Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 5. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
5. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/94 Esas
KARAR NO : 2021/79

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 26/03/2020
KARAR TARİHİ : 12/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/03/2021
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali - Markanın Hükümsüzlüğü) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili 26/03/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 1961 yılından bu yana özellikle bisküviler, krakerler, gofretler, pastalar, tartlar, kekler ve sair ürünlerin imali, ithali, ihracı ve ticareti alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkiline ait “...” markasının ... tarafından tanınmış marka olarak kabul edildiğini, müvekkilinin “FİT” ibaresini ilk olarak 2000 yılında tescil ettirdiğini ve bu marka üzerinde yatırımlar yaparak markalarını arttırdığını, davaya konu ... başvuru numaralı “...” ibareli marka başvurusunun, müvekkili adına tescilli “FİT” ibareli markaları ile iltibas oluşturabilecek düzeyde benzer olduğunu, davalı ...’in verdiği kararın daha önce FİT markası hakkında verilen emsal mahkeme kararlarına da aykırı olduğunu, “FİT” markalarının zayıf marka olmadığı, tanımlayıcı statüde bulunmadığına dair çok sayıda mahkeme kararının bulunduğunu, davalı şirketin herhangi bir çaba sarf etmeden müvekkili şirketin tüketicilerde yaratmış olduğu “FİT” marka imajından haksız bir kazanç elde etmeye çalıştığını, müvekkilinin “FİT” ibaresini asli unsur olarak ihtiva eden markaları 2000 yılından beri fiili olarak kullanmakta olduğunu, dava konusu markanın müvekkili markaları kapsamındaki 30. Sınıf malları kapsadığını, davalı yan markası ile müvekkili şirket markalarının 30. sınıf yönünden ayniyet derecesinde benzer olduğunu, gıda ürünlerinin ortalama tüketicilerinin dikkat seviyelerinin son derece düşük olduğunu, somut uyuşmazlıkta “...” markasının asli unsurunun “FİT” ibaresi olması ve ilgili ibarenin hiçbir değişikliğe uğramadan dava konusu marka içerisinde yer alması halinin iltibas riski altında ve dikkat seviyesi çok düşük olan çocuklar, ev hanımları ve düşük eğitim seviyesi sahip şahısların markaları karıştırmasına sebebiyet vereceğini, taraf markalarının kavramsal olarak benzer olduklarını, davalının “FİT” ibaresinin önüne “...” kelimesini koyduğunu, ancak “FİT” markasının imajının marka içerisinde doğrudan korunduğunu iddia ederek; işbu ... sayılı YİDK kararının iptali ve ... sayılı markanın hükümsüzlüğü talepli davayı ikame ettiği görülmüştür.
CEVAP:
Davalı ... vekili 07/04/2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Başvuruya konu "..." ibareli işaretin davalı adına tescilli "FİT, FİT..." ibareli markalar ile iltibasa yol açacak derecede benzer olmadıklarını, itiraza mesnet "fit" ibaresinin ayırt ediciliğinin yüksek olmayan bir ibare olduğunu, kurum tarafından verilen kararın yerinde olduğunu beyan ederek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ..., dava dilekçesinin kendisine tebliğine rağmen cevap dilekçesi ibraz etmediğinden HMK m.128 hükmü gereği dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılmıştır.
UYUŞMAZLIK:
Dava, 5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun m.15/C hükmüne göre açılan YİDK Kararının İptali ve 6769 sayılı SMK m.25 hükmüne göre açılan tescili halinde Markanın Hükümsüzlüğü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; Davalı kurumun tesis ettiği ... sayılı YİDK kararının hukuka uygun olup olmadığı, davalı şirkete ait ... nolu "...+Şekil" ibareli marka başvurusu ile davacıya ait "FİT" ibareli markalar arasında iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı, davalının kötüniyetli olup olmadığı, tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünün gerekip gerekmediği hususlarına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, marka tescil ve başvuru dosyaları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, hak düşürücü süre bakımından eksiklik bulunmadığı tespit edilmiş, taraflar sulhe teşvik olunmuş, arabulucuya gitme hakları hatırlatılmış, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip, bilirkişi heyetinden maddi vakıalara ilişkin rapor alınmış, 06/08/2015 tarih 29437 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik'in 201/2. maddesi hükmü de gözetilerek taraflara tahkikat ve yargılamanın geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İşlem dosyasının tetkikinde; Davalı şirketin "...+Şekil" ibaresinin 30. sınıfta bulunan "Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Kekler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilyalar, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez." mallarının tescili amacıyla 18.12.2018 tarihinde gerçekleştirdiği ... sayılı marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 14.01.2019 tarih ve 316 sayılı Bülten’de ilan edildiği, söz konusu ilana karşı 01.03.2019 tarihinde davacı şirket tarafından SMK m.6/1 hükmü kapsamında ... sayılı markalar redde mesnet gösterilerek yayına itiraz edildiği, Markalar Dairesi Başkanlığı'nca ileri sürülen itirazın reddine karar verildiği, davacı yanın 29.08.2019 tarihinde karara yeniden itirazda bulunduğu, itirazları değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 05.02.2020 tarih ve ... sayılı kararı ile itirazın reddine karar verdiği görülmektedir. YİDK kararı davacı ... vekiline 07.02.2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından iki aylık yasal hak düşürücü süre içerisinde eldeki dava açılmıştır.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu'nun (SMK) 6.maddesinin 1.fıkrasına göre; Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
Karıştırma ihtimali, ortalama tüketicilerin, her iki işaret arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu durum, bir mal veya hizmetin alıcısının bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannı ile başka bir işletmenin aynı veya benzer malını ya da hizmetini alma ihtimali biçiminde tanımlanmaktadır. Karıştırılma ihtimali, iltibas kavramından daha geniş bir kavram olup, doğrudan ve dolaylı karıştırılma ihtimali olarak ikiye ayrılır. Bu ayrıma göre eğer mal veya hizmetin aynı işletmeden ileri geldiği yönünde bir algılama ortaya çıkıyor, yani bir işletmeye ait mal veya hizmet, başka bir işletmeye ait mal veya hizmet ile karıştırılıyor ve bu nedenle satın alınıyorsa doğrudan karıştırılma ihtimali söz konusudur. Buna karşın, eğer mal veya hizmetin markası birbirinden ayırt ediliyor ancak bunların aynı işletmenin markaları olduğu ya da bu mal veya hizmetin aralarında ekonomik veya idari bağlantı bulunan işletmelerden geldiği biçiminde bir algılama oluşuyor ise bu halde de dolaylı karıştırılma ihtimalinden söz edilir.
Karıştırılma ihtimalinden bahsedilebilmesi için öncelikle önceki ve sonraki markalar arasındaki mal veya hizmet sınıflarının aynı ya da benzer olması gerekir. Mal veya hizmetlerin benzer olup olmadığının belirlenmesinde, karşılaştırılacak mal veya hizmetlerin benzer alıcı çevresine hitap edip etmediği, benzer ihtiyaçları karşılayıp karşılamadığı, aralarında hammadde-yarı mamül-mamül ürün ilişkisi bulunup bulunmadığı, birbirleri yerine ikame ya da tamamlayıcı ürün ya da hizmet olup olmadıkları, dağıtım kanallarının ortak olup olmadığı, marketlerde aynı reyon ya da raflarda satılıp satılmadıkları, aynı toptancılarda satılıp satılmadıkları gibi kriterler göz önünde tutulmalıdır. Sınıfsal benzerlik karşılaştırmasında gerek Nice sınıflandırması gerekse de TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğleri mahkemeler bakımından bağlayıcı değildir. Somut olayın özelliklerine göre TÜRKPATENT tarafından çıkartılan sınıflandırma tebliğinde farklı sınıflarda yer almalarına rağmen ilgili alıcısı nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ürün ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmet sınıflarının benzer olarak değerlendirilmesi de mümkündür.
Karıştırılma ihtimali bakımından sınıfsal benzerliğin söz konusu olması halinde önceki ve sonraki markanın aynı ya da benzer olup olmadıklarının incelenmesi gerekir. Markaların aynı ya da benzer olup olmadıkları incelenirken markayı oluşturan her bir unsura göre değil, bir bütün olarak karşılaştırılan markaların bıraktığı genel, global izlenim, markaların bütünü ile bıraktığı etki dikkate alınacaktır. Markalarda eğer tanımlayıcı unsurlar var ise bu unsurlar değerlendirme dışı bırakılacaktır. Global değerlendirmeye göre, karşılaştırılan markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığı incelenirken, ilgili alıcısı nezdinde bıraktıkları genel intibaya göre markaların benzer olup olmadığı, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik bulunup bulunmadığı, ortalama alıcısının algısının ve satın alma kararı verirken göstereceği özen ve dikkat derecesinin ne olduğu, markalar veya işletmeler arasında bağlantı ihtimalinin söz konusu olup olmadığı gibi hususlar incelenerek değerlendirme yapılmalıdır. Bu şekilde inceleme yapılırken, markanın toplumda ne kadar tanındığı, markaların ayırt edici unsurlarının neler olduğu, markanın hitap ettiği ürün ya da hizmetin tüketici kitlesinin kimler olduğu, bu kitlenin satın alma sürecinde göstermeleri beklenen dikkat ve algılama düzeyinin ne olduğu, mal veya hizmetin niteliğinin ve fiyatının ne olduğu, markanın ne kadar özgün, ayırt edici ya da tanımlayıcı olduğu, seri marka algılamasına yol açıp açmadığı gibi hususlar dikkate alınmalıdır.
Belirtilen açıklamalar ışığında, tarafların iddia ve savunmaları, marka işlem dosyası, itiraza mesnet markalar, hukuki nitelendirme hali hariç olmak üzere maddi vakıalara ilişkin tespitler barındıran bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre;
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporunda tablolaştırıldığı üzere; dava konusu ... sayılı başvuru kapsamında yer alan "Kahve, kakao; kahve veya kakao esaslı içecekler, çikolata esaslı içecekler. Makarnalar, mantılar, erişteler. Pastacılık ve fırıncılık mamulleri, tatlılar: Ekmek, simit, poğaça, pide, sandviç, katmer, börek, yaş pasta, baklava, kadayıf, şerbetli tatlılar, puding, muhallebi, kazandibi, sütlaç, keşkül. Kekler. Bal, arı sütü, propolis. Yiyecekler için çeşni/lezzet vericiler, vanilyalar, baharatlar, domates sosları dahil olmak üzere soslar. Mayalar, kabartma tozları. Her türlü un, irmikler, nişastalar. Toz şeker, kesme şeker, pudra şekeri. Çaylar, buzlu çaylar. Şekerlemeler, çikolatalar, bisküviler, krakerler, gofretler. Sakızlar. Dondurmalar, yenilebilir buzlar. Tuz. Hububattan (tahıl) imal edilmiş çerezler, patlamış mısır, yulaf ezmeleri, mısır cipsleri, kahvaltılık hububat ürünleri, işlemden geçirilmiş buğday, arpa, yulaf, çavdar, pirinç. Pekmez." mallarının, davacı yanın itiraza mesnet ... sayılı markalarının kapsamında 30. Sınıfta yer alan mallar ile aynı tür, 35. Sınıftaki mağazacılık hizmetleri alt grubuna özgülenmiş 30. Sınıf malların satışı hizmetleri ile ise benzer nitelikteki gıda ürünleri ve bu ürünlerin satışı hizmetlerine ilişkin olup söz konusu emtialar bazında kapsamlı bir teknik inceleme yapılmasına gerek duyulmayan bir benzerlik ilişkisinin var olduğu tespit edilmiştir. Zira bu emtiaların hepsi; benzer alıcı çevresine hitap ederler, benzer ihtiyaçları giderirler, son kullanıcıları ve hedeflenen tüketicileri aynıdır, pek çoğunun birbirlerini tamamlayıcı ve birbirleri yerine ikame edilebilir nitelikleri vardır.
Dava konusu ... sayılı marka incelendiğinde; "..." şeklinde, “...” ve “FİT” kelimelerinin bir araya getirilmesi ve bu kelimelerin bir bisküvi görseli ile birlikte bütünsel bir şekli kompozisyon yaratılması ile oluşturulmuş, bisküvi/kraker rengi ve yeşil renklerle kompoze edilmiş bir şekil ve sözcük markası olduğu, markayı meydana getiren her iki kelimenin de bağımsız anlamlarını korudukları ve oluşan bütünün anılan kelimelerin sahip oldukları anlamlardan farklı bir anlam meydana getirmediği, markanın “...” şeklinde iki heceli telaffuz edileceği değerlendirilmektedir. Başvuruyu oluşturan sözcük unsurunun bu haliyle bütün olarak markanın esas unsuru olduğu görülmektedir.
Davacı yanın itiraza mesnet markaları incelendiğinde; markalarının tamamının “FİT” ibaresini esas unsur olarak münhasıran, hiçbir stilize yazım karakteri olmaksızın içerecek şekilde veyahut stilize olarak yazılmak suretiyle ve yine ek olarak “x,indeks, index” gibi tali konumda ibarelerin kullanılması ile oluşturulmuş oldukları görülmektedir. Bu bağlamda davacı yanın “FİT” ibaresinin sabit kılmak koşuluyla yarattığı birden fazla markasının, uyuşmazlık konusu emtialarda uzun yıllardır tescilli olduğu ve bu sayede oluşturulmuş bir seri marka ailesinin mevcut olduğu değerlendirilmektedir.
Taraf markaları bir bütün olarak karşılaştırıldığında; iltibas tehlikesi oluşturacak düzeyde benzer oldukları, davacı markalarının esas unsurunun "FİT" ibaresi olduğu, davalı markasının ise "..." ibaresinden oluştuğu, markayı oluşturan kelimelerin anlamsal bağımsızlıklarını korudukları ve ortalama tüketicinin markayı "..." olarak telaffuz edeceği, markasal kompozisyonda "..." ibaresinin "FİT" ibaresini niteleyecek bir kompozisyonda bulunduğu, "FİT" ibaresinin "uygun, formda, zinde" gibi anlamsal karşılıklarının bulunduğu, bu ibarenin davaya konu emtialar bakımından soyut-somut ayırt ediciliğinin bulunduğu, bu emtiaları doğrudan tanımlayıcı bir özelliğinin bulunmadığı, davacının "FİT" ibareli markalarının, değişik markalar etrafında bir seri marka ailesi oluşturduğu, "FİT" ibaresinin bu markaların esaslı unsuru olduğu, davaya konu emtiaların genel halk kitlesine hitap eden emtialar oldukları, makul derecede bilgili, dikkatli ve tedbirli, markaların detaylarını analiz etmeyen, markaları bir bütün olarak algılayan, önceki tarihli markanın zihninde kalan ve detaylarına vakıf olmadığı imajı ile hareket eden ortalama tüketicinin davalı şirkete ait marka ile karşılaştığında, bu markada yer alan "FİT" ibaresini hemen ve ilk bakışta fark edeceği, bu nedenle ortalama tüketicinin davacıya ait önceki tarihli "FİT" esas unsurlu seri markalardan bir uzantısı olarak davalı markasını düşünebileceği, her iki markanın aynı işletmeye ait olduğu yönünde yanılsamaya düşebileceği, bir kısım tüketicinin farklı iki ayrı marka arasında bulunduğunu algılasa bile, marka sahipleri arasında idari veya ekonomik bir bağlantı bulunduğu hususunda yanılsamaya düşebileceği, bu nedenle karşılaştırılan davaya konu markalar arasında, ortalama tüketici nezdinde ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
SMK m.6/9 hükmüne göre; Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.
Kötüniyetli marka başvurusu; Kişiyi, hukuk düzeninin tescil ile elde edilecek hakları kullanması amacı taşımaksızın, hukuka ve ahlaka aykırı olarak, bu hakların hukuk düzenince tasvip edilemeyecek şekilde başka amaçlarla kullanılması olarak tanımlanabilir. Hangi hallerde kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunulmuş sayılacağına ilişkin bir düzenleme bulunmamakla birlikte, genel olarak markayı kullanmaktan ziyade şantaj veya başkasından haksız para elde etmek veya başkalarının ticaretine engel olmak gibi amaçlarla yapılan marka başvuruları kötü niyetle yapılmış başvuru olarak kabul edilmektedir. Kanunun ayrıca müeyyideye bağladığı hususlar tek başına kötü niyet emaresi olarak kabul edilmez. Zira Kanun tarafından zaten müeyyidesi gösterilmiş marka başvuruları için ayrıca kötü niyeti de sebep göstermek doğru görülmemektedir.
Somut olayda; davaya konu marka ile itiraza mesnet markaların iltibas tehlikesi oluşturacak derecede benzer olmalarının haricinde davalı şirketin kötüniyetle hareket ettiğini gösterir somut olgu ileri sürülmediği, taraflar arasında "..." ibaresinden kaynaklı önceki tarihli markasal uyuşmazlıkların bulunmasının eldeki davaya konu marka başvurusu bakımından davalı şirketin kötüniyetli olduğunu tek başına göstermeyeceği, davalı şirketin engelleme, şantaj, spekülasyon, haksız kazanç elde etme amacı ile eldeki davaya konu marka başvurusunda bulunduğunun ispatlanamadığı anlaşıldığından kötüniyet iddiasına dayalı istemler yerinde bulunmamıştır.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle, somut olayda SMK m.6/1 hükmü koşullarının oluştuğu tespit edildiğinden, davanın kabulü ile; ... sayılı YİDK kararının iptaline, dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:
1-Davanın KABULÜ ile; ... sayılı YİDK kararının İPTALİNE,
2-Dava konusu marka tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL'nin düşümü ile bakiye kalan 4,90 TL'nin müteselsilen davalılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar verildiği tarihte yürürlükte bulunan AAÜT m.3 hükmü gereği hesaplanan 5.900,00 TL vekalet ücretinin müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 116,60 TL harç, 1.556,00 TL bilirkişi ücreti, posta, tebligat masrafına esas olmak üzere toplam 1.672,60 TL yargılama giderinin müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-HMK m.333 hükmü gereği karar kesinleştiğinde artan avansın yatıran tarafa resen iadesine,
Dair, Davacı vekilinin, Davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda, HMK m.341 ve m.345 hükümleri gereği kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili hukuk dairesi nezdinde İSTİNAF yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/02/2021

Katip ...
E imza

Hakim ...
E imza

UYAP Entegrasyonu