Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ANKARA 3. FIKRI VE SINAİ HAKLAR HUKUK MAHKEMESI

T.C. ANKARA 3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR VERMEYE YETKİLİ
T.C.
ANKARA
3. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/19
KARAR NO : 2022/291
DAVA : Marka (Marka İle İlgili Kurum Kararlarının İptali, Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/09/2022
DAVA:
Davacı vekili 17/01/2022 harç tarihli dava dilekçesi ve duruşmadaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin ... sayılı ve "... hotels" ibareli markalarının sahibi olduğunu, davalının, bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "..." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere davalı TÜRKPATENT’e başvuruda bulunduğunu, ... kod numarasını alan başvurunun, Resmi Marka Bülteninde ilanı üzerine müvekkili tarafından Markalar Dairesi Başkanlığına itirazda bulunulduğunu, itirazın reddedildiğini, bu kararın yeniden incelenmesi talebinin nihai olarak YİDK tarafından reddedildiğini, oysa davacı ... ... HOTELS ... ve ... HOTELS markasının tarihçesi hakkında bilgi vererek; davacının “... HOTELS” markasının ülkemiz dahil tüm dünyada tanınmış bir marka olduğunu; davacı markasının tanınmışlığı nedeniyle, davacı markası ile karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer “...” markasının, davacı markasının tescilli olduğu mallar ile aynı ve benzer mal ve hizmetler üzerinde tescil edilmesi ve kullanılması halinde, tüketiciler nezdinde bir karışıklığa sebep vereceği ve tüketicilerin zihninde doğrudan davacı markasına ve davacıya bir çağrışım yapacağını; davacı markasının çok sayıda ülkede tescilli olduğunu; davacının“... HOTELS” markası altında Almanya’da hizmet sunuduğu otellerinde 2018 yılında toplam 4411 Türk vatandaşı kalmış olduğunu ve bu sayının otelde aynı yıl kalan toplam dünya vatandaşlarının %0,17’sini oluşturduğunu; Alman vatandaşları hariç, oteli en çok tercih eden 23. ülke vatandaşlarının Türkler olduğunu; Türk vatandaşları tarafından sıkça tercih edilen bir marka olan davacının tanınırlığı ve eskiye dayalı kullanımının mevcut olduğunu; davacı markasının ülkemizde tanınır hale geldiği ve aynı zamanda ülkemiz insanı tarafından tercih edilen bir marka haline geldiğini; davacı markasının internet arama motoru ‘google’ a yazıldığında 180.000.000 sonucun davacı markasının tanınmış olduğunu gösterdiğini; her ne kadar tanınmışlığa dair deliller sunulmuş olsa da YİDK tarafından sadece bu delillerin yetersiz olduğu tespit edilerek davacı markasının tanınmış olmadığı yönünde kanaat oluşturulmasının hukuka aykırı olduğunu; gerçek hak sahipliği davacıya ait olan “... HOTELS” markası altında sunulan otelcilik hizmetine ilişkin dünyadan haberlere yer verilmiş olup söz konusu haberlerin müvekkil markasının tanınmışlığını ispat eder nitelikte olduğunu; markaların ayniyete varacak derecede benzer olduğunu; davacının uzun yıllardan beri “... HOTELS” markasını otelcilik sektöründe kullanmakta olup, markanın asıl ve gerçek hak sahibi olduğunu; “... HOTELS” markasının otel sektöründe tanınmış bir marka olduğunu; itiraza konu marka başvurusunun kabul edilmesi halinde müvekkilimizin markasından haksız yarar elde edileceğini; ... ibaresinin davacının ticaret ünvanının esaslı unsuru konumunda olduğunu; marka basvuru sahibinin kötü niyetli olduğunu; kendi markasını müvekkilimizin markasına yanaşma amacı ile yaratmış olduğunu belirterek, TÜRKPATENT YİDK'nun ... sayılı kararın iptali ile dava konusu ... başvuru numaralı "..." ibareli markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesinde özetle; Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen kararda gerekse dava konusu YİDK kararında da açıkça ifade edildiği üzere ... sayılı davacıya ait “... Hotels” mesnet olduğu iddia edilen hükümden düştüğünden yani ilgili mesnet marka hüküm ifade eder nitelikte olmadığından karıştırılma ihtimali yönünden itirazların doğrudan reddi gerektiğini; ...m.6/3 hükmünün uygulanabilmesi için ı) tarihi olarak öncelik, ıı) marka veya ticaret sırasında kullanılan bir işaretin varlığı, ııı) hak elde etmiş olma, ıv) hak elde edilen işaret ile başvuruya konu işaret arasında benzerlik bulunması, v) kullanılan mallar/hizmetler ile başvuruya konu malların/hizmetlerin aynı veya benzer olması şartlarının kümülatif olarak birlikte var olması gerektiğini; somut olayda “hak elde etmiş olma” hususunun irdelenmesi gerektiğini; hak elde etmek için kullanımın mutlaka Türkiye’de olması gerektiğini; somut olayda davacı tarafça hükümden düşmüş marka için gerek kuruma itiraz aşamasında sunulan belgelerde gerekse de dava dilekçesinde yer alan belgelerde davacı tarafın yurtdışına ait kullanımlarına ilişkin çeşitli belgeleri, markanın farklı ülkelerdeki tescil belgeleri, yurtdışındaki çeşitli haberleri ve Almanya’daki ilgili otelde ağırladığı Türk misafirlerin sayısını sunduğunu, ancak kullanımın mutlaka Türkiye’de olması gerektiğine ilişkin bir bilginin olmadığını; başvuru konusu markanın başvuru tarihi 19/02/2020 olup davacı tarafça dava dilekçesinde hükümden düşmüş markasının başkası tarafından kullanımını veya tescilini engelleme hakkı verecek nitelik ve yoğunlukta, başvuru konusu markanın kapsamındaki mallarla ilgili olarak Türkiye’de ciddi kullanım teşkil edecek şekilde ticaret alanında kullanıldığının da ispat edilemediğini; dosya kapsamında yer alan belgelerin hükümden düşmüş “... Hotels” Markasının Türkiye’de tanınmışlığını ve kullanımını kanıtlar nitelikte olmadığını; davacı tarafça davalı kuruma itiraz aşamasında kötü niyet iddiasını destekleyecek nitelikte somut ve elle tutulur yeterli delil sunulmadığından ve de böyle bir kanaat oluşmadığından bu iddianın da reddi gerektiğini beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının tecavüzün tespiti talebi bakımından aktif husumet ehliyeti bulunmadığını; davacının kurul kararının iptali talebi dışındaki talepleri bakımından sayın mahkeme yetkisiz olup yetkili mahkeme müvekkilin yerleşim yeri olan kaş asliye hukuk (fikri ve sınai haklar hukuk mahkemesi sıfatıyla) mahkemesi olduğunu; davacı markasının esas unsurunun "B" ve "B" harfleri olduğunu; müvekkile ait markanın esas unsurlarının "b", "n", "b" harfleri ile şekil unsurundan oluştuğunu; davaya konu markaların aynı veya benzer olmadığı ve karıştırılma ihtimali bakımından davacının markasının Türkiye'de tescilli olmaması dolayısıyla inceleme yapılamayacağına ilişkin kurul kararının hukuka uygun olduğunu; eskiye dayalı kullanımda hak elde edilebilmesi için işaretin ciddi ve yoğun şekilde Türkiye'de kullanılması gerektiğini; bu hususun da ülkesellik ilkesinin gereği olduğunu; Paris Sözleşmesi 1. Mükerrer 6. Madde hükmünde tanınırlığa ilişkin olarak karışıklığa yol açabilecek bir şekilde yeniden reprodüksiyonu, taklit edilmesi veya aslına yakın bir şekilde değiştirilmesi şartının arandığını, somut olay bakımından davaya konu olan marka ibareleri arasında hiçbir şekilde reprodüksiyon veyahut taklit bulunmamadığını; davalı müvekkilibe ait markanın davacının marka ibaresinin tamamen dışında özgün olup benzerlik içermediğini; ibarelerin renkleri, yazı stilleri, oluşturuluş tarzlarının farklı olduğunu; dava konusu markanın telaffuzunun Türkçe karakterler ile "otel be ne be" iken davacının markasının telaffuzu ise Türkçe olmaması dolayısıyla "bi en bi hotels" şeklinde olduğunu; Yargıtay'ın müstakar kararları doğrultusunda tanınırlık için markanın Türkiye'de kullanılması yeterli olup ayrıca bilinirlik aranmasa da davacı tarafından söz konusu markası Türkiye'de kullanılmamakt olduğunu; davacı da zaten aksi iddia da bulunmadığını; markasını Türkiye'de ciddi ve yoğun şekilde kullandığını ileri sürmediğini; davacı tarafından otele ilişkin haber ve Türk müşteri listesi gibi hususlar dosyaya sunulsa da kanunkoyucu tarafından aranan hususun Türk vatandaşlarının markayı kullanması değil marka ibaresinin Türkiye'de kullanılması olduğunu; davacı ticaret unvanının Groupe ... Hotels ... olduğunu; davacının ticaret unvanı ile müvekkile ait marka işaretinin birbiri ile hiçbir ilgisi veyahut benzerliği bulunmadığını; müvekkilin marka başvurusunun kötüniyetli olmadığını; davacının kötüniyet iddiasını destekler herhangi bir somut delil sunmamış olup bu bakımdan Kurul kararında hukuka aykırılık bulunmadığını beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Uyuşmazlıgın Tespiti ve Uygulanacak Hükümler,Delillerin Tartışılması ve Kabul
Dava, davalı başvurusu olan ,,, sayılı marka başvurusu ile ilgili olarak TÜRKPATENT tarafından alınan ... sayılı kararın iptali ve hükümsüzlük ile gerçek hak sahipliğinin ve tescilin kötü niyetli olduğunun tespiti istemlerine ilişkindir. İptali istenen YİDK kararının davacıya 15/11/2021 tarihinde tebliğ edildiği, son günün hafta sonuna denk gelmesi nedeniyle 17/01/2022 tarihinde açılan davanın, 5000 sayılı kanunun 15/c maddesinde belirlenen iki aylık hak düşürücü süre içerisinde olduğu anlaşılmış ve işin esasına geçilmiştir.
Mahkememize uzman bilirkişi heyetinden alınan 20/06/2022 havale tarihli raporda konu ayrıntılı irdelenmiş olup özetle; "...Dava konusu marka ile davacı tarafın dayandığı markaları arasında 6769 Sayılı Kanun m.6/1 koşullarının oluşmadığı; 6769 Sayılı Kanun m.6/3 koşullarının oluşmadığı; Dosya mevcut delillerin davacının dayanak markasının tanınmışlığını kanıtlamaya yeterli olmadığı; Davacının, kötü niyet iddiasının dayanaksız kaldığı; ..." ifade edilmiştir.
6769 sayılı SMK m.6/1 hükmü kısaca, bir marka başvurusunun daha önce yapılmış başvuru veya tescilli bir marka ile “karıştırılma ihtimali” bulunması ve önceki marka ya da başvuru sahibinin itiraz etmesi koşuluyla başvurunun reddini öngörmektedir. Şu halde, iltibas ya da karıştırma riskinin varlığı için, tescil kapsamındaki mal/hizmetlerin ve aynı zamanda başvuru ve markanın (işaretlerin) karıştırma ihtimali bulunacak derecede aynı yada benzer olması gerekir; karıştırma ihtimalinin değerlendirilmesinde somut olayın tüm özellikleri dikkate alınarak bütüncül bir yaklaşımla değerlendirilmelidir. İlke olarak mal ve hizmet benzerliği ile değerlendirmeye başlanır. Mal ve hizmetlerin benzerliği değerlendirilirken de çekişme konusu mal ve hizmetlerin ortalama tüketici kitlesi, doğal yapısı, kullanım amacı, fiyatı, alım sıklığı, üretim dağıtım ve satış kanalları ile yerleri, rekabet, ikame veya tamamlama ilişkisi olup olmadığı gibi bütün faktörler dikkate alınmalıdır.
