Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANTALYA 2. ASLIYE TICARET MAHKEMESI

T.C.
ANTALYA
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/623 Esas
KARAR NO : 2021/705
DAVA : İflas (Doğrudan Borçlu Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 178))
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ: 03/11/2021
Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin ... tarih, ... esas, ... karar sayılı görevsizlik kararı ile mahkememize tevzi edilen, mahkememizin yukarıda esas sırasına kaydı yapılan dava dosyasında yapılan inceleme sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Kemer 1. Asliye Hukuk mahkemesi'ne sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin 3 yılı aşkın süredir her türlü gıda maddelerinin üretimi, toptan ve parekende alımı, inşaat taahhüt müteahhitlik işleri yaptığını, alanında faaliyet gösteren büyük bir firma olduğunu, son iki yıldır gerek ticaret sektöründeki gerileme ve resesyon gerekse de alacakların tahsilinde yaşanan problemler ve gerekse de kredi kurumlarının kredileri tanımlamayarak yeni kredi imkanı tanımamaları nedeni ile müvekkil şirketin mali açığının her geçen gün arttığını ve borç tutarı sermayesinin iki katını geçmiş bulunduğunu, ticari faaliyetlerine devam ederken sermayesini oluşturmakta aşırı zorlanan şirketin iflasını talep etmek zorunda kaldığını, şirketin, piyasaya iş yaptığını, ancak cari alacaklarını tahsil etmekte ciddi sıkıntı yaşadığını ve son iki yıl içerisinde kredilerle ticari şartlara rağmen ayakta durmaya çaba gösterdiğni, cari açık kur yükselişi ve banka dönem faiz yükü hayli arttığı gerekçesi ile ticari faaliyetine devam edemez hale geldiğini, kredi kurumlarına ödenen devre ve dönem faizleri de ciddi bir yekün tuttuğunu, ödenemez hale gelmiş bulunduğunu belirterek İİK uyarınca iflasın hukuka uygun ve alacaklıların da haklarını korumak amacına matuf olarak müvekkil şirket aleyhine başlatılacak icra takipleri ile başlatılmış icra takipleri hakkında İİK 193/1 uyarınca durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, aynı mahiyette şirket adına kayıtlı pek çok araç ile tapu kaydı olması nedeni ile ve iflas sürecinin uzun sürebileceği ihtimaline binaen şirket adına kayıtlı tüm taşınmazlar ile araçlar üzerine alacaklıların da sağlıklı şekilde yasal sıralarına uygun olarak alacaklarını alabilmeleri amacı ile ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesini, dava tarihinden sonraki tarihlere tekabül eden çeklere dair de ödemeden men yasağı koymak amacına matuf ve bankaların çek bedelleri nedeni ile alacaklı olarak mağduriyetini engellemek amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, İİK uyarınca alacaklıların haklarının korunması amacı ile müvekkil şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Açılan dava (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) ....Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... esas sırasına kaydedilmiş, ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ... gün ve ... E. ... K. sayılı kararı ile Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarihli 608 sayılı kararı kapsamında "Mahkememizin Ticaret Mahkemesi sıfatının kalmaması nedeniyle Mahkememizin görevsizliğine, dosyanın yetkili ve görevli Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi'ne gönderilmesine" şeklinde karar verilmiş, dosya Antalya Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu'na gönderilmiş ve tevzi sonucu Mahkememizin ... E. sırasına kaydedilmiştir.
Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından dava dosyasında görevsizlik kararı verildiği, kararın taraflara tebliğ edildiği ve kesinleştiği ancak, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak dava dosyasının görevli yada yetkili mahkemeye gönderilmesine taraflardan biri aracılığıyla başvurulduğuna dair dava dosyası içerisinde kayıt bulunmamaktadır.
Ticaret Mahkemesi sıfatıyla Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17/09/2021 gün ve 2021/334 E. 2021/562 K. sayılı ilamında, HSK'nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı gerekçeye dayanak yapılmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu'nun 07/07/2021 gün ve 608 s. kararı ile, "Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinin Antalya ilinin mülki sınırları (Alanya ve Manavgat Ağır Ceza Mahkemeleri yargı çevreleri hariç) olarak belirlenmesine ve iş bu kararın 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanmasına" karar verilmiştir.
Yargıtay HGK’nun 04/04/2019 gün ve 2017/11-10 E. 2019/401 K. sayılı emsal içtihadına göre, "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 136. ve 142’nci maddelerinde mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişleri ve yargılama usullerinin kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Mahkemelerin görevi kıyas veya yorum ile genişletilemez ya da değiştirilemez. Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda görev genel mahkemelere aittir (5.12.1977 tarihli, 1977/4 E., 1977/4 K. sayılı İçtihatları Birleştirme Kararı)...
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanunî hâkim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanunî hâkim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkânı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir (Özbudun, E.: Türk Anayasa Hukuku, Ankara 2005, 8. Baskı, s: 118-119).
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür.
Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O hâlde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.05.2011 tarihli ve 2011/11-233 E., 2011/330 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) 24.03.2005 tarihli ve 188 sayılı kararında fikri ve sınai haklar hukuk mahkemeleri konusunda İstanbul ve Ankara'da kurulup, faaliyete geçirilen fikri ve sınai haklar hukuk mahkemelerinin, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ile 551 sayılı Patent Haklarının Korunması, 554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması, 555 sayılı Coğrafi İşaretlerin Korunması, 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmündeki Kararnamelerinden kaynaklanan hukuk davaları için ihtisas mahkemeleri olarak belirlenmesine, yargı çevrelerinin ise kuruldukları yerin mülki hudutları olarak tespit edilmesine; fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi kurulmayan yerlerde, yukarıda zikredilen Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerden kaynaklanan hukuk davaları için; bir asliye hukuk mahkemesi olan yerlerde bu mahkemenin, ikiden fazla asliye hukuk mahkemesi bulunan yerlerde ise 3 numaralı asliye hukuk mahkemesinin yetkilendirilmesine, ilgili mahkemelerin yargı çevrelerinin ise adli yargı adalet komisyonlarının merkez ve mülhakatları olan ilçeleri kapsayacak şekilde belirlenmesine karar verilmiştir. Halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O hâlde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmamaktadır.
Açıklanan bu hukuki ve maddi olgular karşısında somut olay irdelendiğinde; yukarıda da ifade edildiği üzere, taraflar arasındaki uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkeme, uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olan Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi olup, dava tarihinden sonra kurulan ve faaliyete geçirilen Manisa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince davaya bakılması olanaklı değildir.
Hâl böyle olunca yerel mahkemenin Manisa 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu yönündeki direnme kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır." şeklinde belirtilmiştir.
HSK'nın 07/07/2021 gün ve 608 s. kararında 01/09/2021 tarihinden önce açılan davaların da, Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu yönde herhangi bir yasal düzenleme de yoktur. 01/09/2021 tarihinden önce açılan ve derdest olan davaların görevsizlik kararı ile Antalya Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesi, yukarıda yazılı Yargıtay HGK emsal içtihadında belirtilen tabii hakim ilkesine de aykırıdır.
Öte yandan Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından herhangi bir talep olmadan dosya mahkememize gönderilmiştir. Ancak, 6100 s. HMK'nin 20/1. maddesine göre, "(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise tebliğ tarihinden, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde dava açılmamış sayılır ve görevsizlik veya yetkisizlik kararı veren mahkemece bu konuda resen karar verilir." düzenlemesi mevcuttur.
Söz konusu düzenlemeye göre Görevsizlik kararı taraflara tebliğ edilmiş ancak taraflardan herhangi birisinin yukarıdaki düzenlemeye uygun olarak, dosyanın yetkili ve görevli mahkemeye gönderilmesi konusunda süresinde talepte bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda dosyanın mahkememize gönderilmeyip, görevsizlik kararı veren mahkeme tarafından, önce kararın (miktar itibariyle kesin olsa dahi) taraflara tebliğ edilmesi ve 2 haftalık sürenin dolmasının beklenmesi, yasal süre içerisinde gönderme talebi gelirse dosyanın Antalya Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesi, süresinde gönderme talebi gelmez ise bu kez görevsizlik karar veren mahkeme tarafından davanın açılmamış sayılmasına dair ek karar verilmesi gerekmektedir. Davanın açılmamış sayılmasına dair ek kararı verme görevi de, görevsizlik kararı veren mahkemeye aittir. Her ne kadar Kemer Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından belirtilen usulü işlemler tamamlanmadan dosya mahkememize gönderilmiş ise de, mahkemece verilen görevsizlik kararının kesin olduğunun belirlenmesi karşısında, mahkemece yapılacak başka işlem bulunmadığından, eldeki davanın 01/09/2021 tarihinden açılmış olması nedeniyle davaya bakma görevi Kemer Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan mahkememizin görevsiz olduğu sonucuna varılmış ve karşı görevsizlik kararı vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle ;
1-Mahkememizin görevsiz olması nedeniyle, davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE, karar (İstinaf incelemesi sonucu) kesinleştiğinde (veya İstinaf edilmeksizin kesinleşip merci tayini yolu ile mahkememizin görevsiz olduğu tespit edildiğinde) ve istek halinde dosyanın yetkili ve görevli Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
2-Yargılama giderlerinin 6100 s. HMK'nin 20 ve 331/2. maddeleri uyarınca davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde görevli mahkemece takdir edilmesine, davaya görevli mahkemesinde devam edilmemiş olması ve talep halinde ise mahkememizce gerekli kararın verilerek değerlendirilmesine,
3-Davacı tarafından yatırılıp kullanılmayan gider avansından artan kısmının 6100 sayılı HMK'nın 333. Maddesine göre karar kesinleştiğinde (ve dosyanın görevli mahkemeye süresinde gönderilmemesi halinde) re'sen davacıya iadesine,
4-Kararın İstinaf yoluna gidilmeksizin kesinleşmesi halinde Kemer 1. Asliye Hukuk Mahkemesince de daha önce görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Antalya BAM 5. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine,
Dair; Tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK'nın 345. Maddesi gereğince (2) iki hafta içinde ilgili BAM Hukuk Dairesi Başkanlığına sunulmak üzere Mahkememize verilecek dilekçe ile İstinaf yasa yolu açık olmak üzere ve oy birliği ile karar verildi.03/11/2021

Başkan ...
(E-İmzalıdır)
Üye....
(E-İmzalıdır)
Üye ...
(E-İmzalıdır)
Katip ...
(E-İmzalıdır)

UYAP Entegrasyonu