Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/30
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/06/2022
DAVA:
Davacı vekili 25/01/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ... sayılı ve "... şekil" ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "... özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi" ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, davalının bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkiline ait markanın 05, 10 ve 44. Sınıflarda tescilli olduğunu, müvekkilinin ana faaliyet konusunun sağlık sektörü olduğunu, sigortalar, sendikalar, meslek odaları ile yapmış olduğu anlaşmalar ile ve uluslararası sağlık turizminde göstermiş olduğu başarıların ispatlandığını, müvekkilinin, sağlık turizmi yetki belgesi alarak 2017’de 42, 2018’de 27, 2019’da 45, 2020’de 21 kişi ve 2021’de bir çok kişiyi tedavi ettiğini, davaya konu markaların faaliyet alanlarının aynı olduğunu, davalı Kurum tarafından daha önceden yapılan itiraz doğrultusunda ... sayılı başvurunun reddine karar verildiğini, davalının “...” adını, fizik tedavi ve rehabilitasyon alanında kullandığını, bu kullanımlar sebebiyle müvekkiline ait markanın güvenilirliğinin azaldığını, “...” ibaresinin markaları ayırmaya yetmediğini, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunduğunu, “ortalama tüketici” tanımının göz ardı edilidğini, sunulan delillerin kümülatif olarak değerlendirilmesinin gerektiğini belirterek, TÜRKPATENT YİDK'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ... başvuru numaralı "... özel eğitim ve rehabilitasyon merkezi" ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, davalı başvuru sahibinin, ... sayılı markanın kullanımının ispatını talep ettiğini, davacının buna ilişkin delil sunmadığını ve bu nedenle SMK’nın 6/1. maddesi kapsamında yapılan itirazın reddedildiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının delillerinin, markasal kullanımı ispata elverişli olmadığını, gerek marka işlem dosyası aşamasında gerek işbu dava aşamasında sunulan belgelerin fiili markasal kullanımı göstermekten uzak olduğunu, kullanımın birtakım varsayımlar veya ihtimaller ile değil, somut ve objektif delillerle ispat edilmesinin gerektiğini, sunulan delillerin son kullanıcıya yönelik kullanımlar değil, bir takım kurumlarla yapılan sözleşmeler olduğunu, davacının, “bahsi geçen resmi makamların üyelerine kullanım fırsatı tanıyan sosyal topluluklar olduğu açıktır” ifadesi ile delillerin markasal kullanımı işaret etmediğini ikrar ettiğini, markaların karıştırılmaya sebebiyet verecek ölçüde benzer olmadığını, müvekkili markasının özel yazı fontu ve şekil kombinasyonundan oluştuğunu, “...” ibaresinin göz ardı edilemeyeceğini, markaların başvuru/tescil sınıflarının da farklı olduğunu, 44. sınıf bakımından kısmi benzerlik gösterdiğini, davacının, tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü talep etmesinin mümkün olmadığını, ... sayılı marka başvurusuna ilişkin açıklamaların davaya etkisinin bulunmadığını, bu dosyada başvuru sahibinin itiraz etmediğini ve kullanım ispatı da talep etmediğini, bu dosyada davacının 41. sınıf yönünden itirazlarının da reddedildiğini beyan ederek davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava TÜRKPATENT YİDK’nun ... sayılı kararının iptali ve tescili halinde davalı şirkete ait ... sayılı "... özel eğitim rehabilitasyon merkezi" ibareli markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 25/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 25/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 27/05/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markaların SMK 6/1. Madde bağlamında benzer olduğu, taraf markalarının ortak 44. sınıfı içerdiği, sınıf içinde yer alan hizmetlerden “tıbbi hizmetler”in, davacıya ait markada bulunan 10. sınıftaki tıbbi araç ve gereçlerle ilişkili olduğu kanaatine varılmakla yalnızca 44. Sınıf bakımından SMK 6/1. madde bağlamında mal/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olma şartının sağlandığı,“...” ibaresinin yaratım bir kelime olması karşısında ayırt ediciliğinin görece yüksek olduğu, davaya konu markaların tescil/başvuru sınıflarının aynı/aynı tür olduğu yani yüksek dereceli benzerliği tespit edilmekle taraf markaları arasında 44. sınıf bakımından SMK 6/1. madde bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, her ne kadar davacı tarafından “...” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı iddia edilmiş olsa da, sunulan belgelerde “...” ibaresinin çoğunlukla işletme adı olarak, bir kısmında ise ticaret unvanının tamamını içerir şekilde yer aldığı, davacı tarafından fatura, internet sitesi kullanım görseli, tv/gazete reklamı, broşür vb. başkaca herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında sunulan belgelerin markasal kullanım olarak değerlendirilemeyeceği..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvuru'nun ... sayılı "... özel eğitim rehabilitasyon merkezi" ibaresinden oluştuğu, kapsamında 41, 44..sınıftaki "41 Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet sağlama hizmetleri dahil). Dergi, kitap, gazete v.b.gibi yayınların basıma hazır hale getirilmesi, okuyucuya ulaştırılmasına ilişkin hizmetler (global iletişim ağları vasıtasıyla anılan hizmetlerin sağlanması da dahil). Film, televizyon ve radyo programları yapım hizmetleri. Haber muhabirliği hizmetleri, foto-muhabirliği hizmetleri. Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri. 44 Tıbbi hizmetler. Güzellik bakımı hizmetleri. Veterinerlik ve hayvan üretme, besicilik, nalbantlık ile ilgili hizmetler. Tarım, bahçecilik ve ormancılıkla ile ilgili hizmetler; peyzaj tasarımı hizmetleri. İşyeri ve personel sağlığı ile ilgili danışmanlık hizmetleri." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markanın ise ... sayılı ve "... şekil" ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 05, 10, 44.sınıftaki mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, taraf markalarının ortak 44. sınıfı içerdiği, sınıf içinde yer alan hizmetlerden “tıbbi hizmetler”in, davacıya ait markada bulunan 10. sınıftaki tıbbi araç ve gereçlerle ilişkili olduğu kanaatine varılmakla yalnızca 44. Sınıf bakımından SMK 6/1. madde bağlamında mal/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olma şartının sağlandığı tespit ve kabul edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "... özel eğitim rehabilitasyon merkezi" ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak markanın standart karekterle yazılı "... şekil" ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Görsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir.
Davaya konu marka başvurusunun, siyah zemin üzerine üstte ve gri renkle ve oldukça küçük yazılmış “Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi” ibaresi ve altında sarı renkli “... ...” ibaresinden oluştuğu görülmektedir. Markada bulunan “...” ibaresi, Gaziantep ilini ifade etmekle herhangi bir ayırt ediciliğinin bulunmadığı; “Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi” görülmekle anılan unsurların ayırt edici gücünün düşük olduğu, bir başka anlatımla tali unsurlar olduğu, markanın esaslı unsurunun “...” ibaresi olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Davacıya ait itiraza mesnet marka ele alındığında, davacıya ait markanın, beyaz zemin üzerinde “su”, “insan figürü” ve “güneş”i simgelediği değerlendirilen şekil unsuru ve altında “...” ibaresinden oluştuğu, işbu marka bakımından esaslı unsurun yahut esaslı unsurlardan birisinin “...” ibaresi olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında; davaya konu marka başvurusunda ön plana çıkan unsurun “...” ibaresi olması, davacıya ait itiraza mesnet markanın da esaslı unsurunun yahut esaslı unsurlarından birisinin “...” ibaresi olması, davaya konu markada “...” ibaresinin bağımsız varlığını koruması karşısında markaların görsel olarak benzer olduğu kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Alanında Değerlendirme
İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. Zira kimi durumlarda bir marka görsel olarak bir diğerinden farklı olsa dahi tüketicinin kulağında kalan imaj yine de aynı/benzer olabilmektedir. Bu hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; markaların ortak “...” ibaresini içermesi, bu ibarenin markanın/kelime unsurlarının başlangıcında bulunması, bununla birlikte “...” ibaresinin bağımsız biçimde varlığının bulunması karşısında ortalama tüketicilerin bu ibareyi işitsel olarak rahatlıkla seçebilecek olması, markaların aynı şekilde okunacak olması karşısında taraf markaların işitsel benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Anlamsal Benzerlik Alanında Değerlendirme
Bilindiği üzere işaretler arasında anlamsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Anlamsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Açıklanan bu hususlar kapsamında somut olaya bakıldığında; “...” ibaresinin Türk Dil Kurumu güncel Türkçe doğrudan bir karşılığının olmadığı tespit edilmiştir. Öte yandan, anılan ibarenin “fizyo terapi” ve “merkezi” kelimelerinin birleşiminden oluşturulan fantezi bir kelime olabileceği değerlendirilmiştir. Davaya konu marka başvurusunun “... ...” biçiminde olması, markaların başvuru sınıfları da göz önüne alındığında, “...” ibaresinin markalarda farklı anlama gelecek şekilde kullanıldığının anlaşılmaması, anılan ibarenin ilgili tüketiciler bakımından “Gaziantep ilinde bulunan ...” olarak algılanacak olması karşısında taraf markalarının düşük dereceli anlamsal benzerlik taşıdığı kanaatine varılmıştır.
Somut uyuşmazlığa bakıldığında davaya konu marka başvurusunda bulunan 44. sınıfta kalan hizmetler, günlük olarak derhal ihtiyaç duyulan hizmetlerden olmayıp ilgili tüketicinin bilinç seviyesinin nispeten yüksek olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alınacak olursa, “...” ibaresinin yaratım bir kelime olması karşısında ayırt ediciliğinin görece yüksek olması, bu anahtar kelime ile yapılan Google araştırmasında davacıya ait sonuçların çıkması, davaya konu markaların tescil/başvuru sınıflarının aynı/aynı tür olması yani yüksek dereceli benzerlik bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Davacının Markasal Kullanımı Yönünde Yapılan Değerlendirme:
Gerek kanunun sistematiği (söz gelimi tanınmış markalar için bu konuda ayrı bir düzenleme yapma yoluna gidilmesi), gerek mehaz uluslararası düzenlemeler gerekse de Yargıtay’ın konu ile ilgili ilke kararındaki “... ticaret unvanını kullanan ve ayakkabı üreten bir firmanın, “...” ibaresi ile gübre satan firmaya karşı çıkamaz.” hükmü karşısında bu şartların yani sonradan yapılan başvurunun önceki ile aynı emtia/hizmetlere yönelik olması kuralının bu madde kapsamında da aranması gerektiği kabul görmektedir.
Davacı tarafından, “kullanıma ilişkin” dosyaya sunulan deliller incelendiğinde; her ne kadar davacı tarafından “...” ibaresinin markasal olarak kullanıldığı iddia edilmiş olsa da, davacı tarafından sunulan belgelerde “...” ibaresinin çoğunlukla işletme adı olarak, bir kısmında ise ticaret unvanının tamamını içerir şekilde yer aldığı, davacı tarafından fatura, internet sitesi kullanım görseli, tv/gazete reklamı, broşür vb. başkaca herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında sunulan belgelerin markasal kullanım olarak değerlendirilemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; her ne kadar taraf markaları arasında görsel, işitsel, anlamsal benzerlik bulunsa da davacı kullanımlarının markasal olarak değerlendirilemeyeceği göz önüne alındığında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar için AAÜT uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/06/2022
Katip ...
¸

Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

UYAP Entegrasyonu