Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTANBUL 9. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO:2016/1136 Esas
KARAR NO:2021/609

DAVA:Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:23/05/2016
KARAR TARİHİ:05/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı asil dava dilekçesinde özetle; 2002 yılında gazetede okuduğu bir iş ilanı üzerine verilen ... adlı şirkete gittiğini, iş yerinde yaptığı görüşme neticesinde yetkili olduğunu beyan bir kişinin işyerinde şoför olarak çalışacağını söylediğini, kimlik fotokopisi, telefon numarası ve adres bilgilerini bırakmasını istediğini, işe alındığını düşünerek bıraktığını, söz konusu yere tekrar gittiğinde hiçbir şey olmadığını, adresin boşaltıldığını, 3-4 ay sonra cep telefonuna davalı bankanın yetkilisi olduğunu söyleyen birinin aradığını, ferdi kredi alıp almadığını sorduğunu, almadığını söyleyince ... şubesine gitmesini söylediğini, şubeyi gidip şube müdürü ile görüştüğünü, kendisini arayan yetkiliyi aradıklarının ve iki yetkilinin görüştüğünü, kimliğini istediklerini ve ferdi kredi verilen kimliği bulunduğu şubeye faksladıklarının, kimliğin sahte olduğunu, kredi veren şubenin ... şubesi olduğunu, buna ilişkin ... Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, bu şekilde kimliğin sahte olduğunun banka yetkilileri tarafından öğrenildiğini ve şubeye bildirildiğini, suç duyurusundan iki yıl sonra adına ... Tic. San. Ltd. Şti kurulduğunu ve kurulan bu şirket adına davalı bankadan çek karnesi alınıp piyasaya verildiğini ve hakkında ceza davalarının açıldığının öğrendiğini, bu konuya ilişkin savcılığa birçok şikayet başvurusunda bulunduğunu ancak sonuç elde edilemediğini, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine karşılıksız çek keşide etmek suçundan aleyhine kırka yakın ceza davası açıldığını, bu ceza davalı nedeniyle haksız yere hapse girdiğini, dava neticesinde yapılan imza incelemelerinde imzanın kendisine ait olmadığının ortaya çıktığını ve beraat ettiğini, davalı bankanın taraf olduğu ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2004/646 esas sayılı dava dosyasında hakkında beraat kararı verildiğini, davalı banka tarafından sahte kimliğe istinaden üçüncü kişilere çek defteri verildiğini, banka tarafından bankacılık faaliyeti sırasında gösterilmesi gereken özen ve dikkatin gösterilmediğini, haksız şekilde ceza davalarıyla karşı karşıya kaldığını ve hapse girdiğini, bu davranış nedeniyle uğramış olduğu zararların halen devam ettiğini, hiçbir adli vakaya karışmamış olmasına rağmen adli sicil kaydının bunca yıl düzeltilmesinin mümkün olmadığını, davalının borçlu olmadığını bilmesine rağmen ... ... Şubesinin vekili olduğunu söyleyen kişilerin kendisini arayarak 4.618,80TL borcu bulunduğunu söylediğini, bu borcu ödemesi gerektiğini söyleyerek taciz ettiklerini, davalının kusurlu olarak, haksız yere bir kimsenin haciz tehdidine maruz bırakılmasının o kimsenin kişilik haklarına saldırı oluşturan ve Borçlar Yasasının 49.maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulması gerektiren bir davranış olduğunu, belirtilen nedenlerle; davalı bankaya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti ile borçlu olmadığı ve aleyhine bir icra takibi başlatılmadığı halde her gün telefonla aranarak taciz edilmesinin önlenmesine, davalı bankanın tedbirsiz, dikkatsiz ve ihmalkar davranışları nedeniyle kırka yakın ceza davasında sanık sıfatıyla yargılanmamasına sebep olunması ve sürekli yeni bir ceza tehdidi ve zararla karşılaşması, adli sicil kaydının bir türlü düzelmemesi, bununla kalınmayarak borçlu olmadığı ceza davalarında kesin olarak tespit edilmesine rağmen haksız ihtar ve telefonlarla haciz tehdidine maruz bırakılması sebebiyle şimdilik 100,00TL maddi ve 10.000,00TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, müvekkili bankanın ... Şubesine yapılan başvuru üzerine, ... sahte kimlikli meçhul şahıs ile Banka arasında Kredi Kartı Üyelik Sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye istinaden ... Mbb numarası oluşturulup, ... numaralı kredi kartı verildiğini, anılan kredi kartının kullanımından kaynaklanan borç, sözleşme hükümlerine göre zamanında ödenmediğinden, müvekkili Banka tarafından ... 16. Noterliği’nin 22.04.2004 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide olduğunu, İhtarnamenin muhatabın Banka kayıtlarındaki adresine gönderildiğini, "taşınmış" olduğu belirtilerek iade edildiğini, müvekkili Bankanın, alacağının tahsili için Mehmet Turan Şeker sahte kimlikli meçhul kişi aleyhine ... İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ... İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı dosyasından borçluya gönderilen ödeme emrinin banka kayıtlarındaki adresine tebliğ edilemediğinden adresinin zabıta marifetiyle tespitinin talep edildiğini, Zabıta marifetiyle yapılan araştırma sonucunda da, adresi tespit edilemeyen borçluya ödeme emri gazete ilanı yapılmak suretiyle tebliğ edildiğini, dosyaya yapılmış herhangi bir itiraz olmadığından takip bu şekilde kesinleşmiş borçlunun mal varlığı araştırmasına geçildiğini, borçlunun herhangi bir menkul, gayrimenkul malları ve 3. kişilerde alacaklarına rastlanmadığından 20.09.2005 tarihinde İcra Müdürlüğünden aciz belgesi verilmesinin talep edildiğini ve alacağının tahsil edilemediğinden ... İcra Müdürlüğü tarafından 26.09.2005 tarihli borç ödemeden aciz vesikası verildiğini, açıklanan nedenlerle, icra dosyasında yapılan bu işlemlerin sonucunda borçluyla iletişim kurmak imkanı olmadığını, davacının müvekkili Bankaya ya da icra dosyasına yaptığı bir itirazı olmadığını, müvekkili Bankanın söz konusu dosyadan kaynaklanan alacağını ... A.Ş.'ye temlik ettiğini, dosya alacağının Varlık Şirketine temlik edildikten sonra sahtecilik iddiasının ortaya çıktığını, bu durumun müvekkili Banka tarafından öğrenildiğinde gerekli araştırma yapılarak, banka kayıtlarında ... ... numaralı Mehmet Turan Şeker isimli müşteri adına sahte kimlikle kredi kartı ve çek karnesi teslim alındığı anlaşıldığından temlik edilen dosya varlık şirketinden geri alındığını, davacı yanın dava dilekçesinde beyan ettiği ve tazminat talebine dayanak iddialar incelendiğinde, davacı yana icra takip öncesi veyahut icra takip sonrası (iletişim bilgileri olmadığından) aranması ve taciz edilmesinin söz konusu olmadığını, esasen dolandırıcılık sebebi ile oluşan tüm maddi zararların banka üzerinde kaldığını, davacıya ait bilgilerin 3. kişilerce ele geçirildiğini ve müvekkili bankada kullanılmış olup, davacı yandan ilgili işlemler nedeniyle icra baskısı altında yahut değişik sebeplere dayalı hiçbir ödeme alınmadığını, davacı yanın adres bilgisinin kayıtlarda sahte olduğundan ikametgahında yahut başka bir yerde menkul haciz işleminin yapılmadığını, bir an için davacı yanın maddi –manevi zarara uğradığının kabul edilse dahi davacı yanın, ilgili haksız fiile dayalı uyuşmazlık nedeniyle tazminat talep hakkının zamanaşımına uğradığını, bu nedenle bu iddiaların dinlenmesine itiraz ettiklerini, görüldüğü gibi müvekkili Banka ile tazminatla sorumlu tutulmasını gerektirecek bir işlem yapmadığını, bankaya izafe edilecek bir kusurun bulunmadığını, davacı tarafın, maddi ve manevi zararını ve bu zararının müvekkili Bankanın kusurundan kaynaklandığını ispatla yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
... 8. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 12. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 7. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 15. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 1. Sulh Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 10. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... İcra Dairesinin .../... Esas, ... 12. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 5. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 13. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 11. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... İcra Dairesinin ... Esas, ... 9. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 1. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... CBS'nin .../... Soruşturma sayılı dosyaları UYAP'tan celbedilerek incelenmiş, ... 15. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas, ... 14. Asliye Ceza Mahkemesinin .../... Esas ve .../... Esas sayılı dosyaları fiziken celbedilerek incelenmiş, tüm dosya kapsamı ile yaptırılan inceleme sonucu rapor alınmış ve tüm deliller toplanmıştır.
Dava, davacının, davalı bankaya borçlu bulunmadığının tespiti ile maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Tüm deliller toplandığında, bilirkişiler ... ile ... tarafından hazırlanan 22/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; "...bir güven kurumu olan bankanın sahte hesap açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle oluşan zararlardan sorumlu olması gerektiği, ancak uğranılan zararlardan sorumlu olması gerektiği, ancak uğranılan zararların somut olarak ispat edilmesi gerektiği, bu zararlar nedeniyle ceza Mahkemelerinde bir tazminat alınmışsa bu tazminatın da oluşan zararlardan düşülmesi gerektiğini, davacının yapılan haksız yargılamalar nedeniyle beraat ettiğini ve oluşan zararları yargılamayı yapan ceza Mahkemelerinden tahsil edemediğini veya oluşan zararın tahsil edilen bedellerden daha yüksek olduğunu geçerli delille ispat edemediği bu nedenle davacının maddi tazminat talebinin yerinde olmadığını, davacının manevi tazminat talebinin Mahkemenin takdirinde olduğunu..." sonuç ve mütalaa ettikleri görüldü.
Mahkememizin, 30/06/2020 tarihli celsenin, 1 nolu ara kararı ile, “..Dava dilekçesinin talep sonuç kısmında,davalı bankaya borçlu olunmadığının tespiti talep edildiği, bu talebe ilişkin harca esas değeri gösterilmediğinden, davacı asile, harca esas değeri bildirmesi ve bildirdiği tutar üzerinden eksik yatırılan harcın ikmali için, iki hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde, harca esas değer bildirilmediği ve eksik harç yatırılmadığı takdirde Harçlar Kanunu 30. Maddesi ve HMK'nın 150. maddesi gereğince dosyanın bu talep yönünden işlemden kaldırılmasına karar verileceğinin DAVALI ASİLE İHTARINA (İHTAR EDİLDİ.)…” şeklinde ara karar kurulduğu, davacının süresi içerisinde, harca esas değeri bildirmediği ve harcını yatırmadığı görüldü.
Mahkememizin, 20/04/2021 tarihinde, “1-a)Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı değerlendirilerek, davalı defter ve kayıtları üzerinde de inceleme yapılarak, varsa alacağın miktarı ve davalı yanın sorumlu olup olmadığının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına, bilirkişi olarak bir İCRACI, bir BANKACI ve bir SÖZLEŞME UZMANI'nın görevlendirilmesine, her bir bilirkişi için 1.000-TL. olmak üzere toplam, 3.000-TL. ücret takdirine, ücretin DAVACI YANCA ARA KARARIN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN 2 HAFTALIK KESİN SÜRE içerisinde yatırılmasına yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağının ve dosyadaki mevcut duruma göre karar verileceğinin DAVACIYA ARA KARARIN TEBLİĞİ İLE İHTARINA ...” ilişkin kurulan ara kararının davacı asile, 07/05/2021 tarihinde ihtaren tebliğ edildiği, davacı yanca verilen kesin süre içerisinde bilirkişi ücretinin yatırılmadığı ve dosyanın bilirkişi incelemesi için bilirkişilere tevdii edilemediği görülmüştür.
Mahkememizce, kesin süreye ilişkin verilen ara kararda, bilirkişi incelemesi yaptırılacağı, bilirkişi ücretinin ne miktar üzerinden yatırılacağı,ücretin yatırılmasına ilişkin gereken süre, hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanmış, kesin süreye uymamanın doğuracağı sonuç açık bir şekilde anlatılmış ve bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verileceği hususu davacı asile ihtar edilmiştir. Bilirkişi incelemesi, uyuşmazlık konusu vakıaya ilişkin iddianın ispatı ile doğrudan ilgilidir ve davacı bilirkişi incelemesine ilişkin delil avansını yatırmadığından delilden vazgeçmiş ve dayanılan vakıa ispatsız kalmıştır.
MK. ‘nın 6. maddesi ve HMK.’nın 190. Maddesinde, düzenlenen ispat yükü ilkesine göre; ispat yükü kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.
Somut olayda, ihtilaf, davacının, sahte kimlik ile yapılan bankacılık işlemleri nedeniyle davalı bankaya borçlu olmadığı, haksız ihtar ve icra takiplerine maruz kaldığı iddiası ile uğradığı zarar nedeniyle davalı bankadan maddi ve manevi tazminat talebi ile alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tespiti konularından kaynaklanmakta olup ispat yükü davacıda bulunmakta, ancak alacak miktarının tespiti için takip dayanağı belgelerin incelenmesi hukuk dışında özel ve teknik bilgiyi gerektiren haller olduğundan 6100 sayılı HMK m.266 gereği mahkemenin tarafların talebi yahut kendiliğinden vereceği karar ile bu hususların bilirkişiye tespit ettirilmesi ile mümkün olup, davacı bilirkişi ücretini yatırmamış ve iddiasını ispatlayamamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacının, davasının, davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi yönünden, açılmamış sayılmasına, davacının davasının, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden ispatlanamadığından reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının, davasının, davalıya borçlu olmadığının tespiti talebi yönünden, açılmamış sayılmasına,
2-Davacının davasının, maddi ve manevi tazminat talebi yönünden, reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesine göre, alınması gereken 59,30-TL harçtan, peşin alınan 251,36‬-TL'den mahsubu ile fazla alınan 192,06-TL'nin karar kesinleştikten sonra ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince Maddi Tazminat yönünden; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince Manevi Tazminat yönünden; 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştikten sonra davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmek üzere mahkememize hitaben yazılmış, mahkememize verilecek ya da başka mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderilecek bir dilekçe ile gidilebilecek İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.05/10/2021

Katip ...
e-imzalıdır

Hakim ...
e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu