Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması temlik işleminin konusu olan alacağın gerçek bir alacak olmasına bağlıdır. Alacağın temlik edildiği üçünü kişi bu şekilde bir temlik varsa temlik işleminden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı da ileri sürebilir hale gelir. Zira, alacağı devralan kişi evvelki alacaklının yerine geçer ve borçludan ifayı istemek gerektiğinde de borçluyu, ifaya zorlamak artık onun hakkı olur. Ne var ki; üçüncü kişinin borçluyu (arsa sahibini) hasını göstererek açacağı davada borçlu, temlik yapılmamış olsaydı eski alacaklısına (yükleniciye) ne gibi def'ilerde bulunmak hakkına sahip idi ise, bu def'ileri yeni alacaklıya (hakkı temellük eden üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Kısaca bu gibi davalarda üçüncü kişi temlik işleminin varlığını yükleniciye, alacağının kazanıldığını ise arsa sahiplerine karşı ispat etmek zorundadır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.7.2006 gününde verilen dilekçe ile kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın men’i, hakimin müdahalesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hasılat kira ilişkisine dayalı kira sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti, kiracılık sıfatının tespiti ve müdahalenin ve muarazanın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 15.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hasılat kirasına ilişkin olup, uyuşmazlık anılan sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmış ve davacı sözleşmedeki kiracı sıfatına dayanarak eldeki davayı açmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, kiracılık sıfatının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davalı kiraya veren keşide ettiği 15.09.2010 tarihli ihtarname ile süre bitimi nedeniyle davacı kiracının tahliyesini talep etmiş, davacı vekili bu ihtarnameye karşı kiracılık sıfatının tespiti ve çekişmenin önlenmesini talep etmiştir. Taraflar arasında imzalanan 01.11.2003 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Davacının yukarıda belirtildiği gibi davada tapu kayıtlarının malik hanesindeki kimlik bilgilerinin nüfus kayıtlarına uygun biçimde tespiti (düzeltilmesi) dışında ileri sürebilecekleri herhangi bir hakları da bulunmamaktadır. Ayrıca, bu davanın sonucunda verilen kararlar kesin hüküm sayılmamakta, kararın haksız veya hatalı görülmesi halinde ileri sürülen delillere göre yeniden düzeltme talebinde bulunulabilmesi, hükmün değiştirilebilmesi mümkün olmaktadır. Bu değerlendirmelere göre, tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesinde belirtilen çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi Dava, davacının ölüm aylığının iptaline yönelik Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Mahkemece, dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla, her iki tarafın da davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2005/1344 esas sayılı dosyasında davacı köy muhtarlığının ... mirasçılarına karşı dava konusu 133 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak 3402 sayılı kanunun 41. maddesi uyarınca yapılan düzeltme işleminin iptali için dava açtığı ve davanın halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda dava konusu 133 sayılı parselin çapının halen çekişmeli olduğu, taraflar arasındaki çekişmenin ancak kesinleşmiş olan çapın sınırlarına ve yüz ölçümüne göre giderilmesi mümkün olduğundan bu aşamada 2005/1344 esas sayılı dava dosyasının 6100 sayılı HMK'nun 165. maddesi gereğince bekletici mesele yapılması ve sonuçlandıktan sonra kesinleşen çap kaydına göre davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Mahkemece uyuşmazlığın dava konusu edilen ve henüz kesinleşmediği anlaşılan çap kaydına göre çözümlenmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, yurt dışı çalışmalarının gerçek olduğu, yaşlılık aylığının kesildiği tarihten itibaren yeniden bağlanması, kesilen aylıkların iadesi ve kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Mahkemece, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemez veya bu davalarda ilgili tarafın davayı kabulü sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Bu değerlendirmelere göre, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 382. maddesi uyarınca bu tarihten sonra açılan tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davaları da çekişmesiz yargı işlerinden sayılmalıdır. Kaldı ki, 382. maddenin 2-ç/1 fıkrasında “Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması” çekişmesiz yargı işi sayılmış olup niteliği itibariyle tapu kayıtlarında kimlik bilgilerinin düzeltilmesi davalarından başka bu tarife uyacak bir dava türü de bulunmamaktadır. Bu durumda, mülkiyet nakli ihtimali bulunmayan ve çekişmesiz yargı işi niteliğinde olan uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/09/2013 NUMARASI : 2012/174-2013/784 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı kiracılık sıfatının tespiti davasına dair karar, davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kiracılık sıfatının tespiti ve çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde; müvekkilinin, 01/01/1998 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, kira sözleşmesinin her yıl yenilendiğini belirterek kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine ve çekişmenin önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir....
İlgililerin uzlaşması halinde çekişmenin ortadan kalktığından söz edilemiyeceği gibi, ilgili tarafın davayı kabulü de sonuç doğurmaz. Taraflar arasında bu anlamda gerçek bir çekişmenin varlığı söz konusu değildir. Diğer taraftan, 382. maddenin 2-ç/1. fıkrasında "Taşınmaz üzerinde taraf oluşturulmasına ve hak ihlaline sebebiyet vermeyecek düzeltmelerin yapılması" çekişmesiz yargı işi olarak sayılmış olup, niteliği itibariyle tapu kayıt maliki ile davacının murisinin aynı kişi olduğunun tespiti işleri de bu tanıma uymaktadır. Hal böyle olunca; 6100 Sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115. maddeleri gereğince, görev dava şartlarından olup mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştırmalıdır....