Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/98 Esas - 2021/51
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/98 Esas
KARAR NO : 2021/51

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 03/04/2020
KARAR TARİHİ : 03/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 03/04/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1961 yılından bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “...” markasının Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından tanınmış marka olarak kabul edilmiş, maruf ve meşhur bir marka olduğunu, yine müvekkili şirketin “...” ibaresini ilk olarak 2011 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını da arttırdığını, müvekkili adına tescil edilmiş “...” ibareli markaları ile davalı tarafından tescil ettirilmek istenen “... ...” markasının 29 ve 30 uncu sınıflar açısından tescilinin istendiğini, müvekkili şirkete ait markanın 05., 29., 30 ve 32 inci sınıfta doğrudan aynı emtialarda tescilli olduğunu ve sınıflar açısından ayniyetin bulunduğunu, dava konusu markada yer alan “...” ibaresinin davalı şirket markalarının çatı/lider markası olduğunu ve benzerlik incelemesinde dikkate alınamayacağını, taraf markalarının ayırt edilemeyecek derecede benzediğini ve iltibasa sebebiyet verdiğini, markalar arasındaki tek farklılığın davalı markasındaki fazladan “N” ve “G” harflerini ihtiva etmesi olduğunu, tüketicinin “...” ve “...” markalarını karıştırmama ihtimalinin bulunmadığını, davalı yan markasının tüketiciler nezdinde müvekkilinin seri markası olarak algılanmasına neden olacağını, ürünlerin aynı satış noktalarında, aynı raflarda, yan yana ve aynı veya benzer cinsteki mallar üzerinde kullanılmasının karışıklığın daha da artmasına sebebiyet vereceğini, bu durumun da müvekkilinin tanınmışlığını, uzun süreli marka kullanımına dayanan hakkını olumsuz yönde etkileyeceğini ve karşı tarafın da bu tanınmışlıktan dolayı haksız kazanç sağlamasına vesile olacağını, yine davalı şirketin “...” ibareli bir marka başvurusunda da bulunduğunu, bu markaya karşı da Ankara ....FSHHM’nin ... E. sayılı dosya ile dava ikame edildiğini, davalının marka başvurusunun 6769 sayılı SMK’nın 6/9 maddesi anlamında kötüniyetli bir başvuru olduğunu beyan ederek; 20.02.2020 tarihli ve ... sayılı YİDK kararının iptaline, diğer davalı adına TÜRKPATENT nezdinde 01.02.2019 tarih ve ... sayı ile tescil başvurusu yapılan “... ...” ibareli markanın tüm sınıflar yönünden iptaline, tescili halinde hükümsüz sayılmasına ve markalar sicilinden terkinine, dava konusu ... sayılı markanın huzurdaki dava sonuçlanıncaya kadar üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili 08/06/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu ... sayılı markasıyla itiraza mesnet gösterilen ... sayılı ve 2011/100274 sayılı markalar arasında fonetik, okunuş, ses, genel izlenim ile bıraktığı intibanın, şekil ve sair sebeplerle dışa yansıyan karakteristik özellikleri yönünden benzerlik/ayniyet bulunmadığını, davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların görsel, işitsel ve anlamsal olarak asli ve tali unsurları ile bir bütün halinde değerlendirildiğinde, hedef tüketici kitlesi nezdinde iltibas ihtimali oluşmadığını, markalar arasında hethangi bir bağlantının olmadığının ilk bakışta anlaşıldığını, itiraz gerekçesi markanın tanınmışlık iddiasının markaların benzer olmaması nedeniyle yerinde olmadığını, davacı yanın kötüniyete ilişkin iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... GIDA TURİZM SAN. VE TİC. A.Ş. vekili 14/04/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket markasının "... ...", davacı yan markalarının ise “...” olduğunu, müvekkili markasının tanınmış olan ..., ... ... olarak tanınmış marka statüsünde olduğunu (T/00332 no) ve kendi sektöründe pek çok ilke imza attığını, tüketici nezdinde ayrı bir kategoride konumlandığını, yine müvekkili şirketin yeni bir kampanya için çalışmalarına başladığını ve bu kampanya kapsamında da pek çok yeni marka tescil başvurusunda bulunduğunu, söz konusu kampanyanın henüz tüketici nezdinde başlamadığı için ticari sır niteliğinde olduğunu ve haksız açılan dava nedeni ile burada ilk kez bahsedildiğini, bahsi geçen kampanya ile özellikle e-game (elektronik/online oyun) oynayacak olan kitleye hitap etmenin hedeflendiğini, e-game terminolojisinde yeri olan ibareleri tanınmış markası olan ... markası ile birleştirerek tüketici nezdinde bir fark yaratmanın amaçlandığını, ... markasının İngilizce'de oyun anlamına gelen GAME ibaresinden geldiğini ve Türkçe'de oyun oynamak olarak çevrilebileceğini, davacı yanın ... markasının bir anlamının bulunmadığını, yine ... ibaresinin takım olarak oynanan mücadelelerde, durumdan habersiz oyuncuya toplanıp saldırmak anlamında kullanıldığını veya ansızın düşmana saldırarak öldürmek veya öldürmek istenen düşman konusunda takıma öncesinde uyarıda bulunma anlamına geldiğini, söz konusu ibarelerin görsel, işitsel ve anlamsal benzerliğinin bulunmadığını, müvekkilinin ... ... markasındaki esaslı unsurun ... değil ... olduğunu, davacı yanın kötüniyet iddiasının haksız ve dayanaksız olduğunu ve haksız yarar sağlayıcı herhangi bir eyleminin bulunmadığını da beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait ... nolu "... ..." ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "..." ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalının kötüniyetli olup olmadığı, hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin "... ..." ibaresinin 29. ve 30. sınıflarda bulunan "29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez." mallarının tescili amacıyla 01.02.2019 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 27.02.2019 tarih ve 319 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 19.04.2019 tarihinde davacı şirket tarafından SMK m.6/1 hükmü kapsamında ..., 2011/100274 sayılı markalar redde mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı'nca ileri sürülen itirazın reddine karar verildiği, davacı yanın 03.10.2019 tarihinde yeniden itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 20.02.2020 tarih ve ... sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği görülmektedir. YİDK kararı davacı marka vekiline 24.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açılmıştır. Dava konusu marka 02.06.2020 tarihinde tescil edilmiştir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; davalıya ait marka başvurusunda yer alan "29.Sınıf: Et, balık, kümes ve av hayvanlarının etleri ile her nevi işlenmiş et ürünleri. Kuru bakliyat. Hazır çorbalar, bulyonlar. Zeytin, zeytin ezmeleri. Hayvansal kaynaklı sütler; bitkisel kaynaklı sütler; süt ürünleri (tereyağı dahil). Yenilebilir bitkisel yağlar. Kurutulmuş, konservelenmiş, dondurulmuş, pişirilmiş, tütsülenmiş, salamura edilmiş her türlü meyve ve sebzeler, salçalar. Kuru yemişler. Fındık ve fıstık ezmeleri, tahin. Yumurtalar, yumurta tozları. Patates cipsleri. 30.Sınıf: Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilya, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez." emtiaları ile davacıya ait 2011/100274 ve ... sayılı markaların koruma kapsamı altında bulunan 29 ve 30. Sınıftaki emtiaların aynı ve aynı tür emtialar oldukları tespit edilmiştir.
Dava konusu ... başvuru numaralı marka "... ..." ibaresinden oluşmaktadır. ... kelimesi üstte, ... kelimesi altta olacak şekilde, iki satır halinde, beyaz zemin üzerine siyah renkte, düz yazı karakteri ile yazılmıştır. Davalı marka başvurusundaki ... kelimesi İngilizce "game" kelimesine "-ing" eki eklenmek suretiyle türetilmiş bir kelime olup, "oyun, kumar" anlamına gelmektedir. ... ibaresinin davalı şirketin çatı/lider markası olduğu tespit edilmiştir.
Davacıya ait markalar ise "..." kelimesinden ibarettir. Siyah renkte, düz yazı karakteri ile oluşturulmuştur. ... ibaresinin ise bilinen bir anlamı olmamakla birlikte, yapılan araştırma neticesinde Litvanca "oyun" anlamına geldiği tespit edilmiştir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; görsel, işitsel ve kavramsal olarak iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer oldukları, markalar kapsamındaki emtiaların aynı/aynı tür olduğu tespit edildiğine göre, iltibas tehlikesinin bertaraf edilmesi için markaları oluşturan işaretlerin benzerlik derecesinin düşük tutulması gerektiği, oysa somut olayda böyle bir durumun mevcut olmadığı, şöyle ki; davacı markalarının tek ve esas unsurunun "..." ibaresinden oluştuğu, davalı şirkete ait markanın "... ..." ibaresinden oluştuğu, ancak "..." ibaresinin davalı şirketin çatı/lider markası olduğu, zira bilirkişi raporunda belirtildiği üzere davalı şirketin "..." ibareli davaya konu emtialar bakımından çok sayıda tescilli markasının bulunduğu, davalı şirketin "..." çatı markasının yanına eklenen çeşitli unsurlarla aynı/benzer emtialar bakımından marka ailesi oluşturma politikası güttüğü, somut olayda davalı şirketin "..." ibareli çatı markasının yanına eklediği "..." ibaresi ile birlikte aslında "..." esas unsurlu "..." lider markalı emtiaları için marka başvurusunda bulunduğu, bu durumda markanın tescile konu edildiği emtiaları, gerek diğer teşebbüslerin emtialarından gerekse davalı şirketin "..." ibareli diğer emtialarından ayırma fonksiyonunu icra edecek esas unsurun "..." ibaresi üzerinde toplandığı, "..." ibaresinin markasal ayırt edicilik incelemesinde "..." ibaresine göre arka planda kaldığı, zira "..." ibaresinin davaya konu emtiaları doğrudan tanımlamadığı, bu emtiaları çağrıştırmadığı, dolayısıyla somut ayırt edici niteliği haiz bir ibare olduğu, bu hale göre markasal ayırt edicilik etkisi bakımından "..." ve "..." ibarelerinin karşılaştırılması gerektiği, her iki ibarenin ilk dört harfinin birebir aynı olduğu, aynı hecelerle markaların başladığı, görsel ve işitsel olarak her iki markanın benzer olduğu, anlamsal açıdan İngilizce bilen kimseler nezdinde "..." ibaresinin "Oyun, Kumar" olarak çağrışım oluşturduğu, "..." ibaresinin Litvanca anlamı ülkemiz tüketicisi açısından bilinemeyeceğinden anlamsız-fantezi bir ibare olarak algılanacağı, "..." ibaresinin Türkçe anlamı mevcut İngilizce bir ibare olduğu belirtilse de, 29 ve 30.sınıf emtiaların halk kesimine hitap ettiği, bir kısım halk kesiminin İngilizce diline aşina olduğu kabul edilse bile, 7'den 77'ye toplumun her tabakasına hitap eden emtiaların nihai tüketicisinin bir kısmının İngilizce diline ve İngilizce kelimelerin Türkçe anlamına aşina olmadıklarının da kabul edilmesi gerektiği, bu nedenle davaya konu emtiaların hitap ettiği bir kısım tüketici kesiminin "..." ibaresini anlamsız-fantezi bir ibare olarak algılayacağı, bu hale göre daha önce davacıya ait "..." markalarını duymuş, işitmiş, bu markalı emtialardan yararlanmış, davaya konu emtiaların hitap ettiği makul derecede bilgili, dikkatli ve ihtiyatlı, markaları her zaman bir arada görme imkanından yoksun, önceki markanın detaylarını hatırlamayan, ancak gözünde, kulağında ve zihninde oluşan imaja göre hareket eden bir kısım ortalama tüketici kitlesinin, davaya konu "... ..." markasını aynı/aynı tür emtialar üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, davaya konu emtialardan yararlanmak için ayıracağı süre içerisinde, bu marka sahibi davalı şirketle "..." markalarının hak sahibi davacı şirket arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, iltibas tehlikesinin meydana gelmesi için davaya konu emtiaların hitap ettiği tüm tüketici kesiminin yanılgıya düşme ihtimalinin gerekmediği, bu tüketici kesiminin bir kısımının yanılgıya düşme ihtimalinin bulunduğu hallerde dahi markalar arasında iltibas tehlikesinin meydana geldiğinin kabul edilmesi gerektiği, somut olayda da bir kısım ortalama tüketici kesimi nezdinde dolaylı olarak iltibas tehlikesinin meydana geldiği, bu hale göre somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu tespit edilmiştir.
Marka işlem dosyasında itiraz sebebi yapılmasa da, markanın hükümsüzlüğünü de içinde barındıran eldeki davada davalı şirketin kötüniyetli olduğu ileri sürüldüğüne göre, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olarak söz konusu iddia aşağıdaki şekilde değerlendirilmiştir.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötüniyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda yapılan değerlendirmede; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu bulunmadığı, davalı şirketin "..." ibareli başkaca marka tescil başvurusunda bulunmuş olmasının da tek başına davalı şirketin iş davaya konu marka başvurusunu yaparken kötüniyetli olduğunu göstermeyeceği anlaşıldığından; kötüniyet iddiasına dayalı hükümsüzlük istemi yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle, somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu tespit edildiğinden, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; ... sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu ... sayılı markanın HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE ve SİCİLDEN TERKİNİNE,
3-6769 sayılı SMK m.27/6 hükmü gereği hükümsüzlük kararı kesinleştiğinde bir örneğinin re'sen TÜRKPATENT'e gönderilmesine,
4-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL'nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.888,00 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 2.004,60 TL yargılama giderinin müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı ... GIDA TURİZM SAN. VE TİC. A.Ş. tarafından yapılan 24,10 TL vekalet harç sarfiyatına ilişkin yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, tüm taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2021

UYAP Entegrasyonu