Loading Logo

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 4. CEZA DAIRESI (KYB)

4. Ceza Dairesi         2022/14639 E.  ,  2022/25866 K.MAHKEMESININ TAKDIR YANILMALARI VE TAKDIRIN YERINDE OLUP OLMADIĞI KANUN YARARINA BOZMA KONUSU YAPILMAYACAKTIR.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) TEHDİT
"İçtihat Metni"Tehdit suçundan sanıklar F. T. ve M. T. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 106/2-a,c ve 62. maddeleri gereğince ayrı ayrı 1 yıl 11 ay 10 gün hapis cezaları ile cezalandırılmalarına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesi gereğince hükümlerin açıklanmasının geri bırakılmasına dair Gaziosmanpaşa 20. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/02/2020 tarihli ve 2019/738 esas, 2020/219 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi. İstem yazısında; "Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 10/04/2018 tarihli ve 2014/15-487 esas, 2018/151 sayılı kararında belirtildiği üzere, temyiz ve istinaf kanun yollarından geçmeksizin kesinleşen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların ülke sathında uygulama birliğine ulaşmak ve ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi amacıyla olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma konusu yapılabileceği nazara alınarak yapılan incelemede, Dosya kapsamına göre, 1- Sanıkların alacağını isteyen müştekiyi ellerinde sopalarla kovalaması şeklindeki eylemlerinin birden fazla kişi tarafından birlikte silahla tehdit suçunu oluşturduğundan bahisle mahkûmiyetlerine karar verilmiş ise de; sanıkların eylemlerinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-e ve 35. maddelerinde düzenlenen silahla yaralamaya teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, suçun hukukî vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hükümler kurulmasında, 2- Sanıklar ve müştekinin karşılıklı birbirlerinden alacakları olduğunu belirtmeleri karşısında, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak sanıklar lehine olan 5237 sayılı Kanun'un 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinde, İsabet görülmemiştir." denilmektedir. Hukuksal Değerlendirme: Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir. 5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir. Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır. Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararında belirtildiği üzere; kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı Kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay incelendiğinde; mahkeme tarafından sanıkların tehdit suçundan cezalandırılmalarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş olup verilen bu kararlar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir. Mahkemece sanıkların tehdit suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesinin ve TCK'nın Kanunun 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükmünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunun bizatihi mahkemenin takdirine ilişkin konular olduğu ve Mahkemenin takdir hakkını bu yönde kullanarak uygulama yaptığının anlaşılması karşısında, takdire ilişkin konular, olağanüstü kanun yolu olan, Kanun yararına bozma yoluyla denetlenemeyeceğinden kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmek gerekmiştir. Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK'nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEMİNİN REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 21/12/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu