Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 9. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2018/280 Esas
KARAR NO:2021/633

DAVA:Sözleşmenin İptali
DAVA TARİHİ:13/06/2017
KARAR TARİHİ:12/10/2021

Taraflar arasında görülen davanın mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili .... ŞTİ ile davalı ... ... Şirketi arasında 16/01/2015 tarihli ve belirsiz süreli acentelik sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 01/02/2017 tarihinde davalı ... ... Şirketinden tek taraflı olarak feshedildiğini, müvekkil şirketin büyük özveri ve samimiyetle sözleşmeyle kendisine düşen tüm görev ve sorumlulukları yerine getirdiğini, acentelik sürecinde hatıra sayılır bir müşteri portföyü oluşturduğunu, davalı şirketin tek taraflı ve haksız olarak sözleşme ilişkisini ortadan kaldırması sebebiyle müvekkilinin hem maddi zarar uğradığını, hemde ticari itibarının zarar gördüğünü, dava ve talep haklarının saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL portföy tazminatı, 200.000,00 TL manevi tazminatın sözleşmenin feshi tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte taraflarına ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava ettiği görüldü.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ile davacı ... Hiz. Ltd. Şti firması arasında akdelin acentelik sözleşmesinin 31. Maddesinde "bu sözleşmeden çıkacak ihtilaflarda ... Mahkemeleri ile icra daireleri yetkilidir" ifadesinin yer aldığını, davanın ... Mahkemesinde açılması gerekirken yetkisiz ... Mahkemelerinde ikame edildiğini,TTK 121 maddesine göre 3 ay önceden fesih bildiriminde bulunulduğunu ve bu nedenle tazminat isteminde bulunulamayacağını, olağan fesih hakkının kullanmadığının kabul edilmesi halinde bile portföy geliştirme yükümlülüğünü yerine getirmeyen acentenin acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiğini, sözleşmenin 12.maddesi gereğince acentenın üretimini artırmak ve şirketin vereceği satış hedeflerini artırmak zorunda olduğunu, ihtarlara rağmen makul sürede beklenen düzeye ulaşamadığı, davacının önemli menfaat sağladığını ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin önemli bir menfaat sağlamadığını, davacının ticari itibarının nasıl zedelendiği ve ne şekilde manevi zarara uğradığını ispat edemediğini, davanın reddine karar verilmesini talep ettiği görüldü.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama, taraf beyanları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava; acentelık sözleşmesinin feshinden kaynaklı portföy tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
... 4.Asliye Hukuk Mahkemesinin ( Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ... Esas ve .../... Karar sayılı ilamı incelendiğinde: Sözleşmenin 31.maddesinde ... mahkeme ve icra dairelerinin yetkili kılındığı, davalının süresinde yetki itirazında bulunduğu, sözleşmede kararlaştırılan ... Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine dosyanın mahkememize tevzii edilerek yukarıda numarası verilen esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Dosyada yer alan acentelık sözleşmesi incelendiğinde mahkememiz tarafları taraflar arasında 16.01.2015 tarihinde imzalandığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ihtilaf, acentelık sözleşmesinin haklı nedenle feshedilip edilmediği, davacının davalıdan portföy tazminatı ve manevi tazminat talep şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarı noktalarında toplanmaktadır. Tarafların defter ve kayıtlarının incelemesi ve hesap yapılması özel ve teknik bilgiyi gerektir hallerden olduğundan mahkememizce bilirkişi raporları alınmıştır.
Mahkememizce alınan 02/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak; davalının tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerini TTK. ve HMK. çerçevesinde usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırdığını, dolayısıyla ticari defterlerinin kendi lehine delil olabilme niteliğini taşıyabileceğini, davalı tarafın ise, inceleme esnasında hazır bulunmadığı gibi, ticari defterlerini de ibraz etmemesi nedeniyle ticari defterlerinin incelenemediğini ve bu hususta takdirin Mahkememize ait olduğunu, davacı yanın yıl bazında üretim verilerinin, aynı ilde faaliyet gösteren diğer sigorta acentelerinden düşük kaldığını; diğer şirketlerin üretim verilerinin yıllara göre artarken davacının üretim verilerinin düşüş gösterdiğini; 2015-2016 yılları itibarıyla %70 daha az prim üretimi gerçekleştirdiğini, bu veriler dikkate alındığında davalı yanın sözleşmeyi feshetmesinin haklı fesih olarak kabul edilebileceğini; bu hususta nihai kararın Mahkememizin takdirinde olduğunu, Mahkememizce feshin haklı olmadığı kanaatine varılması halinde, yapılan açıklamalar mevcut veriler ve sistem üzerinden elde edilen üretim sonuçları çerçevesinde; davacı acentenin, denkleştirme talebi / portföy tazminatı istemine ilişkin TTK 122/1 maddesinin (a) fikrasına göre acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra yenilenen poliçeler üzerinden davalı sigorta şirketinin ( % 4,71) oranında kayda değer bir menfaat elde ettiğinin söylenebileceğini, TTK.122/1 (c) fıkrasında yer alan “Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü de dikkate alınarak bu kapsamda hakkaniyet gereği davacı acentenin denkleştirme talebinde bulunup bulunamayacağının takdirinin Mahkememize ait olduğu, davacının Portföy Tazminatı isteminin, Mahkememiz tarafından uygun görülmesi halinde, Portföy Tazminatı tutarının 57.788,73-TL olarak hesaplandığını, davacının manevi tazminat talebinin takdirinin yerleşik yargı kararları çerçevesinde Mahkememize ait olduğunun mütalaa edildiği görüldü.
Mahkememizce ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... Talimat Sayılı dosyasında aldırılan 30/10/2020 tarihli bilirkişi raporunda sonuç olarak;, davacının 2012, 2013,2015, 2016 ve 2017 yılında tutulması zorunlu yasal defterlerinin 6102 sayılı TTK'na göre usulüne uygun tutulduğu ve açılış ve kapanışları zamanında yapıldığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunun tespit edildiğini, davacının 2011 ve 2014 yıllarında tutulması zorunlu yasal defterlerinin 6102 sayılı TTK'na göre usulüne uygun tutulduğunu ancak yevmiye defter kapanışlarının zamanında yapılmadığından sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olmadığının tespit edildiğini, özellikle dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak dava konusu acente üretimi ile ilgili komisyonların davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup olmadığı, davacının yasal/ticari defter kayıtlarına göre; davacı firma tarafından 2011,2012, 2013, 2014,2015, 2016 ve 2017 yıllarında 495.146,42-TL tutarında davalı firmadan komisyon geliri elde ettiğinin tespit edildiğini, ancak davalı tarafından dosyaya sunmuş olduğu onaylı evraklarda davacının 23/06/2011-01/02/2017 tarihlerinde sözleşme dönemindeki komisyon gelirinin 498.961-TL ve Üretimi 3.335.730-TL olarak tespit edildiğini, hesaplamaların bu tutarlar üzerinden yapılmış olduğunu, dayanak olarak 16/01/2015 tarihli Acentelik Sözleşmesi Delil Anlaşması: “Madde 32- Taraflar arasındaki ihtilaflarda Şirket defter ve kayıtları esastır. Taraflar, aralarındaki borç ve alacak ilişkilerinin tayininde H.U.M.K.'nun 287. Maddesine göre Şirket defter ve kayıtlarından başka delil kabul olunmayacağını kabul ederler. ” Şeklinde delil anlaşması yapıldığı tespit edildiğini, davalının acentelik sözleşmesinin feshinde haklı olup olmadığı ve buna bağlı olarak davacının davalıdan portföy tazminatı ile manevi tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı; yapılan incelmelerde aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi yıllar itibari ile davacı firmanın komisyon oranlarının davalı tarafından düşürüldüğünün tespit edildiğini,
Davacı Firmasının 2011-2017 yıllar bazında üretim/komisyon tutarları:

Dönem Süre-Gün Üretim-TL Komisyon-TL Komisyon Oranı: Komisyon / Üretim%

23.06.2011-31.12.2011 192 102.296 16.672 16,30
01.01.2012-31.12.2012 365 590.694 93.160 15,78
01.01.2013-31.12.2013 365 837.210 133.022 15,89
01.01.2014-31.12.2014 365 927.984 137.838 14,86
01.01.2015-31.12.2015 365 445.818 66.192 14,85
01.01.2016-31.12.2016 365 411.527 49.274 11,98
01.01.2017-01.02.2017 32 20.201 2.803 13,88

TOPLAM 2049 3.335.730 498.961

Komisyon oranlarının düşmesinin nedeninin davalı firmanın komisyon oranlarının aşağıya çekmesi olduğunun tespit edildiğini, davalı firma komisyon oranları düşürülerek davacının rekabet edemez durumuna düşürülerek üretim yetersizliğine neden olduğunun tespit edildiğini, davalı firma tarafından üretim yetersizliğinden dolayı davacı acente firmasının acente sözleşmesini feshedilmesinin haksız olduğunun tespit edildiğini, buna bağlı olarak davacının davalıdan portföy tazminatı talebinde bulunabileceği görüş ve kanaatine varıldığını, manevi tazminatın Mahkememiz takdirinde olduğunu, Sigorta Acentelik Sözleşmesinin Haksız Feshine Dayalı Denkleştirme (Portföy) Tazminatı yönünden; Denkleştirme (Portföy) Tazminatının 479.486-TL/5 yıl: 95.897,20-TL olarak hesaplandığını, sonuç olarak, davacı ...i Ltd. Şti'nin ... ... ... ... Şirketi'nden 95.897,20-TL tutarında denkleştirme tazminatı talebinde bulunabileceğini belirttiği görüldü.
Mahkememizce alınan 30/04/2019 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda sonuç olarak; 02/05/2019 tarihli kök raporlarında; davalının tutmakla yükümlü olduğu ticari defterlerini TTK ve HMK çerçevesinde usulüne uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırdığı, dolayısıyla ticari defterlerinin kendi lehine delil olabilme niteliğini taşıyabileceğini, "davalı tarafın ise inceleme esnasında hazır bulunmadığı gibi ticari defterlerini de ibraz etmemesi nedeniyle ticari defterlerinin incelenemediğini ve bu hususta takdirin Mahkememize ait olduğu" cümlesindeki "davalı" kelimesinin sehven yazılmış olduğunu, esasen "davacı" kast edildiğini, zira cümlenin başında davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarının ibraz edildiğini ve lehine delil teşkil ettiğinin belirtildiğini, 16.01.2015 tarihli acentelık sözleşmesinin 23.06.2011 tarihli sözleşmenin devamı olduğu ve son beş yıllık net komisyonların 1 yıllık ortalamasının davacının Portföy Tazminatı isteminin Mahkememiz tarafından uygun görülmesi halinde Portföy Tazminat tutarının 95.897,20-TL olarak hesaplandığını, diğer hususlarda kök raporda varılan sonuçlarla bağlı kalındığının mütalaa edildiği görüldü.
Davacı vekili 20.05.2019 tarihli dilekçe ile acentelık ilişkisinin 20.07.2011 tarihinden itibaren başladığını 16.01.2015 tarihli sözleşmenin önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olduğunu dava dilekçesini bu şekilde ıslah ettiğini ve denkleştirme tazminatının 2011 yılından itibaren hesaplanmasını talep etmiştir.
Dosya kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde;Taraflar arasında 16.01.2015 yenilenen ve belirsiz süreli olarak akdedilen sigorta acenteliği sözleşmesi davalı tarafından ... 2. Noterliği'nin 02.11.2016 tarih ve ... YN'lu ihtarnamesi ile ''şirketimizce yapılan acente performans değerlendirmesi çalışması kapsamında acenteliğinizin performans verileri gözden geçirilmiş olup üretiminizin ağırlıklı olarak trafik poliçelerinden oluştuğu ve acentelerimizin üretim ortalamasının altında seyrettiği görülmüştür'' denilerek sözleşmenin süresi başlıklı maddesi doğrultusunda 01.02.2017 tarihinde resen feshedileceği ihtar edilerek sözleşme 01.02.2017 tarihinde sonlandırılmıştır. 2011 yılından itibaren devam eden acentelik ilişkisinde ... 4.Asliye Hukuk Mahkemesince aldırılan bilirkişi raporunda komisyon oranının 2012 yılında %15,78, 2013 yılında %15,89, 2014 yılında %14,86,2015 yılında %14,85, 2016 yılında %11,98, 2017 yılında %13,88 olduğu tespit edilmiştir. Üretim miktarının 2012 yılında 590.694,00 TL, 2013 yılında 837.210,00 TL,2014 yılında 927.984,00 TL, 2015 yılında 445.818,00 TL, 2016 yılında 411.527,00 TL olduğu bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Dosyada mevcut 16.11.2015 tarihli performans değerlendirmesi konulu yazıda üretimin ağırlıklı olarak kaza branşından oluştuğu, üretim hedefinden uzak seyrettiği, ayrıca teknik zarar kaydediliği, belirtilen hususlar doğrultusunda risk seçiminde dikkat edilmesi, pörtföyün çeşitlendirilmesi suretiyle üretim hedefine ulaşılmasının beklendiği davacıya bildirilmiştir. Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 12.maddesinde acentenın mevzuata uygun olmak koşulu ile üretimini artırmak ve şirketin vereceği satış hedefinin gerçekleştirilmek zorunda olduğu, üretimin benzer durumdaki acentelerin üretimimi altına düşmesi şirketçe yapılan ihtara rağmen makul sürede beklenen düzeye ulaşmaması hali haklı fesih nedeni sayılmıştır. Sözleşmenin 22.maddesinde acentenin işlem hacmi gerekse borç durumunda göre ilave teminat alma teminatı yeterli görmezse ekran kullanımı dahil yetkilerini kısıtlama hakkının olduğu belirtilmiştir.
Acente, sözleşme uyarınca bizzat yaptığı sözleşme sayısını artırmak, sürekliliğini sağlamak ve portföyünü geliştirmek için gereken çabayı göstermekle ve sözleşme hükümlerine uygun olarak verilen direktiflere uymakla yükümlüdür. Davac hedefin çok altında olduğu, porföy geliştirmesi, konusunda yazı ile uyarılmıştır. Yıllara göre değerlendirme yapıldığında 2015 ve 2016 yıllarında önemli ölçüde üretim düşüşü olduğu görülmüştür. Bilirkişi kök raporunda davacı ile aynı ilde faaliyet gösteren 3 adet acentenin 2015 yılında gerçekleştirdiği üretime göre davacının bariz şekilde az üretim yaptığı, 2016 yılında ise 3 kat aşağıda üretim gerçekleştirdiği tespit edilmiştir. Hal böyle olunca davacının prim üretiminde, önceki yıllara göre önemli bir düşüş olması, buna karşılık davacının, bu düşüşe yalnızca prim oranın düşürülmesini göstermekle birlikte 20.05.2019 tarihli ıslah ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinin 2.sayfasının son satırında acenteliklerini yaptığı diğer sigorta şirketlerinin davacı gibi primleri düşürmediğini, sözleşmede belirtilen %17 oranında prim vermeye devam ettiğini, ''Ticaret hayatında hiçbir tüccar esnaf, iş adamı vs. ... Sigorta A.Ş'nin vermiş olduğu komisyondan yaklaşık 5.5 kat fazla komisyon veren şirketi bırakıp da ... Sigortanın haksız yere düşürdüğü ve adeta alay edercesine verdiği düşük komisyonla üretim yapmaz'' şeklindeki beyanı birlikte değerlendirildiğinde, acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır. TTK'nın 122/1 maddesine göre, müvekkilin, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. Aynı maddenin 3. fıkrasında ise, müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamayacağı düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme davacı acentenin kusur ile davalı tarafından haklı sebeple feshedildiğinden, şartları oluşmayan portföy tazminatı ve manevi tazminat isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının maddi tazminat isteminin reddine
2-Davacının manevi tazminat isteminin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesine göre hesap edilen 59,30-TL maktu karar ve ilam harcından peşin olarak alınan 3.500,00-TL harçtan fazlaca alınan 3.440,70-TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Maddi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T'ye göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
4-Manevi tazminat yönünden davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T'ye göre belirlenen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Davacının yapmış olduğu yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize verilecek veya başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip ...

Hakim ....

UYAP Entegrasyonu