Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DANIŞTAY 3. DAIRE

Danıştay 3. Daire Başkanlığı         2021/2284 E.  ,  2021/4225 K.
"İçtihat Metni" T.C.
D A N I Ş T A Y ÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2021/2284
Karar No : 2021/4225

TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...

VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVALI) :… Vergi Dairesi Müdürlüğü

VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN KONUSU : .... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: Davacı adına, asıl amme borçlusu ... Denizcilik Proje Taahhüt İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi'nden alınamayan 2012, 2013, 2015, 2017 ila 2019 yıllarına ait muhtelif kamu alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … ila … takip numaralı ödeme emirlerinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Dava konusu ödeme emirlerinin, davacının MERNİS'te kayıtlı ikametgah adresinde 24/12/2019 tarihinde tebligata çıkarıldığı, ancak adres kapalı olduğundan tebliğ evrakının idareye iade edildiği, aynı adrese 15/01/2020 tarihinde 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 102. maddesi uyarınca ikinci kez gönderilen evrakın da aynı sebeple tebliğ edilememesi nedeniyle kapıya tebligat pusulası yapıştırılması suretiyle geçen 15 gün süre sonunda tebliğin sağlandığı, bu şekilde tebligatın usulüne uygun bir şekilde gerçekleştirildiği ancak davanın 15 günlük yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 09/11/2020 tarihinde mahkemeleri kayıtlarına intikal ettirilen dilekçe ile açıldığı görüldüğünden süresinde açılmayan davanın esasını inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle dava süreaşımı yönünden reddedilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması talebiyle açılan davada, söz konusu ödeme emirlerinden haberdar olunduğu, usulüne uygun olarak yapılmayan tebligatlarda sürelerin muhatabın öğrenmesi ile başlayacağı, asıl borçlu şirket adına usulüne uygun olarak kesinleşmiş bir takip bulunmadığından düzenlenen ödeme emirlerinin de hukuka aykırı olduğu, ödeme emrine konu borçların zamanaşımına uğradığı, kanuni temsilci olmadığı dönemlere ilişkin de ödeme emri düzenlendiği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Tebliğ edilen ödeme emirlerine süresinde dava açılmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Üçüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emirlerinin davacının MERNİS'te kayıtlı ikametgah adresine tebliğe çıkarıldığı, adresin kapalı olması nedeniyle tebligat çıkaran mercie iade şerhi düşülerek tebliğin iade edildiği, ödeme emri ikinci kez aynı adrese tebliğe çıkarıldığında ise "adres kayıt sistemindeki adrese gönderilen ikinci tebligattır" şerhi düşülen, davacının adı soyadı, Kocaeli İlyasbey Vergi Dairesi Müdürlüğü ibaresi ve 15/10/2020 tarihinin yazılı olduğu tebligat pusulasının, muhatabın kapısına yapıştırıldığı, davacı tarafından asıl amme borçlusu şirkete ait vergi borçları nedeniyle kişisel banka hesaplarına konulan hacizlerin kaldırılması istemiyle açılan ve ... Vergi Mahkemesinin E:… sayılı dosyasında kayıtlı davada, davalı idarece sunulan savunma dilekçesi ve eki belgelerinin UYAP sistemi üzerinden incelenmesi sonucu 08/11/2020 tarihinde haberdar olunduğu iddia edilen ödeme emrinin iptali talebiyle 09/11/2020 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay’da ve idare mahkemelerinde altmış, vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 7601 sayılı Kanunla değişik 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde alacaklı tahsil dairesine ait vergi davalarına bakan vergi mahkemesi nezdinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 01/01/2018 tarihinde yürürlüğe giren 28/11/2017 tarih ve 7061 sayılı Kanunun 16. maddesiyle değişik 101. maddesinde, bu Kanuna göre bilinen adreslerin;
1. Mükellef tarafından işe başlamada veya adres değişikliğinde bildirilen işyeri adresleri,
2. Yoklama fişinde veya ilgilinin imzası bulunmak şartıyla yetkili memurlar tarafından bir tutanakla tespit edilen işyeri adresleri,
3. 25/4/2006 tarihli ve 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununa göre oluşturulan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi olduğu,
Birinci fıkranın (1) ve (2) numaralı bentlerinde yazılı bilinen adreslerden tarih itibarıyla tebligat yapacak makama en son olarak bildirilmiş veya bu makamca tespit edilmiş olanın dikkate alınarak tebliğin öncelikle bu adreste yapılacağı, işyeri adresinde tebliğ yapılacak olanların bu adresinde bulunamaması, işin bırakılması veya işin bırakılmış addolunması hallerinde tebliğin, gerçek kişilerde kendisinin, tüzel kişilerde bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerinden birinin, tüzel kişiliği olmayan teşekküllerde ise bunları idare edenler veya varsa temsilcilerinden herhangi birinin adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı, işyeri adresi olmayanlara tebliğin, doğrudan adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde yapılacağı, aynı Kanunun yine 7601 sayılı Kanunun 17. maddesiyle değişik 102. maddesinin beşinci fıkrasında; bu Kanunun 101 inci maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde sayılan adrese tebliğe çıkılan hallerde, tebliğ yapılacak kişinin adresinde bulunamaması durumunda, bulunamama durumunun o adresten geçici ayrılmaları da kapsadığı, durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğ çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren bir pusulanın kapıya yapıştırılacağı, bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek, tebliğ evrakının, gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı, Maliye Bakanlığının, bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olduğu kuralına yer verilmiştir.
Anılan Kanun'un 102. maddesinin son fıkrasında verilen yetkiye dayanılarak yayınlanan 485 Sıra Nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nin "Muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresinde tebliğe çıkılması" başlığı altında düzenlenen 3.2 bölümünde; 213 sayılı Kanunun 94. maddesi kapsamında tebliğ yapılacak olanların yerleşim yeri adresinde bulunamaması (geçici ayrılmalar dâhil) halinde durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edileceği, bu durumda kapıya pusula yapıştırılmayacağı ve tebliğ evrakının derhal gönderildiği idareye iade edileceği, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından olayın özelliğine göre (zamanaşımı vs.) tayin olunacak münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakına, adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine ikinci defa çıkıldığına ilişkin ibare konulacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeplerle tebliğ edilemezse, tebliğ evrakının gönderildiği idareden alınabileceği şerhini içeren ve bu tebliğ ekinde yer alan tebligat pusulasının (pusula) (Ek:1) kapıya yapıştırılacağı, bu durumun, posta memuru tarafından tebliğ alındısı üzerine şerh ve imza edilerek tebliğ evrakının gönderildiği idareye iade edileceği, tebliğ evrakının pusulanın yapıştırıldığı tarihten itibaren on beş gün içerisinde muhatabı tarafından alınması hâlinde alındığı günde, bu süre içerisinde alınmaması hâlinde ise pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihi izleyen on beşinci günde tebliğ yapılmış sayılacağı düzenlenmiştir.
Ek-1 Pusula örneğinde; pusulanın kapıya yapıştırılması gereğinin, tebellüğden imtina etme ya da yerleşim yeri adresine ikinci defa gelindiği halde tebliğ yapılacak olanların adreste bulunmaması nedenine dayanıp dayanmadığının tebliğ memurunca işaretlenerek, tebliğ evrakının pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren 15 gün içinde alınması halinde alındığı gün, bu süre içerisinde alınmaması halinde ise 15. günde tebliğ yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde; tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılacağı, muhatabın beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi addolunacağı kural altına alınmıştır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen yasal ve idari düzenlemeler doğrultusunda, davacının yerleşim yeri adresine bırakılan görüşme mektubunun, adrese ikinci kez gelindiği, tebliğ evrakının, evrakı gönderen idareden alınabileceği, alınmaması halinde pusulanın kapıya yapıştırıldığı tarihten itibaren 15. gün tebliğ edilmiş sayılacağı hususlarını içermediği dikkate alındığında, dava konusu ödeme emirlerinin, 213 sayılı Kanun'un 102. maddesinde belirlenen usule uygun biçimde tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden, tebliğ evrakına muttali olunduğu tarihten itibaren süresinde açıldığının kabulü gereken davayı yazılı gerekçeyle süre aşımı yönünden reddeden Vergi Mahkemesi kararına yöneltilen istinaf başvurusunun reddine dair Bölge İdare Mahkemesi Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. ... Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın dosyanın ilgili Vergi Dava Dairesine gönderilmesine,
4.Yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 05/10/2021 tarihinde oyçokluğuyla kesin olarak karar verildi.

(X)-KARŞI OY :
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar bozulması istenen Vergi Dava Dairesi kararının dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü gerektirecek durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyuyla karara katılmıyorum.

UYAP Entegrasyonu