Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

YARGITAY 1. CEZA DAIRESI (KYB)

1. Ceza Dairesi         2021/8310 E.  ,  2021/8097 K.VEKILIN AVUKATLIK ÜCRETINE HAK KAZANABILMESI IÇIN DURUŞMALARA KATILMASI ZORUNLU OLMAYIP , TARAFIN KENDISINI VEKILLE TEMSIL ETTIRMESI YETERLIDIR. TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 52TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 86TÜRK CEZA KANUNU (TCK) (5237) Madde 106
"İçtihat Metni"Basit yaralama ve tehdit suçlarından sanık Ö. Ç.'ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 86/2, 86/3-a, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 500,00 ve 3.000,00 Türk lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 24.09.2020 tarihli ve 2019/482 Esas, 2020/266 Karar sayılı kararlarına karşı sanık müdafii ve katılan vekili tarafından yapılan itirazın, sanık müdafii itirazı yönünden reddine; katılan vekilinin vekâlet ücreti yönünden itirazının kabulüne, katılan lehine 3.400,00 Türk lirası vekalet ücreti takdir edilmesine ilişkin mercii İstanbul Anadolu 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 20.11.2020 tarihli ve 2020/1352 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 01.03.2021 tarihli ve 2020/20475 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31.03.2021 tarihli ve 2021/34727 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 06.05.2019 tarihli ve 2018/3833 Esas, 2019/5709 Karar sayılı ilamında, "...Dava dilekçesinin ve duruşma gününün tebliğine rağmen davalı vekilinin dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadığı ya da duruşmalara katılmadığı dikkate alınarak, davalı lehine vekalet ücretine hükmolunamayacağının gözetilmemesi,.." şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, katılan vekilinin 24.09.2020 tarihinde dosyaya vekaletname sunduğu, bu kapsamda davayı takip ederek, çaba, emek ve mesai sarf etmek suretiyle katılanı temsil etmesi gerektiği ancak duruşmaya katılmadığı gibi vekaleten herhangi bir işlem de yapmadığı gözetilmeden, itirazın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı. Gereği görüşülüp düşünüldü: Sanık hakkında eşini kasten yaralama ve tehdit suçlarından açılan kamu davasında İstanbul Anadolu 32. Asliye Ceza Mahkemesince 08.10.2019 tarihli oturumda H. Ç.’ın davaya katılmasına karar verildiği, 24.10.2020 tarihinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, Kartal 28. Noterliğinin 04.09.2020 tarihli ve 29209 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vekil olarak tayin edilen Av. M. B.ın katılan vekili olarak 24.09.2020 tarihinde vekaletnamesini UYAP sistemi üzerinden mahkemesine gönderdiği, 17.10.2020 tarihinde de karara itiraz ettiği, itiraz merciince katılan lehine vekalet ücretine hükmedildiği görülmektedir.
Esas No : 2021/8310 Karar No : 2021/8097Tebliğname No : KYB - 2021/34727
Avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan avukatlık ücreti ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre karşı tarafa yüklenen avukatlık ücreti olarak ikiye ayrılan "avukatlık ücreti", 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 164. maddesinin birinci fıkrasında; "Avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder" şeklinde tanımlanmıştır. Hukuki yardımın ne şekilde yerine getirileceği maddede açıklanmamış ve tarafların aralarındaki yapacakları anlaşmaya bırakılmıştır. Avukatlık Kanunu'nun 168. maddesi uyarınca hazırlanıp 02.01.2020 tarihli ve 30996 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Mahkemenin karar tarihinde geçerli olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin "Ceza davalarında ücret" başlıklı 14. maddesinin birinci fıkrasındaki "Kamu davasına katılma üzerine, mahkûmiyete karar verilmiş ise vekili bulunan katılan lehine Tarifenin ikinci kısım ikinci bölümünde belirlenen avukatlık ücreti sanığa yükletilir." şeklindeki hükme göre, sanığın mahkûm olması hâlinde, kendisini vekille temsil ettiren katılan lehine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen vekâlet ücreti ödenmesine karar verilmelidir. Katılan lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi için ceza davasının mahkûmiyetle sonuçlanması ve katılanın kendisini hukuki yardımından yararlandığı bir vekille temsil ettirmesi yeterli olup ayrıca vekilin duruşmaları takip etmesi zorunluluğu bulunmamaktadır. Zira tarifeye göre hükmedilmesi gereken vekâlet ücreti, katılana vekili tarafından sunulan hukuksal yardımın şekli ve kalitesiyle ilintili olmayıp katılanın kendisini vekil ile temsil ettirmesinin bir sonucudur. Nitekim Ceza Genel Kurulunun 14.06.2005 tarihli ve 66-65 sayılı kararı da aynı doğrultudadır. Böylece, vekalet ücreti yönünden itirazı kabul eden mercii kararında isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan bu nedenle, Adalet Bakanlığının kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan tebliğnamede ileri sürülen düşünce yerinde görülmeyerek kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.05.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.

UYAP Entegrasyonu