Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU


Hukuk Genel Kurulu 2001/19-159 E., 2001/197 K.

Hukuk Genel Kurulu 2001/19-159 E., 2001/197 K.
İPOTEK BORCUİSTİRDAT DAVASIKEFALET SÖZLEŞMESİKREDİ SÖZLEŞMESİ

818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 484 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İ... Asliye 1.Ticaret Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 28.5.1999 gün ve 1998/1534 E- 1999/492 K.sayılı kararın incelenmesi davalı Banka vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 25.2.2000 gün ve 1999/5842-2000/1358 sayılı ilamı ile; (...Davalı banka ile, dava dışı A... Plastik Doğrama firması arasında, düzenlenen kredi sözleşmesine teminat teşkil etmek üzere, davacı VE eşi ile birlikte müştereken malik oldukları taşınmaz üzerinde 1.500.000.000 TL.lik ipotek tesis etmiştir.

Davalı banka, davacının ipotek borcu dışında,ipotek akid tablosunun 1.maddesinde belirtildiği üzere ipotek bedeli kadar müteselsil kefil olmayı da kabul ettiğini ileri sürmüştür.

Davacı, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibi sonucu 500.000.000 TL.nın bankaya haricen ödendiğini, bankanın bu tahsilatı icra dairesine bildirmediğini, bu nedenle icra dosyasına bilahare 1.500.000.000 TL.daha ödemek zorunda kaldıklarını,fazla ödenen 500.000.000 TL.nın ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalı bankadan istirdatını talep ve dava etmiştir.

Davalı banka vekili ödenen 500.000.000 TL.nın ilamsız takibe konu edilen kefalet alacağına yönelik olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, iddia savunma ve toplanan delillere göre davacının kredi sözleşmesinde kefil olarak imzasının bulunmadığı maliki olduğu taşınmaz üzerinde 1.500.000.000 TL.limitli ipotek tesis edildiğini,ipotek verme iradesini aşan ve genel uygulamaya ters düşen bir şekilde ipotek akid tablosunun aynı zamanda bir kefalet sözleşmesi olarak kabul edilemeyeceği gerekçesi ile 500.000.000 TL.nın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş hüküm, davalı banka vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Davacı VE, davalı banka ile dava dışı A.. Plastik Doğrama-YÖ arasında imzalanan kredi sözleşmesinin teminatı olarak eşi ile birlikte müştereken maliki bulunduğu taşınmaz üzerinde banka lehine 1.500.000.000 TL.limitli ipotek tesis etmiştir.İpotek resmi senedinin 1.maddesinde ... bu resmi senetle lehine ipotek verdikleri firmanın borçları için, senetteki ipotek bedeli kadar müşterek borçlu müteselsil kefil olduklarını da kabul etmiştir.

Uyuşmazlık, ipotek akit tablosundaki bu hüküm nedeni ile davacının aynı zamanda kefil olarak sorumlu tutulup tutulamıyacağı ve kefalet sözleşmesinin geçerli olup, olmadığı noktasında toplanmaktadır.

BK.nun 484.maddesine göre, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi yeterlidir.İpotek resmi senedinde yer alan bu kefalet akdi de BK.nun 484.maddesindeki koşulları taşıdığından geçerlidir.Kaldı ki,tapu memuru huzurunda düzenlenmiş olan ve yukarıda belirtilen hususu da içeren ipotek akid tablosunun davacı tarafından okunarak imza altına alınmış olduğu da belirtilmektedir. Bu nedenle davacı,hem ipotek veren üçüncü kişi, hem de müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girmiş, bulunmaktadır.Bu hususlar dikkate alınmadan yazılı gerekçeyle hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

TEMYİZ EDEN : Davalı Banka vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 sayılı Yasa ile değişik 438/II.fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 28.2.2001 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu