Loading Logo

sonKarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/21
KARAR NO : 2022/278
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğü)
DAVA TARİHİ : 19/01/2022
KARAR TARİHİ : 15/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2022
Davacı vekili 19/01/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ... sayılı ve "...." ibareli tanınmış markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa müvekkiline ait “...” markası ile SMK 6/1. madde bağlamında benzer olduğunu, markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğunu, ortalama tüketicilerini müvekkiline ait ürün yerine davalıya ait ürünü alabileceğini, markaların seri marka olduğunu düşünebileceğini, sözcüklerin ilk hecelerinin işitsel benzerlik değerlendirmesinde daha önemli olduğunu, markaların 5. sınıftaki mallar yönünden kesiştiğini, markalar arasında iltibas ihtimalinin bulunduğunu, müvekkiline ait markanın SMK 6/4 ve 6/5. Maddeler bağlamında tanınmış markalar olduğunu, markaların benzerliği sebebiyle markanın itibarına zarar verilmesi, haksız bir yarar sağlanması ihtimalinin bulunduğunu, davalı şirketin, müvekkiline ait bir diğer tanınmış marka olan “...” markasına ayniyet derecesinde benzer “...” markasını Türkiye ve her nedense müvekkili şirketin iştiraklerinin bulunduğu Nijerya, İran ve Suriye gibi ülkelerde tescil ettirmek istediğini, anılan markaya ilişkin olarak Bakırköy 1. FSHHM ... sayılı dosyada alınan kök ve ek raporda markaların benzer olduğunun tespit edildiğini, davalının sayısız seçenek özgürlüğü bulunurken “...” ve “...” markalarını seçmesinin kötüniyetli olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ... başvuru numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; YİDK kararının hukuka uygun olduğunu, markalar arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların bütüncü olarak değerlendirilmesinin gerektiğini, markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal olarak benzerlik bulunmadığını, “ped” ibaresinin, çeşitli hijyenik ve tıbbi amaçlı ürünlerin niteliğini ya da formunu belirtmek için kullanılan bir ibare olduğunu, bir kısım ürünler için ayırt edici olmadığını, markaların ilk heceleri olan “...” ve “...” ibarelerinin birbirinden farklı olduğunu, markaların yazım sitili, şekil ve renk unsurları da göz önüne alındığında görsel açıdan belirgin şekilde farklılık taşıdığını, markaların benzer olmaması karşısında SMK’nın 6/4 ve 6/5. maddelerinın uygulama şartlarının oluşmadığını, başvurunun kötüniyetli yapıldığını gösterir delil bulunmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirkete usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildiren tebligat yapıldığı halde davaya cevap vermemiş yargılamaya katılmamıştır.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava davalı başvurusu olan ... sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 22/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, 19/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 28/06/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Davaya konu marka başvurusunun tüm başvuru emtiaları bakımından SMK 6/1. madde bağlamında mal/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olma şartının sağlandığı, davaya konu marka başvurusu ile davacıya ait markaların SMK 6/1. madde bağlamında benzer olmadığı, taraf markalarında ortak bulunan “ped” ibaresinin markalarda tek başına esaslı unsur olmaması, bu doğrultuda markalarda bulunan şekil, renk ve kelime gibi sair unsurlara bakıldığında bu unsurların yine de iltibasa sebebiyet vereceğinden bahsedilemeyeceği düşünülmekle SMK 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunmadığı, dosyada mübrez belgelerden, davacının yurtdışı markalarının tanınmış marka statüsüne ulaştığı yönünde heyetimizde kanaat oluşmamış olup buna ek olarak dava konusu markaların birbirine benzer olmadığı tespitimiz doğrultusunda somut uyuşmazlığa SMK m. 6/4 hükmünün uygulanma imkânı bulunmadığı, her ne kadar davacı adına tescilli “...” tanınmış markası bulunmakta ise de “ped” ibaresinin, sektörde pek çok kişi tarafından kullanılan ve çekişme konusu malları tanımlayan bir ibare olması karşısında, davacı markalarının ayırt ediciliğinin düşebileceği, marka itibarından haksız şekilde yararlanılabileceğine ilişkin heyetimizde bir kanaat oluşmamış olup SMK 6/5. Madde uygulama şartlarının oluşmadığı, Davacı iddiaları kapsamında davalının kötüniyetli olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun hukuki değerlendirme ve takdir gerektirmesi karşısında Sayın Mahkeme’nin takdirinde olduğu..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun ... başvuru numaralı "..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında 05.sınıftaki "05 Hijyen sağlayıcı ürünler: pedler, tamponlar, tıbbi amaçlı yakılar, pansuman malzemeleri, kağıt ve tekstilden mamul çocuklar, yetişkinler ve evcil hayvanlar için bezler." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise ...." ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 03, 05, 16.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
Buna göre, açıklanan kriterler çerçevesinde yapılan değerlendirmede, davaya konu marka başvurunda yer alan tüm mallar bakımından SMK 6/1. Madde bağlamında mal/hizmetlerin aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olma şartını sağladığı kanaatine varılmıştır tespit edilmiştir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış "..." ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı "..." ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Davaya konu marka başvurusu, mor renkli ve “kalp” şekli görünümlü zemin üzerine beyaz renkle yazılmış “...” ibaresinden oluşan kompozisyon bir marka olup tüketiciye markasal algıyı ileten yani esaslı unsurunun bir bütün olarak marka işareti olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Bu kez davacıya ait itiraza mesnet marka ele alınacaktır. Davacıya ait markaların bir kısmında şekil unsurunun bulunduğu, 2019/78383 sayılı marka hariç markalarda ortak “...” ibaresinin bulunduğu, markaların “...” ibaresi çerçevesinde yaratılan seri markalar olduğu, tüketiciye markasal algıyı ileten yani esaslı unsurun bir bütün olarak “...” ibaresi ve yukarıda değinilen şekil unsurundan oluşan kompozisyon olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Benzerlik kavramsal ve görsel, duysal açıdan değerlendirilir. Markaların benzerliği değerlendirilirken markanın arkasındaki fikir üzerinde de durulmalıdır. OHIM itiraz kılavuzunun markaların mukayesesi kısmında da ifade edildiği üzere bir manası olan markaların kavramsal mukayesesinde ifade bir bütün halinde ele alınmalı tek tek sözcükler üzerinde durulmamalıdır.
Görsel Benzerlik Değerlendirmesi:
Taraf markalarının benzer olup olmadığının değerlendirilmesinde, yapılacak olan ilk değerlendirme, karıştırmaya konu markalar arasında görsel bir benzerliğin bulunup bulunmadığıdır. Söz konusu benzerlik, taraf markalarını oluşturan harflerin, sözcüklerin, sloganların, resim, logo, grafik ve benzeri diğer şekli unsurların aynı ya da benzer olması şeklinde kendisini göstermektedir. Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında; markalar ortak “ped” ibarelerini içermekte ise de anılan ibarenin bir ürün adı olması karşısında tek başına herhangi bir markasal algı ve aidiyet yaratmadığı kanaatine varılmıştır.
Somut uyuşmazlık ele alındığında, “...” ve “...”markalarından da görüleceği üzere taraf markalarının benzer yazı fontu ile yazılsa da markaların renkle kompoze edilmesi, “mor” rengin, kadınlarla ilgili ürünlerde sıklıkla tercih edilmesi, taraf markalarında yer alan şekil unsurlarının birisinin “iç içe geçmiş köşeleri yuvarlatılmış iki üçgen” biçimindeyken diğerinin “kalp” görünümü verilmiş bir şekil unsuru olması, taraf markalarında şekil unsurunun, yazı unsurunun önüne geçtiğinden bahsedilmesinin mümkün görünmemesi karşısında markalar arasında görsel benzerlik bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
Kavramsal Benzerlik Değerlendirmesi
Bilindiği üzere işaretler arasında kavramsal benzerlik bulunması da markanın tescil edilmesine engel hallerden biridir. Kavramsal benzerlik, tek tek sözcükler değil bir bütün halinde26 markaların tekabül ettikleri anlam bakımından ayniyet veya benzerlik içermeleri durumunda ortaya çıkar. Taraf markalarında yer alan “...” ve “...” ibarelerinin yahut bir bütün olarak “...”, “...” ibarelerinin de tespit edilememesi karşısında kavramsal olarak benzer olmadıkları kanaatine varılmıştır.
İşitsel Benzerlik Değerlendirmesi:
Son olarak taraf markaların işitsel olarak karşılaştırılmaları gerekmektedir. İşitsel benzerlik, markaların telaffuzları nedeniyle kulakta bıraktıkları sesle ifade olunmaktadır. Bu başlık altında yapılacak inceleme özellikle ses ve sözcük markaları bakımından önem arz etmektedir. İşitsel benzerlik incelemesinde dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de sözcüklerin ilk heceleri, ilk sesleridir. Zira ortalama tüketiciler, sözcüklerin son kısmına nazaran başlangıcına daha fazla dikkat ederler.
Bu nedenle sözcüklerin ilk hecelerinde, ilk bölümlerinde ayniyet, karıştırma ihtimaline yol açabilmekte, buna karşılık sözcüğün son kısmındaki benzerlikler karıştırma ihtimali incelemesinde göz ardı edilebilmektedir.
Yukarıda açıklanan hususlar kapsamında somut uyuşmazlığa bakıldığında; davalıya ait markanın “...-PED” şeklinde telaffuz edildiği, davacıya ait markaların ise “...-PED” şeklinde telaffuz edildiği, markaların telaffuzunda “ped” ibaresinden kaynaklı düşük seviyeli bir benzerlik bulunsa da “ped” ibaresinin aidiyet taşımaması, markanın tek başına esaslı unsurunu teşkil etmemesi, markalarda bulunan sair unsurların sesçil olarak göz ardı edilemeyecek olması karşısında taraf markalarının işitsel benzerlik taşımadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu bilgi ve açıklamalar kapsamında somut uyuşmazlık ele alınacak olursa, “ped” ibaresinin markalarda tek başına esaslı unsur olmaması, bu doğrultuda markalarda bulunan şekil, renk ve kelime gibi sair unsurlara bakıldığında bu unsurların yine de iltibasa sebebiyet vereceğinden bahsedilemeyeceği düşünülmekle SMK 6/1. Madde bağlamında iltibas ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır.
6769 Sayılı SMK’nın 6/4. Maddesi Kapsamında Değerlendirme:
SMK’nın 6/4 maddesinde, “Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. SMK’nın 6/4’üncü maddesi gerekçesinde isabetli olarak söz konusu düzenlemenin bir nispi ret sebebi olacağı üzerinde durularak şu ifadelere yer verilmiştir: “Maddenin dördüncü fıkrasında, niteliği gereği nispi bir hak içeren Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markaların aynısı veya benzeri niteliğindeki marka başvurularının itiraz üzerine reddedileceği hükmü düzenlenmiştir. Buna göre Türkiye’de Paris Sözleşmesinden yararlanacağı kabul olunan bir şahsa ait olduğu ve aynı veya benzeri ürünlerde kullanıldığı herkesçe bilindiği mütalaa edilen bir markanın karışıklığa meydan verebilecek surette örneğini, taklidini veya tercümesini yapan bir marka başvurusu tescili itiraz üzerine reddedilecektir.
Paris Sözleşmesi’nin 1’inci mükerrer 6’ncı maddesi ise 1’inci paragrafında “Birlik ülkeleri, tescilin yapıldığı ülkenin yetkili makamınca söz konusu ülkede bu sözleşmeden yararlanacağı kabul olunan bir kişiye ait olduğu, aynı veya benzeri mallar için kullanıldığı iyi bilinen tanınmış bir markanın herhangi bir karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonunu, taklit edilmesini veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesini içeren bir markanın kullanılmasını gerek mevzuat izin verdiği takdirde re'sen gerekse ilgilinin isteği üzerine yasaklamayı ve tescilini reddetmeyi veya iptal etmeyi taahhüt ederler. Markanın elzem bir bölümünün tanınmış bir markanın reprodüksiyonundan oluşması veya bu tanınmış markayla karıştırılabilecek bir taklitten ibaret olması durumunda da, bu hükümler geçerli olacaktır.” hükmünü içermektedir.
Davacı yan, yurtdışında tescilli “...” markalarının bulunduğunu beyan etmiş olup “..” üzerinden yapılan incelemede “..” ibareli çok sayıda markanın bulunduğu tespit edilmiştir.
Bu kapsamda somut uyuşmazlık ele alındığında, dosyada mübrez belgelerden, davacının yurtdışı markalarının tanınmış marka statüsüne ulaştığı yönünde kanaat oluşmamış olup buna ek olarak dava konusu markaların birbirine benzer olmadığı tespitimiz doğrultusunda somut uyuşmazlığa SMK m. 6/4 hükmünün uygulanma imkânı bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı gibi taraf markaları arasında 6769 sayılı SMK’nın 6/1 maddesi anlamında karıştırılma tehlikesi olmadığı ve dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1-4-5-9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı TÜRKPATENT kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davacı vekili ve davalı kurum vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğnuda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.15/09/2022
Katip ...
¸

Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

UYAP Entegrasyonu