Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 8. CEZA DAIRESI (KYB)

8. Ceza Dairesi         2021/12671 E.  ,  2022/19871 K.SANIĞIN KAVUŞTURMA AŞAMASINDA İLERİ SÜRMEDİĞİ AKIL HASTALIĞI İDDİASININ SONRADAN İLERİ SÜRÜLEMEYECEĞİ VE RAPAROLARDA AKIL HASTALIĞININ BULUNMADIĞI YÖNÜNDE TESPİT NEDENİYLE YAPILAN RED İLAMI TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) TEHDİT
"İçtihat Metni"İftira ve tehdit suçlarından sanık İ. Ç. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 267/1 ve 106/1-2. cümle maddeleri gereğince 1 yıl hapis ve 1 ay hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06/03/2014 tarihli ve 2013/138 esas, 2014/222 sayılı kararının Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 09/07/2019 tarihli ve 2017/9164 esas, 2019/9725 karar sayılı ilâmı ile onanarak kesinleşmesini takiben, hükümlünün yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine dair Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 17/09/2020 tarihli ve 2013/138 esas, 2014/222 sayılı ek kararına yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/10/2020 tarihli ve 2020/956 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, hükümlünün cezai ehliyetinin bulunmadığından bahisle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunması üzerine Mahkemesince talebin reddine karar verilmiş ise de; hükümlü tarafından dosyaya ibraz edilen muhtelif tarihli hastane rapor ve yazı fotokopilerinde özetle, hükümlüde kişilik bozukluğu, orta derecede zeka geriliği, davranış bozukluğu ve şizoaffektif bozukluk bulunduğunun belirtilmesi, Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Kliniği tarafından düzenlenen 02/10/2009 tarihli ve 129 sayılı yazıda, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32/1. maddesi kapsamındaki akıl hastalığı nedeniyle 20/02/2007 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde temini suçu bakımından anılan fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığı ve bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğuna yönelik kanaat belirtilmesi, adı geçen hükümlünün başka eylemlerine ilişkin olarak farklı mahkemelere ait mahkûmiyet kararlarına ilişkin istinaf veya temyiz incelemesi sonucunda verilen emsal niteliğindeki Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 26/09/2016 tarihli ve 2016/8762 esas, 2016/8297 karar; Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/04/2013 tarihli ve 2011/24019 esas, 2013/7113 karar; Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 15/05/2014 tarihli ve 2013/18877 esas, 2014/12427 karar; İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 15/11/2017 tarihli ve 2017/1071 esas, 2017/2225 karar sayılı ilâmlarında, hükümlü İzzet Çifci’nin akıl sağlığının ve cezai ehliyetinin yerinde olup olmadığına ilişkin Adli Tıp Kurumundan rapor alınması gerektiğinden bahisle bozma kararları verildiğinin anlaşılması karşısında, hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32/1. maddesi uyarınca akıl hastalığı nedeniyle işlediği fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılayamadığının veya bu fiille ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olup olmadığının Adlî Tıp Kurumunca tespiti lüzumunun bulunması nedeniyle, yargılamanın yenilenmesi talebinin ./..
kabulüne karar verilerek bu yönde rapor alınması gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 01.04.2021 gün ve 2020/20516 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 07.05.2021 gün ve KYB/2021/49867 sayılı ihbarnamesi ile Dairemize tevdii kılınmakla incelendi. TÜRK MİLLETİ ADINA Gereği görüşülüp düşünüldü: Hükümlü İ. Ç. hakkında, Sakarya 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2014 tarihli ve 2013/138 Esas – 2014/222 Karar sayılı ilamıyla tehdit ve iftira suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerinin Cumhuriyet Savcısı, hükümlü ve hükümlü müdafii tarafından temyizi üzerine Dairemizin 09.07.2019 tarihli ve 2017/9164 Esas – 2019/9725 Karar sayılı ilamıyla anılan hükümlerin onanmasına karar verildiği, suç tarihinin 22.08.2012 olduğu ve hükümlü ya da müdafiinin kovuşturmanın herhangi bir aşamasında hükümlünün cezai ehliyetini etkileyecek derecede bir akıl hastalığı olduğunu ileri sürmediği, ayrıca hükümlünün adli sicil kaydında da incelemeye konu dosyadaki suç tarihine yakın tarihlerde işlediği suçlar sebebiyle mahkumiyet kararlarının bulunduğu ve bu kararlarda 5237 sayılı TCK.nın 32. maddesinin uygulamasına rastlanmadığı gibi kanun yararına bozma talebinde emsal olarak gösterilen Yargıtay 23. Ceza Dairesinin 26/09/2016 tarihli ve 2016/8762 Esas, 2016/8297 Karar sayılı bozma ilamına uyularak Bakırköy 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2016/400 Esas ve 2018/183 Karar sayılı dosyasında hükümlü hakkında yapılan yargılamada verilen mahkumiyet hükümlerinin Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 18.12.2018 tarih, 2018/8295 Esas, 2018/9665 Karar sayılı ilamıyla onanmak suretiyle kesinleştiği;Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 17/04/2013 tarihli ve 2011/24019 Esas, 2013/7113 Karar sayılı bozma ilamına uyularak İstanbul Anadolu 9. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/224 Esas ve 2015/677 Karar sayılı dosyasında hükümlü hakkında yapılan yargılamada verilen mahkumiyet hükmünün Yargıtay 15. Ceza Dairesi'nin 26.05.2016 tarih, 2016/1143 Esas, 2016/5393 Karar sayılı ilamıyla onanmak suretiyle kesinleştiği; Dairemizin 15.05.2014 tarihli ve 2013/18877 Esas, 2014/12427 Karar sayılı bozma ilamına uyularak Erzincan 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/383 Esas ve 2016/66 Karar sayılı dosyasında hükümlü hakkında yapılan yargılamada verilen mahkumiyet hükmünün Dairemizin 25.01.2017 tarih, 2016/4843 Esas, 2017/716 Karar sayılı ilamıyla kısmen düzeltilerek onanmak suretiyle kesinleştiği; İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi 17. Ceza Dairesinin 15.11.2017 tarihli ve 2017/1071 Esas, 2017/2225 Karar sayılı bozma ilâmı doğrultusunda İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2017/648 Esas, 2019/160 Karar sayılı dosyasında hükümlü hakkında yapılan yargılamada verilen mahkumiyet hükmünün yine aynı Dairenin 10.07.2020 tarih, 2020/811 Esas, 2020/691 Karar sayılı ilamıyla istinaf başvurusunun esastan reddine kesin nitelikte karar verildiği, tüm bu ilamlarda ./..
 delil olarak değerlendirilen Adli Tıp Kurumu veya sağlık kurulu raporlarında; ''hükümlüde akıl hastalığı olduğuna ilişkin bir teşhisin bulunmadığı, cezai ehliyetinin tam olduğu,bu nedenle hükümlünün 5237 sayılı Kanun'un 32/1. maddesi uyarınca işlediği fiillerin hukukî anlam ve sonuçlarını algıladığı veya bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin azalmadığı'' yönünde tespitlere yer verildiği anlaşılmakla; Sakarya 3. Ağır Ceza Mahkemesinden kesin olarak verilen, 22.10.2020 tarihli ve 2020/956 D. İş sayılı kararında isabetsizlik görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği, açıklanan nedenlerle yerinde görülmediğinden kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 27.12.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu