Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2021/8329 E.  ,  2021/8720 K.IDDIANEMEDEKI SUÇUN NITELENMESI BASIT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANMASI BAKIMINDAN HAKIM AÇISINDAN BAĞLAYICI YARGILAMA AŞAMASINDA SUÇUN VASFI DEĞILSE DAHI ( BASIT YARGILAMA USULÜNÜN UYGULANABILECEĞI SUÇA DÖNÜŞSE BILE) ARTIK BU USUL UYGULANAMAZ.TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 62TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 86
"İçtihat Metni"Basit yaralama suçundan sanık S. S.'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 86/2, 86/3-e, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 3.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Çorum 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.09.2020 tarihli ve 2019/564 Esas, 2020/412 Karar sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 16.02.2021 tarihli ve 2020/17537 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17.03.2021 tarihli ve 2021/27909 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Her ne kadar 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun Geçici 5. maddesinde yer alan, "(1) Bu maddeyi ihdas eden Kanunla; ...c) 250 nci maddede düzenlenen seri muhakeme usulü ile 251 ve 252 nci maddelerde düzenlenen basit yargılama usulüne ilişkin hükümler, 1.1.2020 tarihinden itibaren uygulanır. d) 1.1.2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz" şeklindeki düzenleme nazara alındığında, anılan maddenin yürürlük tarihinden önce 09.12.2019 tarihinde iddianamenin kabulü ile kovuşturma evresine geçilmiş olsa dahi, 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinde, "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir" şeklindeki düzenleme ile, Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas, 2020/33 sayılı Kararı ile geçici 5. maddenin d bendinde yer alan “…kovuşturma evresine geçilmiş,…” ibaresinin aynı bentte yer alan “…basit yargılama usulü…” yönünden Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, söz konusu iptal kararının 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesinde işaret edilen, hakkında basit yargılama yapılması mümkün görülen ancak 01.01.2020 tarihinden önce veya Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlüğe girdiği 19.08.2020 tarihinden önce kovuşturma aşamasına geçildiği için basit yargılama yapılmayan suçlara ilişkin görülmekte olan davalarda Anayasa Mahkemesinin iptal kararının yürürlük tarihinden sonra verilen kararlarda gözetilmesi gerektiği,
Esas No : 2021/8329 Karar No : 2021/8720Tebliğname No : KYB - 2021/27909
Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 15.10.2020 tarihli ve 2020/8330 Esas, 2020/13766 Karar sayılı ilamında ''...Anayasa Mahkemesinin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’de yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olsa da, iptal kararının sonuçları itibariyle Maddi Ceza Hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nin 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesinin (Scoppola v İtalya (No: 3 – GC), No: 126/05, 22 Mayıs 2012) kararında belirtildiği üzere, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin “Kanunsuz ceza olmaz” başlıklı 7. maddesi, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” başlıklı 38. maddesi ile 5237 sayılı TCK'nin 7. ve 5271 sayılı CMK’nin 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, bozmayı gerektirmiş.." şeklinde belirtildiği üzere, Somut olayda, sanığın mahkumiyetine konu suçun, 5271 sayılı Kanun'un 251. maddesi gereğince basit yargılama usulüne tabi olduğu, kararın ise 28.09.2020 tarihinde verildiği anlaşılmakla, karar tarihi itibariyle belirtilen iptal kararı sonrasında sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmayacağı hususunda Mahkemesince bir değerlendirme yapılması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: İncelenen dosyada; sanığın yargılama konusu eylemi, 5237 sayılı TCK’nin 86/2. maddesi kapsamında yer alan “Basit Kasten Yaralama” suçuna ilişkin ise de, sanık hakkında Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 2019/3618 numaralı iddianame ile sanık hakkında TCK'nin 86/1, 86/3-e maddeleri gereğince cezalandırılması istemiyle dava açılmıştır. 5271 sayılı CMK'nin 251/1. maddesinin "Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki hükmü karşısında, sanık hakkında basit yargılama usulünün uygulanması mümkün bulunmamaktadır.
Esas No : 2021/8329 Karar No : 2021/8720Tebliğname No : KYB - 2021/27909
Açıklanan bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamedeki kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 24.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu