Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İZMIR 1. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İZMİR
1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/415 Esas
KARAR NO : 2021/889

DAVA : Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2021
KARAR TARİHİ : 22/10/2021

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Ticari Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda, tüm dosya incelendi.
İDDİA VE TALEP:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı aleyhinde icra takibi yapıldığı, davalının borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz ettiği, takibin durduğu, davacının alacaklı olarak yerleşim yerinde icra takibi yapabileceği, davalının yetki itirazının yerinde olmadığı, taraflar arası ticari satım ilişkisi bulunduğu, davacı tarafından davalıya yapılan avans ödemesine karşılık davalının taahhüt ettiği malları tam ve eksiksiz olarak teslim etmediği bu nedenle yapılan avans ödemesinden takibe konu bakiye kısmın iadesi gerektiğini belirterek takibe itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP VE SAVUNMA:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında alım satım sözleşmesinden kaynaklı olarak ilişki bulunduğunu, davacı tarafından bedeli ödenen malların davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından sipariş edildiği halde bir kısım malların teslim alınmadığını, bu durumun kendisinin zararına sebebiyet verdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVA:
Dava, satım sözleşmesi kapsamında avans olarak yapıldığı iddia olunan ödemenin kısmen iadesi istemi ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunu'un 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile Asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’de ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı tarafından davalı aleyhinde İzmir ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 02/02/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 03/02/2021 tarihinde yasal süresinde yetkiye ve borca itiraz ettiği ve takibin durduğu, itiraz üzerine takip alacaklısı davacı tarafından işbu davanın yasal süresinde ikame edildiği, davacının satım sözleşmesi kapsamında davalıya toplam 40.000,00 TL avans ödemesi yaptığı, davalı tarafından 15.300,00 TL'lik mal teslimi yapıldığı, bakiye kısım yönünden malın teslim edilmediği, davalı satıcının teslimde temerrüde düştüğü, bu nedenle bakiye satım bedelinin iadesi gerektiğini iddia ettiği, davalının ise satıma konu malın eksiksiz olarak davacıya teslim edildiği ve davacıya borçlu olmadığını savunduğu, taraflar arasında davalı takip borçlusu satıcının satıma konu malı teslimde temerrüde düşüp düşmediği, temerrüde düşmüş ise bu durumun davacıya sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkı sağlayıp sağlamadığı, davacının takibe konu ettiği tutarda alacaklı olup olmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunduğu, satım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın niteliğine göre dava mutlak ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi İzmir ve Kahramanmaraş Ticaret Sicil Müdürlüğü, İzmir ve Kahramanmaraş Esnaf ve Sanatlarlar Odası ile İzmir ve Kahramanmaraş Vergi Dairesi Müdürlüklerinin cevabi yazılarına göre davalının tacir olarak ticaret siciline kayıtlı olmadığı ve vergi kaydı bulunmadığı, tacir sayılan kimselerden olmadığı, bu sebeple davalının tacir olarak kabul edilemeyeceği, davacı tarafından davalıya karşı ileri sürülen talep ve talebin dayanağı olan maddi olgular bakımından her iki tarafın tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğmuş olması şartı gerçekleşmediğinden davanın nisbi ticari dava olarak kabulüne de olanak bulunmadığı, ayrıca somut olayda TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün genel mahkemelerin görev kapsamında kaldığı, bu durumda davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-c maddesi uyarınca görev hususunun dava şartı olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilmesi gerektiği anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının dava dilekçesinin 6100 sayılı HMK'nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
Görevli mahkemenin İzmir Asliye Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 sayılı HMK'nın 331/2. maddesi uyarınca dosyanın görevli İzmir Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi halinde, yargılama harç ve giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine; aksi durumda resen dosyanın ele alınarak yargılama giderleri hususunda bir karar verilmesine,
3-6100 sayılı HMK'nın 20. maddesi uyarınca görevsizlik kararına karşı taraflarca kanun yoluna başvurulmaması durumunda kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İZMİR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NE GÖNDERİLMESİNE, tarafların belirtilen süre içerisinde mahkememize başvurmaması durumunda DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verileceğinin taraflara ihtarına ( İHTARAT YAPILDI),
Dair, karar HMK 341vd maddeleri gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize veya aynı nitelikteki başka yer Mahkemesine verilecek dilekçe ile İzmir Bölge Adliye Mahkemeleri nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/10/2021

Katip ...
E-İMZA

Hakim ...
E-İMZA

UYAP Entegrasyonu