Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BAKIRKÖY 1. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/64
KARAR NO : 2021/292

DAVA : Markaya Tecavüzün Önlenmesi, Men'i
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 23/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/12/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirketinin kuruluş tarihi olan 1995 yılından itibaren ayakkabı ve terlik üretimi yaptığını, Türkiye ve dünyada birçok noktaya ihracat gerçekleştirdiğini, müvekkilinin 2003 yılından bu yana "......" ibaresini marka olarak .... sayı ile tescilli ettirdiğini, "......" markasını piyasada saygın bir marka haline getirmek için büyük emek ve sermaye harcadığını, müvekkilinin söz konusu markasının TPMK nezdinde tanınmış marka olarak da kayıt altına alındığını, ancak hal böyle iken davalının, müvekkiline ait tescilli "......" ibaresini ticari unvanında kullandığını, bu unvanı TTK ve SMK'ya aykırı olarak oluşturduğunu ve davalı yanın söz konusu eylemlerinin müvekkilinin tescilli markasından doğan haklarına tecavüz oluşturduğunu iddia ederek, müvekkilinin tescilli markasına yönelik tecavüzün önlenmesini, men'ini, müvekkilinin tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, davalının müvekkilinin tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulmasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak davaya herhangi bir cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE :
Dava, davalının davacının tescilli markasına yönelik tecavüzünün önlenmesi, men'i, davacının tescilli markasının kullanıldığı tabelaların sökülmesi, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılması, davalının davacının tescilli markasını internet ve sosyal medya üzerinde kullanımının durdurulması ve verilecek hüküm özetinin ilanı taleplidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu'ndan gelen kayıtlardan, ..... "......." ibareli markanın 19/12/2013 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
6769 Sayılı SMK'nın 29/1-b ve c maddeleri ile, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde, tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmanın marka hakkına tecavüz oluşturduğu belirtilmiştir.
Antalya Asliye Hukuk Mahkemesi'ne talimat yazılarak, ..... Mahallesi .... Sokak.... Apartmanı No:.... Muratpaşa/ANTALYA adresinde keşif yapılarak, davalı tarafa ait iş yerinin tabela ve sair fotoğrafları da çekilerek ve davalının var ise ticari evrakı da incelenmek suretiyle, davalının "......" ibaresini markasal olarak kullanıp kullanmadığı, hangi emtialarda kullandığını ve davacı marka haklarına tecavüzü olup olmadığı yönünden rapor tanzimi istenilmiş olup, aldırılan bilirkişi raporunda sonuç olarak, davalının faaliyette bulunduğu belirtilen ve keşif istenilen adreste davalı “..... Sağlık Ürünleri Kozmetik Kimya Medikal Hayvancılık Otomotiv Gıda İnşaat Mobilya Turizm İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti.”nin bulunmadığı, iş yerinde “....... ” tabelasının yer aldığı, içeride boncuk ve takı malzemeleri satışının yapıldığı, işyeri sahibi olduğunu belirten kişinin “10 yıldır bu adreste faaliyette bulunduğunu” beyan ettiği, çevre binalarda yapılan araştırmada da, davalı şirket ismi ile faaliyet gösteren bir işletmeye rastlanılmadığı ve belirtilen adreste davanın tarafı ...... Doğal Sağlık Ürünleri Kozmetik Kimya Medikal Hayvancılık Otomotiv Gıda İnşaat Mobilya Turizm İth.İhr.San.ve Tic.Ltd.Şti. bulunmadığından, talep edilen hususlarda inceleme yapılamadığı belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamı deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı şirketin 18/11/2011 tarihinde kurulup, 29/11/2011 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile kuruluşunun ilan edildiği, "......" ibaresini taşıyan ticaret unvanı dışında herhangi bir markasal kullanımının tespit edilemediği görülmüştür.
Yüksek Yargıtay ..... Hukuk Dairesi'nin 29/06/2020 tarih ve .... Esas - ..... Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere SMK'nın 29/1-a hükmü ile yapılan yollama gereği m.7/3-e maddesinde yer alan "işaretin ticaret unvanı ve işletme adı olarak kullanılması" hükmü işaretin markasal kullanılması durumunda uygulanabilecektir. Zira m.7/3'de işaretin ticaret alanında kullanılması halinde yasaklanabileceği hükme bağlanmıştır. Marka hukuku kapsamında işaretin ticaret alanında kullanılması ifadesi ile kastedilen işaretin markasal olarak kullanılmasıdır. Diğer taraftan, SMK'nın 7/3-e maddesinin gerekçesinde söz konusu düzenleme ile 2015/2436 sayılı A.B. Marka Yönergesiyle uyum sağlandığından bahsedilmiş olup, Yönerge'nin 3. maddesinde yer alan hükmün, yine Yönerge'nin genel gerekçesi no 19'daki açıklamalara göre değerlendirilmesi gerekir. Buna göre, ticaret unvanı ancak tescilli bir markaya tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden ayırt ediciliği sağlayıcı bir işaret olarak kullanılması halinde, marka hakkına tecavüz oluşturacağı açıklaması karşısında, Kanun Koyucunun amacının ticaret unvanının tescilli marka ile karıştırılmaya yol açacak şekilde kullanılması halinin marka hakkına tecavüz olarak kabul edilmesi gerektiği yönünde olup, tek başına ticaret unvanının tescil ettirilmiş olması marka hakkına tecavüz teşkil etmez. Bir an için ticaret unvanı tescilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiği kabul edilse dahi, davalı şirketin 18/11/2011 tarihinde kurulup, 29/11/2011 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile kuruluşunun ilan edilmiş olması karşısında davalı şirketin "......" sözcüğünü ticaret unvanın da kullandığı tarihten, dava tarihine kadar geçen yaklaşık 10 yıl boyunca davacı şirketin, davalının bu kullanımına sessiz kalması ve arada bunca zaman geçtikten sonra dava açması TMK m.2 kapsamında hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

H Ü K Ü M : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Peşin alınan harcın yeterliliğine, başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
5-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/12/2021

Katip ...
e-imzalıdır

Hakim ...
e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu