Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 10. CEZA DAIRESI (KYB)

10. Ceza Dairesi         2020/4029 E.  ,  2020/4899 K.KADEK KARARININ "ADRESTE KIMSE BULUNMADIĞI " VE " KOMŞUSU ISIM VE IMZADAN IMTINA ETTI" ŞERHI ILE TEBLIGININ USULE UYGUN KABUL EDILMESI GEREKTIĞI, TEDAVI VE DENETIMLI SERBESTLIK TEDBIRI ÇAĞRI YAZISININ DOĞRUDAN MERNIS ADRESINE TK. 21/2'YE GÖRE TEBLIĞININ USULSUZ OLDUĞU VE BU DURUMDA DAVANIN DURMASINA VE BU DURUMDA DAVANIN DURMASINA VE TEDBIRIN INFAZININ DEVAMINA KARAR VERILMESI GEREKTIĞINE ILIŞKIN ILAM
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığının, 20/05/2020 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık E. Y. hakkında yapılan yargılama sonunda, ısrar şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle denetimli serbestlik tedbirinin devamına ilişkin İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/277 esas, 2016/64 sayılı kararının ve sanığın mahkûmiyetine dair İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2017 tarihli ve 2016/367 esas, 2017/107 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 04/06/2020 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı. Dosya incelendi.GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:A) Konuyla İlgili Bilgiler:1- Sanık hakkında, 29/11/2014 tarihinde işlediği iddia olunan kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca kamu davasının açılmasının ertelenmesine, tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına karar verildiği, erteleme kararında itiraz hakkının gösterildiği ve 25/03/2015 tarihinde tebliğ edildiği,2- Tedbirin infazına başlaması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin tebliğ edildiği ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği” gerekçesiyle kamu davasının ertelenmesi kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,3- Yapılan yargılama sonucunda, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/277 esas, 2016/64 sayılı kararıyla “ısrar şartı gerçekleşmeden dava açıldığı” gerekçesiyle “denetimli serbestlik tedbirinin devamına” kararı verildiği, bu kararın itiraz edilmeden kesinleştiği,4- Bunun üzerine tedbirin infazına başlaması için Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından tekrar gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyesinin doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği, Sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine gönderilen meşruhatlı uyarı yazısının da yine doğrudan MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21/2. maddesi uyarınca tebliğ edildiği,Ancak sanığın kuruma müracaat etmemesi üzerine “yükümlülüklerine uygun davranmamakta ısrar ettiği” gerekçesiyle davaya devam edilmesi için Mahkemesine bildirimde bulunulduğu,5- Mahkemece yargılamaya devam edilmesi sonucunda, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2017 tarihli ve 2016/367 esas, 2017/107 sayılı kararıyla sanığın TCK’nın 191/1 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün usulüne uygun olarak tefhim edildiği ancak yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,Anlaşılmıştır.B) Kanun Yararına Bozma Talebi:Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, 1-İncelenen dosya kapsamında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 10/03/2015 ./..
tarihli kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüphelinin bilinen adresine muhatap adreste olmadığından ve tebliğe haiz kimse bulunmadığından, komşusu isim ve imzadan imtina ettiği belirtilerek mahalle muhtarı imzasına teslim edilmiş ise de tebliğ memurunun, muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra gelip gelmeyeceğini Tebligat Yönetmeliği'nin 35. maddesi gereğince, anılan Yönetmeliği'nin 30. maddesinde sayılan kişilerden sorarak tespit edip, hangi komşuya sorduğuna dair bir açıklama da yapmadan tebliğ işlemlerini tamamladığı cihetle, tebliğ işlemi 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun yapılmamış olmakla usulsüz olduğu, bu durumda anılan kararın şüpheliye tebliğ edilmemesi nedeniyle kesinleşmediği, bu nedenle de şüpheli hakkında denetim süresinin başlamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde, 2-Söz konusu kararın infaza verilmesini müteakip, şüphelinin denetimli serbestlik müdürlüğünün çağrısına uymaması üzerine açılan kamu davasında İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli kararıyla ısrar şartı gerçekleşmediğinden denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesi üzerine dosyanın yeniden gönderildiği denetimli serbestlik müdürlüğünce tebliğe çıkarılan çağrı kağıdı ile uyarı yazısının şüphelinin mernis adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi uyarınca 13/05/2016 ve 24/06/2016 tarihlerinde tebliğleri yapılarak süresinde müracaat etmeyen şüpheli hakkında, üzerine yüklenen yükümlülükleri ihlal ettiğinden bahisle dosyanın kapatılarak Cumhuriyet Başsavcılığına bildirimde bulunulmasına karar verildiği anlaşılmış ise de, çağrı kağıdı ile uyarı yazısının öncelikle şüphelinin bilinen adresine 7201 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi uyarınca tebliğe çıkartılmasını müteakip, tebligatın iadesi üzerine, şüphelinin mernis adresinin araştırılarak, bulunacak mernis adresine anılan Kanun'un 21/2. maddesine göre tebligat işlemlerinin yapılması gerekirken anılan usule uygun olarak yapılmayan tebligat işlemlerinin geçerli olmadığı, bu hâlde şüphelinin üzerine yüklenen yükümlülükleri ihlal etmesinden veyahut yükümlülüklere uymamaktan ısrar etmesinden de bahsedilemeyeceği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde,3- İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/277 esas, 2016/64 sayılı kararının incelenmesinde,5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/1. maddesinde yer alan, “Duruşmanın sona erdiği açıklandıktan sonra hüküm verilir. Beraat, ceza verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirine hükmedilmesi, davanın reddi ve düşmesi kararı, hükümdür.” ve aynı maddenin 8. fıkrasında yer alan, "Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı ya da soruşturma veya kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir. Ancak, soruşturmanın veya kovuşturmanın yapılması şarta bağlı tutulmuş olup da şartın henüz gerçekleşmediği anlaşılırsa; gerçekleşmesini beklemek üzere, durma kararı verilir. Bu karara itiraz edilebilir." şeklinde hüküm çeşitlerinin tahdidi olarak sayıldığı üzere, yükümlülük ihlalinde ısrar şartının gerçekleşmediğinin düşünüldüğü durumlarda, açılan kamu davası hakkında durma kararı verilerek, tekrar denetimli serbestlik tedbirine uygun davranılmaması halinde yargılamaya devamla işin esasına girmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken, durma kararı verilmeksizin yazılı şekilde denetimli serbestlik tedbirinin devamına karar verilmesinde, isabet görülmemiştir." denilerek, İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/277 esas, 2016/64 sayılı kararının ve aynı Mahkemenin 14/03/2017 tarihli ve 2016/367 esas, 2017/107 sayılı kararının bozulması istenmiştir.C) Konunun Değerlendirilmesi:1- Sanık hakkındaki denetimli serbestlik tedbirinin devamına ilişkin İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/02/2016 tarihli ve 2015/277 esas, 2016/64 sayılı kararına yönelik talebin incelenmesinde;Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan açılan davada, Mahkemece yapılan delil değerlendirmesi sonucunda "kovuşturma şartı" olan "ısrar koşulunun" gerçekleşmediğinin anlaşılması durumunda, CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasının 2. cümlesi gereğince bu şartın gerçekleşmesini beklemek üzere “davanın durmasına” ve denetimli ./..
 
serbestlik dosyasının infazına devam edilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmesi gerekirken, CMK’nın 223. maddesinde karar ve hüküm türleri arasında sayılmayan “tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına” dair karar verilmesinin yasaya aykırı olduğu, ancak daha sonra Mahkemece yargılamaya devam edilerek 14/03/2017 tarihli kararla davanın esası hakkında karar verilmiş olduğundan 18/02/2016 tarihli tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin devamına ilişkin kararın hukukî geçerliliğinin kalmadığı anlaşıldığından, bu kararın kanun yararına bozulmasında hukukî yarar görülmeyerek inceleme dışı tutulmuştur.2- Sanığın mahkûmiyetine dair İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2017 tarihli ve 2016/367 esas, 2017/107 sayılı kararının incelenmesinde;1- Soruşturma aşamasında verilmiş olan kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığın bilinen son adresine tebliğe çıkarıldığı, ancak “adreste kimse bulunmadığı” ve “komşusu isim ve imzadan imtina etmiştir” şerhi düşülerek, Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre muhtara tebliğ edildiğinin anlaşılması karşısında, kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı usulüne uygun olarak tebliğ edildiğinden, tebliğin usulsüz olduğu yönündeki bozma nedeni yerinde görülmemişse de, 2- Tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlaması için gönderilen uyarılı ilk başvuru davetiyelerinin sanığın bilinen en son adresi yerine usulsüz olarak doğrudan MERNİS adresine tebliğe çıkarıldığı ve Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre muhtara tebliğ edilerek yasal sürede Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne başvurmadığı gerekçesiyle tedbir dosyasının kaydının kapatıldığı anlaşıldığından, uyarılı ilk başvuru davetiyelerinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle, usulüne uygun tebliğ işlemlerinin yapılabilmesi için davanın durmasına ve tedbirin infazının devamına karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilerek sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi, yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma talebi kabul edilmiştir. D) Karar :Açıklanan nedenlere göre; İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesinin 14/03/2017 tarihli ve 2016/367 esas, 2017/107 sayılı kararının 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanunun 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 05.10.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu