BORÇLU OLMADIĞININ TESPITIKEFILIN SORUMLU OLACAĞI MIKTARIN KEFALET SENEDINDE AÇIKÇA GÖSTERILMEMESI NEDENIYLE KEFALET SENEDININ GEÇERSIZ OLMASIBORÇLAR KANUNU (818) Madde 484 "İçtihat Metni"Dava dilekçesinde eğitim ve öğretim giderinden kaynaklanan 46.728 YTL borcun 24.387,57 YTL.sinden sorumlu olmadıklarının tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan S……. U…… S……..'...
ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; KARAR- Dava, çekişmenin giderilmesi ve elatmanın önlenmesi isteğine ilişkin olup, mahkemece, davanın yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Davacı, ... Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında kalan ... mahallesinde yapılan ihale üzerine park yapımı çalışmalarına başlandığını, davalı ... Belediyesinin iş makinaları ve elemanlarınca yapılan iş engellenmek suretiyle çekişme yaratıldığını, ardından köşe kazıkları çakılarak işin tamamen durdurulduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesine çekişmenin giderilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı, imar planı ve imar uygulaması sonucu uğranılan zararın tazminine yönelik davada idari yargı yerinin görevli olduğunu, dava konusu taşınmazın Büyükşehir Belediyesinin yetki ve sorumluluk alanında kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.7.2006 gününde verilen dilekçe ile kiracılık sıfatının tespiti, muarazanın men’i, hakimin müdahalesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 23.5.2007 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, hasılat kira ilişkisine dayalı kira sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti, kiracılık sıfatının tespiti ve müdahalenin ve muarazanın giderilmesi istemiyle açılmıştır. Mahkemece dava reddedilmiştir. Hükmü davacı temyiz etmiştir. Taraflar arasındaki 15.10.2001 başlangıç tarihli kira sözleşmesi hasılat kirasına ilişkin olup, uyuşmazlık anılan sözleşmenin uygulanmasından kaynaklanmış ve davacı sözleşmedeki kiracı sıfatına dayanarak eldeki davayı açmıştır....
Mahkemece, idari işlem olduğundan mahkemenin görevsizliğine, idari yargıda dava açmakta muhtariyete karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı idareye elektrik abonesi olmak üzere yaptığı başvurunun red edildiğini bildirip, yaratılan çekişmenin giderilmesi istemi ile bu dava açılmıştır. Davalı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş, özel hukuk hükümlerine tabi bir şirkettir. Yaptığı hizmette tekel niteliğindedir. Davacı ile abone sözleşmesi yapmamak suretiyle yarattığı çekişme özel hukuk hükümlerine göre çözülmesi gerekir, uyuşmazlığı çözmeyede adli yargı görevlidir. Somut olayın niteliği itibariyle de tüketici mahkemesi görevlidir. Bu hususlar gözardı edilerek mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 7.2.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, haciz işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin takip konusu borcu 2021 yılı ocak ayında alacaklıya ödediğini, buna rağmen ilgili dosyanın halen derdest olduğunu, alacaklı vekilinin ilgili icra dosyasına müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığını beyan ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalması kaydıyla davacı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibin iptali ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili 22/07/2022 tarihli dilekçesindeki beyanında açılan davayı kabul ettiğini, davacı borçlu yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin vekaletnamesinde davayı kabul etme yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 28/06/2021 Tarih ......
Davalılar, davacının tapu iptali ve tescil istemini kabul ettiklerini, dava açılmasına neden olmadıklarından yargılama gideri ve vekalet ücretinin taraflarına yüklenemeyeceğini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulü ile yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve bakiye harcın davacıdan alınmasına karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, davalı yükleniciden temlik alınan kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. 4822 sayılı Kanununla değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3.maddesi (c) bendi ile konut ve tatil amaçlı taşınmaz mallar da Tüketicinin Korunması Kanunun kapsamına alınmıştır. Dava konusu taşınmaz “konut” niteliğindedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.03.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 09.06.2009 gününde verilen dilekçe ile intifa hakkına konu taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.02.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... San. ve Tic. A.Ş. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 338 parsel sayılı taşınmaz kaydında 23.02.2006 tarihinden itibaren 15 yıl süre ile intifa hakkı sahibi olduğunu, bu hakkını davalı bayisi ... San. Tic....
Şti. aracılığı ile kullandığını, bayilik sözleşmesinin 4. maddesi uyarınca sadece kendilerinden veya onay verecekleri dağıtım şirketlerinden temin edecekleri ürünleri satabileceği halde bayinin diğer davalı şirketten temin ettiği LPG ürünlerini intifa hakkına konu taşınmazda satışa sunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddini savunmuşlar, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı .... temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkına elatmanın önlenmesi, kal ve çekişmenin giderilmesi istemine ilişkindir. Bilindiği gibi intifa hakkı; başkasına ait bir eşya, hak veya mal varlığı üzerinde belirli bir kişiye tam olarak yararlanma olanağını sağlayan bir irtifak türüdür. Kuşkusuz, intifa hakkı sahibinin eşya üzerinde oluşan saldırının kaldırılmasını istemesi olanaklarıdır. Bu isteği ise intifa hakkı sahibinin hakkı üzerinde muaraza çıkartan yana dava açılarak yöneltmesi gerekir....
Bu itibarla, dosya içeriğine, toplanan delillere, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenle, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, icra takip dosyalarında davalının alacaklı sıfatı ile yer alması nedeniyle davanın doğru hasma yöneltildiği görülmekle husumet itirazının yerinde olmamasına, bu dava ile davacının asıl amacının borçlu olmadığının tespiti talebini içermekte olduğu görülmekle DEPSAŞ’a karşı muarazanın giderilmesi şeklinde dava açılması gerektiğinden bahisle hukuki yarar yokluğu itirazının dayanaksız olmasına, ilk derece mahkemesi hakiminin objektif, dosyadaki verilerle çelişmeyen tespitlerine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usûl ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılarak davalı vekilinin istinaf başvurusunun...