Buna göre dava konusu başvurunun ... başvuru numaralı "..." ibaresinden oluştuğu, kapsamında 39, 43.sınıftaki "39 Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri. Tekne barındırma hizmetleri. Boru hattı ile taşıma hizmetleri. Elektrik dağıtım hizmetleri. Su temin hizmetleri. Taşıt ve malları kurtarma hizmetleri. Malların depolanması, paketlenmesi ve sandıklanması hizmetleri. Çöplerin depolanması ve taşınması hizmetleri, atıkların toplanması ve taşınması hizmetleri. 43 Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri. Gündüz bakımı (kreş) hizmetleri. Hayvanlar için geçici barınma sağlanması hizmetleri." mal ve hizmetlerin bulunduğu, itiraza dayanak markaların ise ... sayılı ve "... hotels" ibarelerinden meydana geldiği ve koruma kapsamında 43.sınıftaki bir kısım mal ve hizmetlerin yer aldığı, gözlenmektedir.
İşaretlerin benzerliğine gelince, bu değerlendirmede, önceki markanın ayırt edicilik düzeyi, tescil kapsamındaki mal/hizmetler yönünden tanımlayıcılığı ve bu nedenle zayıflığı ya da kullanımla sonradan yüksek ayırt edicilik veya tanınmışlık kazanıp kazanmadığı önemli bir faktördür. İşaretler de parçalara ayrılmadan ve bütüncül olarak değerlendirmeli, ancak markayı oluşturan dominant yada ayırt edici unsurlar akılda tutulmalıdır. Görsel, sescil ve kavramsal benzerlik ya da farkların, markanın genel izleniminde bıraktığı etki esas alınmalıdır.
Somut olayda çekişmeli başvuru standart karekterle yazılmış “b piliç” ibaresinden oluşurken; itiraza dayanak ve dava dilekçesinde bahsi geçen markaların standart karekterle yazılı "....şekil" ibarelerinden oluştuğu görülmektedir.
Somut olayda davacı tarafın dayanmış olduğu ... başvuru no’lu "... hotels" ibareli marka başvurusunun; 08.11.2007 tarihinde 43.sınıfta “....” hizmetleri için yapıldığı, TÜRKPATENT tarafından reddine karar verildiği ve dava tarihi itibariyle geçersiz olduğu tespit edilerek, davacının tescil edilmiş markası veya önceki tarihte yapılmış geçerli bir marka başvurusu bulunmadığından ...m.6/1 hükmü kapsamında karıştırılma ihtimaline dayalı itiraz koşulların oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Gerçek Hak Sahipliği Yönünden Yapılan Değerlendirme
Davacının gerçek hak sahipliği koşulunun oluşup oluşmadığı ...m.6/3 hükmü gereğince başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. ...m.6/3 hükmünde açık bir şekilde “aynılık veya benzerlik” ifadesi kullanılmamış olmakla birlikte, “bir işaret için hak elde etmiş olma “koşulu nedeniyle tescilsiz hak ile başvuru arasında “aynılık veya benzerlik” bulunması gerektiği düşünülmektedir. “Gerçek hak sahipliği ilkesi gereği, yurt içinde, marka başvurusundan önce ve markaya konu işaretin tescil kapsamındaki mal ve hizmetler yönünden yoğun ve sıkı kullanım sonucu işaret üzerinde önceye dayalı hak elde edilmiş olması halinde, o işaret üzerinde gerçek hak sahibi olan kişiye öncelik hakkı tanınır. Ancak söz konusu işaret üzerindeki kullanımın, yurt içinde ve yerelden daha geniş bir coğrafyada, nizasız, fasılasız ve yoğun bir şekilde kullanılmış olması gerekir. İşaretin yurtdışındaki kullanımları, işareti kullanan kişiye yurtiçinde herhangi bir öncelik hakkı vermez. Keza işareti taşıyan mal ve hizmetlerin, yurtdışına çıkan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına pazarlanmış olması da yurtdışındaki internet sitesine Türkiye'den alıcıların ulaşabiliyor olması da işaret sahibine yurt içinde herhangi bir öncelik hakkı bahşetmeyecektir”. (11. HD., 2017/3943 E., 2019/1154 K., 13.02.2019 T.) Somut olayda davacının gerçek hak sahipliğini kanıtlamak amacıyla başta İngilizce, Fransızca, Almanca olmak üzere yabancı dillerde yayınlanmış yurt dışında çeşitli basın yayın organlarındaki “... Hotels” markasına ilişkin haberleri, markanın farklı ülkelerdeki tescil bilgileri ve Almanya ... Hotels’in ağırladığı Türk misafirlerin sayısını/listesini sunmuş olup, davacının “... Hotels” markasının Türkiye’de kullanıldığına dair her hangi bir delil sunmadığı tespit edilmiştir.
Davacının gerçek hak sahipliği ilkesine dayanabilmesi için Yargıtay’ın benimsemiş olduğu Türkiye’de kullanım koşulunun mevcut deliller ile sağlanamadığı, açıklanan gerekçe ile somut olayda gerçek hak sahipliğine dayalı itiraz koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır.
Tanınmışlık Hususunda Yapılan Değerlendirme
Tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, toplumda ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği veya tescil için başvurusu yapılmış markanın ayırt edici karakterini zedeleyici sonuçlar doğurabileceği durumda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu reddedilir denilmektedir. Bu anlamda tanınmışlık için; yukarıda sayılan koşullara ek olarak ulusal tescil şartı, niteliksel tanınmışlık ve markanın ününden haksız yararlanma olguları da aranır.
Bir markanın tanınmışlıktan yararlanması için yukarıda sayılan şartların gerçekleşmiş olması gerektiği, somut olay açısından ise davalının başvurusunun, davacı markaları açısından tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarına zarar verebileceği kanaatine varılamadığından, dosya içeriği itibari ile 6769 sayılı SMK’nın 6/5 maddesinde yer alan koşulların oluşmadığı dolayısıyla tanınmışlığın bu duruma bir etkisinin olmayacağı kanaatine varılmıştır.
Kötü Niyet Hususunda Yapılan Değerlendirme:
Somut olayda, davalı şirket tarafından yapılan marka başvurusunun kötü niyetli olduğuna ilişkin somut veriler dosya kapsamında bulunmamakla ve markanın kullanılış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı veya iyiniyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, davalı şirketin kötü niyetli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Hükümsüzlük talebi açısından; taraf markalarının benzer olmaması ve 6769 sayılı SMK’nın 6/1, 6/3, 6/5, 6/9 bendi anlamında iltibas tehlikesinin mevcut olmaması nedeniyle hükümsüzlük şartlarının oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Taraflarca sunulan belgeler ile tüm deliller incelenmiş, alınan rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiş olup yukarıda açıklanan gerekçelerle, davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiği için AAÜT uyarınca 15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Tarafların yatırdıkları gider avanslarından kalan tutarın HMK 333/1 uyarınca karar kesinleştiğinde iade işlemi yapılmak üzere tebliğden itibaren 15 gün içinde, banka hesap numarası bildirildiğinde hesaba aktarılmasına, aksi halde PTT aracılığı ile adreste ödemeli olarak gönderilmesine,
Dair verilen karar, davalı kurum vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davacının yokluğunda 6100 sayılı HMK'nun 341. ile 345. Maddelerine göre tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf Kanun Yoluna dilekçe ile başvurulabileceğine yönelik karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/09/2022
Katip ...
¸

Hakim ...
¸

¸Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu gereğince
DYS üzerinden E-İmza ile imzalanmış olup,
Ayrıca fiziki olarak imzalanmayacaktır.

UYAP Entegrasyonu