"İçtihat Metni"Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan yetim aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı işleminin iptali ile yeniden aylık bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesinde düzenlenen “yargı yolunun caiz olması” dava şartı yokluğu nedeniyle usûlden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
Başkanlığı işleminin iptali ile kesilme tarihi itibariyle aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usûlden reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı kesinleşen davacıya, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamındaki iştirakçi babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle kesildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni" Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Tarihi : 15.10.2015 Dava, hak sahibi konumunda yer alan davacıya bağlanan yetim (ölüm) aylığının 5510 sayılı Kanun hükümleri gereğince kesilmesi yönündeki davalı ... işleminin iptali ile kesilme tarihi itibarıyla aylığın yeniden bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle yargı yolu yokluğu ve görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi....
Somut olaya gelince; davacı tüketici, davalı yüklenici ...Ortaklığı adına ... ile akdettiği 21.02.1998 tarihli taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesine binaen ve 23 no'lu daireyi başkasına sattığı ve davacıya 18 nolu daireyi verdiğine dair cevabi ihtarnamedeki beyanı ile yüklenicinin temlikine dayalı olarak adi ortaklık şeklindeki yapı ortaklığı üyeliğinden ihraç kararının iptali ile dava konusu 4513 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 18 nolu mesken cinsli bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespiti ile davacıya teslimi isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan bir zorunluluktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Çekişmenin önlenmesi ve tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı çekişmenin önlenmesi ve tazminat davasına dair karar Dairemizin 18/09/2012 gün ve 13846-11719 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davacılar tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı Yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 210.00.-TL para cezası ile aşağıda yazılı harcın karar düzeltme isteyenlerden alınmasına, 07/03/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Davacı vekili dilekçesinde; davacının yazılı kira sözleşmesine istinaden davalıya ait taşınmazda kiracı olduğunu, davalının 6570 Sayılı Yasaya aykırı olarak taşınmazın 3 gün içinde tahliyesi için ihtarname gönderdiğini ve sözkonusu yerin yıkılarak yeni çarşı yapılacağını sözlü olarak bildirdiğini, oysa sözleşme süresi bittiğinde 6570 Sayılı Yasaya göre 1 yıl uzadığını, tahliye isteminin yasaya aykırı olduğunu belirterek, buna göre kira süresinin uzadığını tespiti ile taraflar arasındaki çekişmenin önlenmesi ve kira sözleşmesinin geçerliğinin kabulünü talep ve dava etmiştir. Mahkemece; 6570 Sayılı Yasada öngörülen sürede bir ihtar ve açılmış bir tahliye davası bulunmadığı, sözleşmenin kendiliğinden yenilenmiş olduğu gerekçe gösterilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda uyuşmazlık, taşınmazdaki kiracılık sıfatının ve geçerli bir kira sözleşmesinin varlığının tespiti ile muarazanın giderilmesine ilişkindir....
Somut olayda da; davacı tüketici olup yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğundan o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması yasadan kaynaklanan zorunluluktur. Mahkemece kamu düzeninden olan görev hususu re’sen gözetilerek yukarıda yazılı olduğu şekilde işlem yapılması gerekirken çekişmenin esasının incelenip hükme bağlanması da doğru olmamıştır. Diğer taraftan davacı, tescilini dava konusu yaptığı 1 ve 2 numaralı bağımsız bölümleri dava dışı yükleniciden 13.12.1996 tarihli sözleşme ile temlik aldığını ileri sürmüştür....
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi Dava, iş kazasının tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermiştir. Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, sosyal güvenlik destek prim borcunun bulunup bulunmadığının tespiti ile varsa bu borca faiz uygulanmaması gerektiği ile yapılandırma yapılması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, uyulan bozma ilamı sonrası, dava hakkında kısmen karar verilmesine yer olmadığına, kısmen reddine dair karar verilmiştir. Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....
Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçüncü kişi bu şekilde bir temlik varsa temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir. Zira, alacağı devralan kişi evvelki alacaklının yerine geçer ve borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak artık onun hakkı olur. Ne var ki; üçüncü kişinin borçluyu (arsa sahibini) hasım göstererek açacağı davada borçlu temlik yapılmamış olsaydı eski alacaklısına (yükleniciye) ne gibi def’ilerde bulunmak hakkına haiz idi ise bu def’ileri yeni alacaklıya (hakkı temellük eden üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir(BK. m.167). Kısaca bu gibi davalarda üçüncü kişi temlik işleminin varlığını yükleniciye, alacağının kazanıldığını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmek zorundadır....