Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 20. HUKUK DAIRESI


20. Hukuk Dairesi 2006/10095 E., 2006/12788 K.

20. Hukuk Dairesi 2006/10095 E., 2006/12788 K.
ORMAN KADASTROSUTESCİLZİLYETLİK

3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 14 ]
3402 S. KADASTRO KANUNU [ Madde 17 ]
"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18.12.2003 tarihli bozma kararında özetle: "Yörede yapılan orman kadastrosuna ilişkin harita ve tutanakların uzman bilirkişiler marifetiyle uygulanması" gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve dava konusu 159,25 m2'lik taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.

Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tescil niteliğindedir.

Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1985 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1988 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.

İncelenen dosya kapsamına göre, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1957 yılında yapılarak kesinleşmiş olup, davaya konu taşınmaz orman niteliği ile tapulama harici bırakılmış olduğundan, Medeni Yasanın 713. ve 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, orman kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın tespit tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre orman olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın orman olmadığı hususu, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilebilir. Bu durumda, tahdidin kesinleşmesi tarihi zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edecektir. Başka bir anlatımla, yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar, taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden daha önceki tarihlerdeki zilyetliğe değer verilemeyecektir.

Yargıtay H.G.K.nun 24.10.2001 gün, 2001/8-464/751 sayılı kararı ile H.G.K.nun 12.05.2004 gün 2004/8-242-292 sayılı kararlarında açıklandığı üzere, genel arazi kadastrosu sırasında orman niteliğinde tespit dışı bırakılan taşınmazın öncesinin orman olduğunun kabulü ile daha sonraki tarihte yapılacak orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılmasından dava tarihine kadar yirmi yıllık zilyetlikle kazanma süresinin gerçekleşmediği durumda davanın reddinin gerekeceği hükme bağlanmıştır. Davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde yapılan orman kadastrosu 11.11.1988 tarihinde ilan edilerek kesinleştiğine göre, orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılma tarihinden dava tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresi dolmadığından davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 05/10/2006 gününde oybirliği ile karar verildi.

UYAP Entegrasyonu