Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2007/3-225 E., 2007/201 K.

Hukuk Genel Kurulu 2007/3-225 E., 2007/201 K.
İSTİRDAT DAVASIKAMU ALACAKLARINDA UYGULANACAK FAİZ ORANIKAMULAŞTIRMA BEDELİ

2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 46 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Polatlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 02.06.2006 gün ve 2005/79 E-341 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 22.06.2006 gün ve 2006/8408-8285 sayılı ilamı ile; (...Davacı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı, kurum aleyhine açılan kamulaştırma bedelinin artırılmasına ilişkin davada 20.858.064.750 lira bedelin dava tarihi itibarıyla başlayacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği halde,tahsil için başlatılan takipte Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin içtihatları doğrultusunda Anayasanın 46.maddesi uygulanarak dava tarihinden itibaren kamu alacaklarına uygulanan en yüksek oranda faiz uygulandığını, içtihadın en yüksek oranda faizin kararın kesinleşme tarihinden itibaren başlatılacağı yönünde değişmesi nedeniyle, dava tarihi ile kesinleşme tarihi arasındaki süre için fazla ödenen 5.808.967.345 lira faiz alacağının istirdaden tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı, davanın reddini dilemiştir.

Mahkemece "ödemenin o tarihteki usul ve yasaya uygun olduğu, kapatılmış takip nedeniyle fazla ödemenin geri istenemeyeceği" gerekçesiyle davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Anayasanın 4709 Sayılı kanunla değişik 46.maddesine göre: "...kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir.Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz. Bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, herhalde peşin ödenir. İkinci fıkrada gösterilen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanır..." hükmünü getirmiştir.

Somut olayda; Polatlı Asliye Hukuk Mahkemesine açılan tezyidi bedel davası kısmen kabul edilerek, "..bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi birlikte tahsili" kararı ile sonuçlanmış, hüküm 04.12.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

Ancak bu ilam, dava tarihinden başlatılacak yasal faiz yerine kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faiz talebi ile takibe konulmuş, davacı kurum o tarihteki Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin uygulaması doğrultusunda ödemeyi yapmış, ancak ilgili dairenin görüş değiştirmesi üzerine fazla ödediği kısım için bu davayı açmıştır.

Kamu alacakları için en yüksek oranda faiz uygulanmasını öngören hüküm 17.10.2001 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu durumda, kesinleşen ilam ve yürürlükteki yasa nazara alınarak, dava tarihinden itibaren yasal faiz, hükmün kesinleştiği tarihten sonrası için kamu alacakları için öngörülen en yüksek oranda faiz uygulanması gerektiği gözetilerek sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davacı vekili

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, istirdat istemine ilişkindir.

Davacı Bayındırlık ve İskan Bakanlığı vekili, 802 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması üzerine davalıların açtıkları bedel artırımı davası sonunda hükmedilen bedeli icraen, Sincan 1.İcra Müdürlüğünün 2003/1039 Esas sayılı dosyasına 5.3.2004 günü 63.050.650.000 TL. olarak ödediklerini; alacağa uygulanan faiz oranı konusunda Yargıtay'ın görüş değiştirmesi sonucu 5.808.967.845 TL. fazla ödeme yapıldığını ileri sürerek, belirtilen bedelin davalılardan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalılar, Anayasa'nın 46.maddesine göre, herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedeline, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağını, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin bu görüşte olduğunu, daha sonra görüş değiştirmesinin önceden çözümlenmiş ve kesinleşmiş olan bir hukuki meseleye tesir edemeyeceğini cevaben bildirmişlerdir.

Yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak kurulan hüküm Özel Dairece, yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuştur.

Anayasa'nın 4709 sayılı Kanunla değişik 46.maddesinde "…

…Kamulaştırma bedeli ile kesin hükme bağlanan artırım bedeli nakden ve peşin olarak ödenir. Ancak, tarım reformunun uygulanması, büyük enerji ve sulama projelerinin gerçekleştirilmesi, yeni ormanların yetiştirilmesi, kıyıların korunması ve turizm amacıyla kamulaştırılan toprakların bedellerinin ödenme şekli kanunla gösterilir. Kanunun taksitle ödemeyi öngörebileceği bu hallerde, taksitlendirme süresi beş yılı aşamaz. Bu takdirde taksitler eşit olarak ödenir. Kamulaştırılan topraktan, o toprağı doğrudan doğruya işleten küçük çiftçiye ait olanların bedeli, herhalde peşin ödenir. İkinci fıkrada gösterilen taksitlendirmelerde ve herhangi bir sebeple ödenmemiş kamulaştırma bedellerinde kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranı uygulanır…

…" hükmü öngörülmüştür.

Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 15.3.2002 gün, 2002/4312 Esas, 5357 sayılı ve 16.2.2004 gün, 2004/2606 Esas, 2975 sayılı kararlarında, takip tarihinde geçerli olan 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46.maddesi uyarınca kamu alacakları için öngörülen en yüksek mevduat faizi oranının uygulanacağı; Yargıtay 12.Hukuk dairesinin 15.10.2004 gün 2004/17282 Esas, 2004/21801 sayılı ve aynı gün 2004/17283 Esas 21815 sayılı kararlarında ise Yargıtay'ın diğer dairelerinin görüşlerine ve uygulamalarına uygun olarak Anayasa'nın 46/son maddesindeki değişikliğin ilamın kesinleşmesinden itibaren uygulanabileceği vurgulanmıştır. Somut olayda yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık kamulaştırma bedelinin artırılması davası sonunda hükmedilen bedele yürütülecek kamu alacakları için öngörülen faiz oranının, dava tarihinden itibaren mi, kararın kesinleştiği tarihten itibaren mi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.

Dava konusu alacağa esas Polatlı Asliye Hukuk Mahkemesine açılan kamulaştırma bedelinin artırılması davası kısmen kabul edilmiş; "…

…bedelin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline…

…" karar verilmiş, hüküm 4.12.2003 tarihinde kesinleşmiştir.

Kamu alacakları için en yüksek oranda faiz uygulanmasını öngören Anayasa'nın 4709 sayılı Kanunla değiştirilen 46.maddesi hükmü 17.10.2001 günü yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Yerel mahkeme hükmünde kamulaştırma bedeline dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar vermiş olmasına karşın, İcra Dairesi, hüküm hilafına alacağa en yüksek faizden hesaplama yapmış ve idareden tahsil etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 22.06.2005 tarih ve 2005/12-384 E, 400 K; 06.07.2005 gün ve 2005/12-471 E, 442 K.; 12.04.2006 tarih ve 2006/12-135 E, 150 K.; 28.06.2006 gün ve 2006/12-472 E, 476 K.; 28.06.2006 tarih ve 2006/12-473 E, 479 K. sayılı kararlarında da açıklandığı gibi; dava tarihinden itibaren yasal faiz, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren de, kamu alacakları için öngörülen en yüksek orandaki faizin uygulanması gerekir.Hukuk Genel Kurulu'nun 28.3.2007 gün 2007/3-185 Esas, 2007/169 ve aynı gün 2007/3-187 Esas, 2007/170 sayılı kararlarında da aynı görüş benimsenmiştir. Bu durumda usul ve yasaya uygun bulunan Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir. Direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 11.04.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu