Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2001/14-254 E., 2001/250 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/14-254 E., 2001/250 K.
MÜŞTEREK MALİKTAPU İPTALİ VE TESCİL

4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 623 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki " tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Eskipazar Sulh Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 17.5.2000 gün ve 1997/82 E. 2000/94 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 14.Hukuk Dairesi'nin 19.10.2000 gün ve 4803-6089 sayılı ilamiyle; (..Davacı, tapu ile maliki olduğu taşınmazının 180 m2 lik kısmının kadastro tespiti sırasında davalı adına tespiti yapılan 15 parsel içerisinde kaldığını, bu kısmın 15 parselden iptali ile kendisine ait 16 parsele eklenmesini istemiş, mahkeme davayı kabul etmiş, hükmü davalı vekili temyize getirmiştir.

16 sayılı parsel tapuda kayıtlı iken kadastro tespiti sırasında 5885 metrekare olarak 2/3 payı ND 1/3 payı da KÖ adına yazılmıştır. Müşterek malik KÖ, tapu kapsamında kalan 180 metrekare yerin yandaki 15 parsel içinde kaldığını belirterek, bu kısmın iptali ile kendi adına tescilini istemektedir. Bu kabil davalarda tüm müşterek maliklerinin birlikte dava açmaları gerekir. Müşterek malik ND'nin usulünce davada yer alması sağlanmadan yargılamaya devamla , dava konusu 177 m2 lik kısmın 15 parselden iptali ile 16 parsel numaralı taşınmaza eklenmek suretiyle payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, müşterek maliklerden birisi tarafından açılmıştır. Kadastro sırasında kendi tapusu kapsamındaki bir kısım taşınmazın davalı tapusuna eklendiği, iddiasına dayanmaktadır.

Uyuşmazlık; Davanın hukuki niteliğine göre müşterek maliklerden birisinin diğerlerinin katılımı olmadan tek başına dava açıp açamayacağı , fiili kullanma durumuna göre payların zeminde ayrıldığı iddiasının dava açma ehliyetine etkisinin olup olmayacağı, noktasında toplanmaktadır.

Davacı, dava konusu 123 ada 16 parsel sayılı taşınmazın 1/3 hissesinin maliki olduğunu, 18 yıldır diğer paydaşla fiilen taşınmazı paylaşarak herkesin kendi bölümünü kullandığını, fiilen kendisinin tasarrufunda bulunan bölümün yaklaşık 180 m2 lik kısmının kadastro tespiti sırasında davalıya ait 123 ada 15 parsele eklendiğini, tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.

Davalı, davanın reddini savunmuştur.

Davalı tanığı olarak dinlenen diğer paydaş davaya dahil olmak istemediğini, davacı ile paylarını fiilen bölüştüklerini, beyan etmiştir.

Mahkeme; Davacının 123 ada 16 parsel sayılı taşınmazda müşterek malik olduğunu, Diğer paydaş ile paylarının belli olup, , fiilen ayrılarak kendisine düşen kısmı kullandığını, müşterek mülkiyette payların belli olması halinde ; her pay sahibinin tapudaki payı oranında bu hakkı ortadan kaldıran bir tapu kaydının iptalini isteyebileceğini , kabulle işin esasını incelemiştir.

Özel Daire; "Bu kabil davalarda tüm müşterek maliklerinin birlikte dava açmaları gerekir. Müşterek malik ND' in usulünce davada yer alması sağlanmadan yargılamaya devamla , dava konusu 177 m2 lik kısmın 15 parselden iptali ile 16 parsel numaralı taşınmaza eklenmek suretiyle payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir." Gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.

Mahkeme , önceki kararında direnmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.

Müşterek mülkiyete ilişkin hükümler Medeni Kanunun 623 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Medeni Kanunun 623. maddesinde müşterek mülkiyet "Birden ziyade kimseler şayian bir şeye malik olur ve hisseleri bilfiil taksim edilmemiş bulunursa onlar, o şeyin hissedarıdırlar.... Hissedarların şayi hisseleri birbirine müsavi olmak asıldır." Şeklinde tanımlanmıştır.

Maddenin son fıkrasında ise; "Hissedarlardan her biri kendi hissesi hakkında malik hak ve mükellefiyetlerini haiz olup hissesini temlik veya terhin edebilir.Alacaklıları da bu hisseyi haczettirebilirler." İfadesine yer verilerek her bir paydaşın hisseye ilişkin mülkiyetine yönelik ana kural belirlenmiştir.

Müşterek Mülkiyette Temsil yetkisi ile ilgili 21.06.1944 tarih ve 1941/13 Esas,1944/30 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça: 625. maddede yer alan temsilin; müşterek taşınmazın zilyetliği ya da mülkiyetine veya varlığına üçüncü kişinin bir hakka dayanmaksızın el atması halinde müşterek maliklerden birisinin müşterek mülkün tamamını korumaya ait tedbirleri almak ve bu el atmayı önlemek için dava açmak hakkını kullanma yetkisine sahip olmasından ibaret olduğu ve bu halde ancak davalının taşınmazın tamamı için el atmanın önlenmesini isteyebileceği belirtilmektedir. Diğer yandan aynı kararda; müşterek mülkiyete el atılmasından kaynaklanan tazminat davası açılması halinde ise müşterek malikin ancak kendi hissesi miktarında talepte bulunabileceği, müşterek malın tamamının kıymetini dava edemeyeceği belirtilmiştir. Buna göre tazminat talepleri bölünebilir nitelikte olduğundan her paydaş ancak kendi payı oranında zarar için tazminat talebinde bulunabilir. Diğer bir deyimle davacı paydaşın talep hakkı ancak kendi hissesi ile sınırlıdır. Konuyla ilgili 21.06.1944 tarihli 30/24 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince müşterek mala üçüncü kişilerin tecavüzleri karşısında her paydaşın müşterek mülkün tamamını muhafazaya ait tedbirleri almak ve tecavüzün önlenmesini dava etmek hakkı vardır. Bu yetki bölünmesi kabil olmayan haklarda söz konusudur. Payların belli olması halinde her pay sahibi tapudaki payı oranında bu hakkı ortadan kaldıran bir tapu kaydının iptalini isteyebilir. Ancak, tapuda kayıtlı payından fazlasını almak talebiyle tapu iptali tescil davası açamaz. Bu hususlar Hukuk genel Kurulunun 21.04.1965 tarih ve 91/D-1 esas, 1965/184 karar sayılı ilamında da vurgulanmıştır.

Somut olayda da ; davacı 1/3 payla paydaşı bulunduğu taşınmazda hakkını ortadan kaldıran davalı tapusunun 180 m2 lik kısmının iptalini istemiştir. Açıklanan ilkeler ışığında tapu iptali ve tescil talepli bu davayı tek başına açmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamaktadır. Diğer paydaşın davaya katılmamış olması davacının müşterek mülkün tamamını muhafazaya yönelik tedbirleri almasına ve hakkını ortadan kaldıran tapu kaydının iptalini istemesine engel teşkil etmez. Açıklanan nedenlerle direnme kararı yerindedir . Ne var ki Özel dairece işin esası incelenmediğinden dosyanın Özel Dairesine gönderilmesi gerekir.

S O N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 14.HUKUK DAİRESİ'ne gönderilmesine, 14.03.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu