Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BAKIRKÖY 1. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/312
KARAR NO : 2021/230

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 03/10/2019

- BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN .... ESAS SAYILI DOSYASI -

DAVA : Sözleşmenin Feshi, Tazminat
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/10/2021

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhinde açılan davanın, Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA ; Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında "..." isimli esere ilişkin 27/09/2018 tarihinde mali hakların devrine dair sözleşme imzalandığını, müvekkilinin sözleşme ile üstlenmiş olduğu yükümlülük kapsamında eserin basımını gerçekleştirdiğini, piyasaya sunularak dağıtımının ve satışının yapılmasını sağladığını, 2018 yılının son aylarında davalı taraf hakkında açılan “Fetö Soruşturması” sebebiyle davalının tutuklanmasının söz konusu olduğunu, bahsi geçen soruşturmaya ilişkin haberlerin medyada geniş yer tuttuğunu, davalının tutuklanması sebebiyle 2018 Aralık ayı ve 2019 Ocak ayının başlarında eserin tüm satış noktaları ve tedarikçilerden müvekkili şirkete iade edilmeye başlandığını, hali hazırda müvekkilinin şirket deposunda 13.000 adet civarında kitap bulunduğunu, esere ilişkin iadelerin devam ettiğini ve eserin satışının yapılması imkanının kalmadığını, davalı tarafından Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinin 5.434 adet kitaba ilişkin telif ücretine ve 12.716 adet kitaba ilişkin olarak iki alacak kalemine dayandırıldığını, takip borcunun 02.07.2019 tarihinde “istirdat davası açılacaktır” şerhi ile icra dosyasına ödendiğini, müvekkilin takibe konu edilen 12.716 adet piyasadan çekilen kitaba ilişkin borcu bulunmadığını, nitekim eserin piyasadan toplandığını, davalının da kabulünde olduğunu, satışa kapatılan ve müvekkiline iade edilen esere istinaden müvekkilinin telif bedeli ödeme yükümlülüğü bulunmadığını iddia ederek, Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı icra dosyasına ödenen 106.983,00 TL'lik kısmın istirdadını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 01/10/2021 tarihli dilekçesi ile, dava konusu olan 106.983,00 TL'nin, ıslah tarihi olan 30/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini ve 106.983,00 TL üzerinden %20'den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak müvekkil davacıya ödenmesini talep etmiştir.
CEVAP ; Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı ile müvekkilinin 27.09.2018 tarihinde 5 yıl süreyle müvekkili tarafından yazılan üç adet kitap ile ilgili mali hakların devrine ilişkin sözleşme akdettiklerini, bu sözleşmenin müvekkiline ait kitapların basım, yayın, dağıtım ve fikri haklarını düzenleyen kapsamlı bir sözleşme olduğunu, taraflarca akdedilen sözleşme gereği, davacı kitabevinin kitabın ilk baskısını yaptığını ve piyasadaki tanınan firmalar başta olmak üzere, kitapların dağıtımı ve satışının yapılmaya başlandığını, sözleşme gereği kitabın basım yayın ve satışı ile ilgili tüm yükümlülüklerin davacı tarafa ait olduğunu, sözleşmenin 4. Mali Hükümler başlığı altında 4.1 maddesi; “kitabın baskısında söz konusu baskıların satışa sunulduğu tarihteki KDV hariç kitap üst satış bedelinin satışa sunulan kitap adedi ile çarpımı sonucu bulunacak baskı satış tutarının %15'ini kitabın satışa sunulmasını izleyen 5 ay içinde tahakkuk eden meblağı telif makbuzu ile yazar'a ödeyecektir” hükmü gereği davacı tarafından müvekkiline ödeme yapılmamış olduğundan, ödenmeyen bedellerle ilgili Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün .... Esas sayılı dosyası ile ilgili icra takibine geçildiğini ve davacı tarafın dosyaya ödeme yaptığını, ancak hal böyle iken, müvekkilinin hakedişi olan bedelin iadesi için davacı tarafın sunmuş olduğu iddialar ve sözleşme devam ederken sözleşmeye uygun olarak talep edilen bedelin iadesinin hukuken uygun olmadığını, davacı tarafın sözleşme ile ilgili yasal sorumluluklarını da yerine getirmediğini, müvekkilinin sözleşme gereği edimini yerine getirmiş olup, davacı tarafın sözleşme gereği edimini yerine getirmediğini, müvekkilinin edimini yerine getirmeyen davacıya karşı yasal haklarını kullanmış ve alacağını icra yoluyla tahsil edebilmek için icra takibine başvurmuş olduğunu, sözleşme taraflarca ve mahkeme kararı sonucu fesih edilmediğinden halen yürürlükte olduğunu, sözleşme devam ettiği için müvekkilinin kitaplarını başka bir yere bastıramadığını, dolayısıyla satışını da yapamadığını ve bu sebeplerden dolayı maddi zarara uğradığını savunarak, davanın reddini ve davacının asıl alacağın 20'sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA ; Birleşen Mahkememizin .... Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçe yayma ve işaret, ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletim haklarını ve bunun sonucunda belirlenecek usulü ve mali hakların tamamını belirleyen sözleşme akdedildiğini, taraflarca akdedilen sözleşme gereği davalı tarafın kitapların ilk baskısını yaptığını ve piyasadaki tanınan firmalarla anlaşarak kitapların dağıtımını ve satışını yapmaya başladığını, sözleşme gerği kitabın basım yayın satışı ile ilgili tüm yükümlülüklerin davalı tarafa ait olduğunu, sözleşme gereği davacı müvekkiline ödeme yapacağını, sözleşmenin 4 ve devamı maddeleri hükmüne uymayan davalıdan alacaklarını tahsil etmek amacıyla, ödenmeyen bedellerle ilgili Bakırköy ... İcra Müdürlüğü'nün .... esas sayılı dosyası ile ilgili icra takibine geçildiğini ve davalı tarafın dosyaya ödeme yaptığını, davalının daha sonra ödemiş olduğu bedelin bir kısmının iadesi için Mahkememizin ... Esas sayılı dosyası ile istirdat davası açtığını, davalı tarafın sözleşme ile ilgili yasal sorumluluklarını da yerine getirmediğini, sözleşmenin halen yürürlükte olup devam ettiğini, sözleşmenin 6. maddesinde açıkça sözleşmenin fesih şartları ve feshin usulü de taraflarca belirlendiğini, müvekkilinin başına gelen olaylarla uğraşırken davalı tarafın müvekkilinin kitaplarıyla ilgili baskı, satış ve toplatma ile ilgili herhangi bir mahkeme kararı yokken satışların durdurulması ve baskının devam ettirilmemesi nedeniyle yüksek miktarda zarara uğradığını, tüm dosya kapsamı, sözleşme ve deliller göz önünde bulundurulduğunda davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak işlemiş eylemlerinden ötürü sözleşme gereği edimini yerine getirmemesinden de kaynaklı şimdilik 5.000,00 TL maddi zararın ve müvekkilinin işbu eylemlerden dolayı yaşamış olduğu psikolojik üzüntü ve travma nedeniyle uğramış olduğu manevi zararın da tazmini için 45.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve 27/09/2018 tarihli mali hakların devrine ilişkin sözleşmenin feshini talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP ; Birleşen Mahkememizin ... Esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirketin taraflar arasındaki sözleşmeşe aykırı davranmasının söz konusu olmadığını, davacıya sözleşme uyarınca gerekli ödemelerin yapıldığını, davacının zarara uğradığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve manevi tazminat talebinin reddinin gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl dosyada dava, davacı tarafından icra yoluyla ödenen bedelin istirdadı, birleşen dava ise, maddi ve manevi tazminatın tahsili taleplidir.Taraflarca deliller sunulmuş, ilgili icra dosyası getirtilerek incelenmiştir.
İcra İflas Kanunu'nun 72. Maddesinde, takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahsın, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebileceği belirtilmiştir.
Taraf vekillerince deliller sunulduktan ve resen celbi gereken deliller de toplandıktan sonra dosyada bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 04/06/2021 havale tarihli raporda sonuç olarak, asıl dava yönünden; davacıya davalı ile ilgili FETÖ/PDY soruşturmasından sonra 13.841 adet iade geldiği, bu iadelerin davacının kusurundan kaynaklanmadığı, vaki davalı ile ilgili durumun önemli bir gelişme olarak nitelenebileceğinin yapılan iadelerden anlaşılabileceği, davacının yaptığı telif ödemesini ihtirazi kayıtla yaptığı, bu çerçevede TBK 138. maddesi gereğince uyarlama koşullarının oluştuğuna Mahkemece ulaşılması ve davacı şirket tarafından yapıları ödemenin iadesi koşullarının oluştuğu kanaatine varılacak olması halinde; takip tarihi itibariyle, iade olan kitaplardan dolayı davacı/karşı davalıya iadesi gereken miktarın 84.582,35 TL olabileceği, birleşen dava yönünden; her ne kadar birleşen dava davacısı yazar davalı yayıncının müvekkilin kitaplarıyla ilgili baskı, satış ve toplatma ile ilgili herhangi bir mahkeme kararı yokken satışların durdurulması ve baskının devam ettirilmemesi nedeniyle yüksek miktarda zarara uğradığı, sözleşme devam ettiği için müvekkilin kitaplarını başka bir yere bastıramamakta, dolayısıyla satışını da yapamamakta olduğu, bu sebeplerden dolayı müvekkilin ciddi maddi zarara ve kar kaybına uğradığını iddia etmekte ise de, yukarıda belirtildiği üzere davacıya davalı ile ilgili FETÖ/PDY soruşturmasından sonra 13.841 adet iade geldiği, bu iadelerin davacının kusurundan kaynaklanmadığı ve bu nedenle de birleşen davacı taleplerinin haklı olup olmadığının Mahkemece değerlendirilmesinin gerekeceği belirtilmiştir.
Davalı vekilinin bilirkişi kök raporuna itirazı üzerine dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olup, heyet tarafından hazırlanan 16/09/2021 havale tarihli ek raporda sonuç olarak, davacıya davalı ile ilgili FETÖ/PDY soruşturmasından sonra iade geldiği, bu iadelerin davacının kusurundan kaynaklanmadığı, vaki davalı ile ilgili durumun önemli bir gelişme olarak nitelenebileceğinin yapılan iadelerden anlaşılabileceği, davacının yaptığı telif ödemesini ihtirazi kayıtla yaptığı bu çerçevede TBK 138 gereğince uyarlama koşullarının oluştuğuna Mahkemece ulaşılması halinde davacı/davalı şirket tarafından yapılan ödemenin iadesi koşullarının oluştuğu kanaatine varılacak olması halinde, icra dosyasına davacı/karşı davalı tarafından yatırılmış olan 146.531,50 TL tutarında ödeme ile ilgili olarak, takip tarihi itibariyle, davacı/karşı davalı ...'ne iade edilmesi gereken miktarın 101.407,95 TL olarak hesap edildiği, davacı/karşı davalı şirket tarafından yapılan ödemenin iadesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılacak olması halinde, icra dosyasına davacı/karşı davalı tarafından yatırılmış olan 146.531,50 TL tutarında ödeme ile ilgili olarak, takip tarihi itibariyle, davacı/karşı davalı ...'ne iade edilmesi gereken miktarın 7.479,29 TL olarak hesap edildiği, her ne kadar birleşen dava davacısı yazar davalı yayıncının müvekkilin kitaplarıyla ilgili baskı, satış ve toplatma ile ilgili herhangi bir mahkeme karartı yokken satışların durdurulması ve baskının devam ettirilmemesi nedeniyle yüksek miktarda zarara uğradığını, sözleşme devam ettiği için müvekkilin kitaplarını başka bir yere bastıramamakta, dolayısıyla satışını da yapamamakta otduğunu, bu sebeplerden dolayı müvekkilin ciddi maddi zarara ve kar kaybına uğradığını tddia etmekte ise de yukarıda belirtildiği üzere davacıya davalı ile ilgili FETÖ/PDY soruşturmasından sonra iade geldiği, bu iadelerin davacının kusurundan kaynaklanmadığı bu nedenle de birleşen davacı taleplerinin haklı olup olmadığının bu doğrultuda Mahkemece değerlendirilmesinin gerekeceğini belirtmişlerdir.
