu itibarıyle doğru olan red kararının gerekçesi değiştirilerek yukarıdaki gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 10.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Yukarıda açıklanan kanuni düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında; mahkemece, davanın, ergin kişinin haklı sebeple soyadının değiştirilmesi niteliğinde değil, evlilik dışı doğan çocuğun, tanımayla kazandığı "baba soyadının" velayet hakkı kapsamında değiştirilmesi talebine ilişkin bulunması ve bunun değerlendirmenin aile mahkemesi tarafından yapılması gerektiğinden mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esastan incelenerek reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

                  UYAP Entegrasyonu