Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

K A R Ş I O Y Davacı, hizmet tespiti ve buna bağlı olarak yaşlılık aylığı bağlanması talebi ile dava açmış, mahkemece her iki talebin kabulüne karar verilmiştir....

    Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; Davalı işverene ait işyerinin işverenin talep konusu dönem yönünden vergi kayıtlarının da celbi, dinlenen tanıkların işverenlerinin ünvanlarını da gösterir şekilde hizmet cetvellerinin ve kendi işyerlerine ilişkin kayıtların dosyaya kazandırılarak beyanlarının denetlenmesi, davacıya hiç kimsenin hizmet tespiti davası açmaya zorlanamayacağı, hizmet tespiti davasının sosyal güvenlik hakkını ilgilendirdiği hususları da unutulmadan ve fakat tespiti istenen sürenin uzunluğu dikkate alındığında davacı hizmet tespiti davası açmaya zorlanamaz ise de davacıya hizmet tespiti davası açıp açmayacağının sorulup hizmet tespiti davası açması halinde açılacak davanın bekletici mesele yapılarak, hizmet tespiti davası açmadığı takdirde ise tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir....

    Mahkeme kararının özeti: Mahkemece, davacının hizmet tespiti ve işçilik alacaklarına hükmedilmesine dair alacak davasını birlikte açmış olduğu, ayrı bir esasa kaydedilerek yürütülen hizmet tespiti davasının 15/09/2015 tarihinde karara çıktığı ve reddedildiğinin anlaşıldığı, davacının hizmet tespiti davası reddedilmiş olduğundan alacak davasının da reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz: Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Gerekçe: Somut olayda; davacı vekili ilk defa Mahkemenin 2012/292 esas sayılı dosyasına kayıtlı olmak üzere davalı işveren ve Sosyal Güvenlik Kurumu aleyhine davacının davalı şirket nezdinde 01.07.2005-Ocak 2009 tarihleri arasında kesintisiz şekilde çalışmasına karşın bildirilmeyen hizmet süresi olduğu gerekçesiyle hizmet tespiti ve iş akdinin haklı nedene dayalı feshedildiği iddiası ile işçilik alacaklarına hükmedilmesi istemli davasını birlikte açmıştır....

      Sigortalının yaşlılık aylığı koşullarına sahip olup olmadığının belirlenmesinde esas alınacak sigortalılık süresine 506 sayılı Yasa'nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8 maddesine göre mahkemece tespitine karar verilen sigortalılık süresi dahil olup anılan yasa maddelerinin yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını düzenleyen yasalara göre uygulama önceliği bulunduğundan, hizmet tespiti kararıyla kazanılan gün sayısı, ancak bu kararın kesinleşmesinden sonra Kurum yönünden bağlayıcılık kazanır ve yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirilmesinde dikkate alınır. Kesinleşen hizmet tespiti kararı uyarınca işverenden primleri tahsil etme yükümünün Kuruma ait olması nedeniyle hizmet tespitine ilişkin kararın kesinleşmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca primlerin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın davacının yaşlılık aylığı koşullarının kesinleşen hizmet tespiti davası ile belirlenen çalışma süresi de gözetilerek belirlenmesi gerekir....

        Sigortalının yaşlılık aylığı koşullarına sahip olup olmadığının belirlenmesinde esas alınacak sigortalılık süresine 506 sayılı Yasa'nın 79/10 ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/8 maddesine göre mahkemece tespitine karar verilen sigortalılık süresi dahil olup anılan yasa maddelerinin yaşlılık aylığına hak kazanma koşullarını düzenleyen yasalara göre uygulama önceliği bulunduğundan, hizmet tespiti kararıyla kazanılan gün sayısı, ancak bu kararın kesinleşmesinden sonra Kurum yönünden bağlayıcılık kazanır ve yaşlılık aylığı koşullarının değerlendirilmesinde dikkate alınır. Kesinleşen hizmet tespiti kararı uyarınca işverenden primleri tahsil etme yükümünün Kuruma ait olması nedeniyle hizmet tespitine ilişkin kararın kesinleşmesi gerekli ve yeterli olup ayrıca primlerin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın davacının yaşlılık aylığı koşullarının kesinleşen hizmet tespiti davası ile belirlenen çalışma süresi de gözetilerek belirlenmesi gerekir....

          K A R A R Dava, hizmet tespiti ve işçilik alacakları(ücret) istemine ilişkindir. Davacının hizmet tespiti ile birlikte işçilik alacağı(ücret) davasını birlikte açtığı ortadadır. Mahkemece, hizmet tespiti davasının kabulüne ve işçilik alacakları(ücret) davası yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 167. maddesi uyarınca yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için aralarında bağlantı bulunsa bile davaların ayrılmasına, davanın her safhasında karar verilebilir. Yine aynı yasanın 30. maddesinde Mahkemenin yargılamayı, mümkün olduğunca hızlı ve bir düzen içerisinde seyretmesini sağlamakla yükümlü olduğu belirtilmiştir. Hizmet tespiti davalarının yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa'nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa'nın 86/9. maddeleri oluşturulup bu davalar için özel bir ispat yöntemi öngörmemiştir....

            Bununla birlikte işçinin fiili çalışmasına rağmen SGK’ya eksik gün bildiriminde bulunulması hâlinde hizmet tespiti davası da açılabilir. Hizmet tespiti davası sonucunda verilecek karar ise işçilik alacakları istemli davada bağlayıcı niteliktedir. Bunun nedeni işçilik alacakları istemli davada taraflarca getirilme ilkesinin, sosyal güvenlik mevzuatından kaynaklanan hizmet tespiti davasında ise resen araştırma ilkesinin uygulanmasıdır. Başka bir deyişle hizmet tespiti davası sonucunda kesinleşen çalışma süresi, işçilik alacakları davasında da dikkate alınacak olan süredir. 16. Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; davacı vekilince daha önce açılan hizmet tespiti davasına ilişkin dava dilekçesinde iş sözleşmesinin 27.05.2008 tarihinde sona erdiği belirtilmesine rağmen dava dilekçesi içeriği ve talep kısmında 1988-2004 yılları arasında SGK’ya eksik bildirilen günlere hasredilerek dava açıldığı, yapılan yargılama sonucunda Gaziantep 1....

              Mahkemece, davacının sigortalılık başlangıcının 01.10.1989 tarihi olduğunun ve 1 gün süreyle çalıştığının tespitine, davacı vekili hizmet tespiti davasından feragat ettiğinden ileride hizmet tespiti davası açma hakkı baki kalmak üzere hizmet tespiti davasının feragat nedeniyle reddine ve davacı lehine hükmedilen vekalet ücretinin davalı kurumdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. 6552 sayılı Kanunun 11.09.2014 günü yürürlüğe giren 64. maddesiyle 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7. maddesine eklenen 4. fıkrada, hizmet akdine tabi çalışmaları nedeniyle zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti talebi ile işveren aleyhine açılan davalarda, davanın Kuruma resen ihbar edileceği, ihbar üzerine davaya davalı yanında feri müdahil olarak katılan Kurumun, yanında katıldığı taraf başvurmasa dahi kanun yoluna başvurabileceği belirtilmiştir....

                Gerekçe: 1-Davacının hizmet süresi ve ücretinin kesinleşen 2015/55 E. sayılı hizmet tespiti dava dosyası esas alınarak belirlendiği gözetildiğinde, karar gerekçesinde geçen 2011/55 E. sayılı dava dosya numarasının sehven yazıldığı anlaşılmakla, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır. 2-Somut uyuşmazlıkta; davacının hizmet tespitinin yanında bir kısım işçilik hak alacaklarının ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/163 E. sayılı dosyası üzerinden birlikte talep edildiği ve 19.10.2011 tarihli celsede hizmet tespiti ile işçi alacakları taleplerinin tefrikine karar verilmesini müteakiben, işçi alacakları yönünden davaya 2012/32 Esas sayılı dosya üzerinden devam edilip hizmet tespiti davasının bekletici mesele yapıldığı, hizmet tespiti yönünden verilen 04.06.2014 tarihli ve 2011/163 E., 2014/186 K. sayılı kararın da Yargıtay 10. Hukuk Dairesi’nin 22.12.2014 tarihli ilamıyla bozulması üzerine yapılan yargılamada sonunda, davanın davalılar İçişleri Bakanlığı ve ... Sos....

                  “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesinde; “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işvereninde sorumlu olacağı ” bildirilmiştir. 506 sayılı Yasa’nın 87. maddesi ile; asıl işveren ile alt işveren arasındaki ekonomik ve mali yönden sorumluluk hukukunun sınırlarının belirlendiği, maddede geçen “ Bu kanunun işverene yüklediği ödevler ” tanımlamasının asıl işverene, alt işverenin taraf olduğu hizmet sözleşmeleri nedeniyle açılacak hizmet tespiti davalarında pasif husumet ehliyetini amaçlamadığı anlaşılmaktadır. 506 sayılı Yasa’nın 79/10. maddesinde ifadesini bulan hizmet tespiti davaları kural olarak bu ödevi yerine getirmeyen işverene karşı açılmalıdır....

                  UYAP Entegrasyonu