Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İZMIR 1. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/536 Esas
KARAR NO : 2021/891

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 11/08/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İstirdat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında davacı şirket çalışanı ... aleyhinde takip yaptığını, maaş haczi talep ettiğini, icra müdürlüğünce davacı şirketin maaş haciz müzekkerelerine cevap vermediğinden bahisle icra dosyasına borçlu sıfatı ile eklendiğini, şirketin mal ve alacaklarına haciz uygulandığını bu nedenle müvekkilinin haciz baskısı altında icra dosyasına ödeme yaptığını, müvekkiline usulüne uygun yapılan maaş haciz müzekkeresi tebliğinin bulunmadığını, haciz baskısı altında müvekkilinden tahsil edilen ve davalı şirkete yapılan ödemenin davacıya iadesi gerektiğini belirterek 26.084,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu talepte görevli mahkemenin icra hukuk mahkemeleri olduğunu, davacının ileri sürdüğü hususlarının icra mahkemesince şikayet yoluyla değerlendirilmesi gerektiğini, davacıya yapılan tebligatın usulüne uygun olduğunu, usulüne uygun tebliğe rağmen ödeme yapmayan davacının bunun yasal sonuçlarına katlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava İİK 'nun 89 ve 356.maddeleri uyarınca üçüncü kişi tarafından açılan istirdat davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu'un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacının, davalı şirketin İzmir ... İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyasında dava dışı ... ve ... aleyhinde genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi yaptığı, takibin kesinleştiği, takip kapsamında dava dışı borçlu ...'in davacı şirket sigortalı çalışanı olduğunun tespit edilmesi üzerine davalı şirket tarafından icra müdürlüğünden maaş haczi uygulanması istenildiği, icra müdürlüğünce davacı şirkete maaş haczi müzekkereleri gönderildiği, davacı şirket tarafından maaş haczi müzekkerelerine cevap verilmediği ve müzekkere gereğinin yerine getirilmediği gerekçesiyle icra müdürlüğünce 24/03/2021 tarihli karar ile davacı şirketin söz konusu takibe borçlu olarak eklenmesi ile hakkında haciz işlemlerinin uygulanmasına karar verildiği, dava dışı borçlunun 2018 yılı ekim ayı ile 2021 yılı şubat ayları arasında davacı şirket çalışanı olduğu bu dönemler arasındaki maaşının 1/4'inin davacı şirketten talep edildiği, icra ve haciz baskısı altında davacı şirket tarafından icra dosyasına 26.084,00 TL ödeme yapıldığı, icra müdürlüğünce yapılan işlemin yasaya aykırı olduğu, davacıya yapılan usulüne uygun tebligat bulunmadığı, davacı tarafından icra dosyasına yapılan ve davalıya ödenen söz konusu miktarın davalıdan istirdadı gerektiği iddiası ile iş bu davayı ikame ettiği, davalının ise yapılan işlerin usulüne uygun olduğu, davacının talebinin yerinde olmadığını savunduğu, taraflar arasında dava dışı takip borçlusunun işvereni olan davacı tarafından icra dosyasına İİK'nun 89 ve 356.maddeleri uyarınca yapılan ödemenin istirdadı gerekip gerekmediği hususunda anlaşmazlık bulunduğu, her ne kadar taraflar tacir ise de uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesiyle ilgisi bulunmadığı gibi taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin de söz konusu olmadığı, davanın bu özelliği itibariyle mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, ticari iş niteliğinde bulunmayan ilamsız takipten kaynaklanan uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.(Benzer yöndeki kararlar için bkz. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 26/02/2016 tarih ve 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi'nin 13/02/2020 tarih ve 2020/369 Esas, 2020/327; İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi'nin 24/05/2021 tarih ve 2020/1960 Esas, 2021/797 Karar sayılı ilamları).
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK'nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2021

Katip ...
E-İMZA

Hakim ...
E-İMZA

UYAP Entegrasyonu