Davacı yayınevi ile davalı yazar arasında "..." isimli esere ilişkin 27/09/2018 tarihinde mali hakların devrine dair sözleşme imzalandığı, sözleşmenin beş yıl süreli olup, karşılıklı hak ve borçların ayrıntılı olarak düzenlendiği, yazar tarafından kitabın yazılıp yayınevine teslim edildiği ve baskısının yapılarak piyasaya sürüldüğü, bu arada davalı yazar hakkında FETÖ/PDY soruşturması açıldığı, yazarın bir süre tutuklandığı ve bu konunun medyaya yansıdığı, satış için piyasaya sunulan bir kısım kitapların dağıtımcı firmalarca yayınevine iade edildiği, gelen yazı cevaplarına göre, soruşturmaya rağmen kitapların bir kısmının satışının devam ettiği, dava konusu kitapla ilgili herhangi bir suç unsuru istinadı veya toplatma kararı bulunmadığı anlaşılmıştır. Bakırköy .... İcra Dairesi'nin .... esas sayılı dosyasının tetkikinden; davalı tarafça davacı adına sözleşme uyarınca 33.207,00 TL , 5434 adet satılan kitap telif bedeli ve 89.012,00 TL, 12116 adet satıştan çekilen ve basımı yapılan kitap bedeli olmak üzere toplam 122.219,00 TL alacağın faiziyle birlikte tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça "İstirdat davası açılacaktır" kaydı ile dosya borcunun yatırılarak kapatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede dava dilekçesinde belirtildiği şekilde bir olayın meydana gelmesi halinde ne şekilde davranılacağına dair bir düzenleme bulunmamaktadır. TBK'nun 138 maddesi uyarınca "Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır." Olayımızda davacı ödeme yaparken sadece "İstirdat davası açılacaktır" kaydı ile ödeme yapmış olup, ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tuttuğuna dair bir açıklama yapmıştır. Kaldı ki taraflar arasındaki sözleşme sürekli edimli bir sözleşme olup, davacı borçlu fesih hakkını kullanmamıştır. Sadece iade gelen kitapların bedelini istemektedir. Bu kitapların ileride yeniden satılıp satılamayacağı belli değildir. Bu itibarla, bilirkişi görüşünün aksine TBK 138 maddesi kapsamında davalının ödediğini iade istemesi mümkün görülmemiştir. Davalının birleşen dosyada bildirdiği fesih iradesine de karşı çıkmıştır. Bu itibarla sözleşmeyi fesh etmeden yaptığı ödemeyi geri istemesi mümkün görülmemiştir. Ancak bilirkişi raporuna göre, davacı karşı davalı şirket tarafından yapılan ödemenini iadesi koşullarının oluşmadığı kanaatine varılması halinde takip tarihi itibariyle sözleşme gereği yapılan ödemenin 7.479,29 TL 'lik kısmının davalı hak edişinden fazla olduğu anlaşılmakla, bu tutar yönünden dava kısmen kabul edilmiştir. Başlangıçta faiz islenmemiş olup, ıslahla faiz istendiğinden ıslah tarihinden itibaren uyuşmazlığın niteliğine göre avans faizi ile birlikte tahsile karar verilmiştir. Fazlaya dair talep reddedilerek ve kötü niyet tazminatı talebi koşulları oluşmadığından kötü niyet tazminatı takdir edilmemiştir.
Birleşen Mahkememizin ... Esas sayılı dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı vekili, mali hakların değerine ilişkin 27/09/2018 tarihli sözleşmenin feshine, sözleşme gereği davalı tarafın edimini hiç yada eksik yerine getirmesinden kaynaklı uğramış olduğu maddi zarar için şimdilik 5.000,00 TL ve manevi zarar için 45.000,00 TL manevi tazminatın faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Yüksek Yargıtay .... Hukuk Dairesi'nin ... E, .... K. Sayılı ilamı ve aynı Dairenin ... E, ... K sayılı ilamlarında belirtildiği üzere; akdin feshine ilişkin irade beyanı tek taraflı bozucu yenilik doğuran haklardan olup karşı tarafın kabulüne bağlı olmaksızın karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğuracağından bu andan itibaren taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi sona erer. Dava tarihi itibariyle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde ayrıca tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gibi, davacının tespite dair bir talebi de bulunmamaktadır. Bu itibarla, davacının sözleşmenin feshine dair talebi yönünden, davasının hukuki yarar dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının tazminat taleplerine gelince; davacı hem sözleşmeyi fesh ettiğini bildirip hem de sözleşme gereği davalı tarafın edimini hiç yada eksik yerine getirmesinden kaynaklı uğramış olduğu maddi zararını istemesi mümkün değildir. Ayrıca icra yoluyla da olsa davacı sözleşme gereği olan tahakkuk etmiş alacağını tahsil etmiştir. Bu itibarla davacının maddi tazminata dair talebi yönünden de davanın reddi gerekmiştir.
Davacının manevi tazminat talebine yönelik yapılan değerlendirmede ise; Yüksek Yargıtay İçtihatlarında belirtildiği üzere; Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Türk Medeni Kanunu md. 24.), isme saldırı (Türk Medeni Kanunu md. 26), nişan bozulması (Türk Medeni Kanunu md. 121), evlenmenin feshi (Türk Medeni Kanunu md. 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma TBK md. 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir.( TBK md. 58.) Bunlardan Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesi ile (TBK 58.) maddesi daha kapsamlıdır. Türk Medeni Kanunu'nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir olgunun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Türk Medeni Kanunu md. 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Kanunu'nun 49. (TBK 58.) maddesi uygulanır. Türk Medeni Kanunu'nun 24. ve 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 49. (TBK 58.) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir. Somut olayda, davalı tarafından sadece sözleşme kapsamında ödenen paranın yeni duruma göre iadesi istenmiş olup, davacı yazarın ceza soruşturması nedeniyle kitapların satılamadığından bahsedilmiştir. Bu itibarla manevi tazminatın koşulları da oluşmadığından reddi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
A-ASIL DOSYA YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 7.479,29 TL'nin ıslah tarihi olan 30/09/2021 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 1.827,01 TL harç ile, 59,30 TL ıslah harcının toplamı 1.886,31 TL harçtan, 510,91 ilam harcının mahsubu ile, 1.375,40 TL fazla harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince davanın kısmen kabulü nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince, davanın kısmen reddi nedeniyle hesaplanan 13.402,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 1.827,01 TL peşin, 44,40 TL başvuru ve 59,30 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 1.930,71 TL harç giderinden iadesine karar verilen harç düşüldükten sonra kalan 555,31 TL harç giderinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi gideri ve 472,00 TL tebligat vs. Gideri olmak üzere toplam 1.972,00 TL yargılama giderinden , davanın kabul-red oranına göre 138,00 TL'sinin, davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan 10,40 TL tebligat-tezkere giderinden ibaret yargılama giderinden davanın red-kabul oranına göre 9,67 TL'sinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, bakiyesinin üzerinde bırakılmasına,
B-BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN .... ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN :
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince peşin alınan 853,88 TL harçtan, 59,30 TL ilam harcının mahsubu ile, 794,58 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen maddi tazminat nedeniyle hesaplanan 5.000,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat nedeniyle hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
C-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
D-Talep halinde kararın taraflara tebliğine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. Açıkça okunup usulen anlatıldı.28/10/2021

Katip ...
e-imzalıdır

Hakim ...
e-imzalıdır

UYAP Entegrasyonu